Britney Spears - Britney Jean

Britney’nin En Kişisel Albümü: Britney Jean

Pop müziğin prensesi Britney Spears, yeni albümü Britney Jean ile tekrar karşımızda. 2013 yılının en çok merak edilen albümlerinden birisi olan Britney Jean, Britney’nin 8. stüdyo albümü. Albüm hakkında konuşmaya başlamadan önce gelin biraz bilgilerimizi tazeleyelim.

Mayıs ayının başlarında stüdyo giren Britney, yeni albümünün şimdiye kadarki en kişisel albümü olduğunu açıkladı ve bir anda gündem olmayı başardı. Ardından albüm “pop yaşamının yalnızlığı” olarak özetlendi. Albümde ağırlıklı olarak Will.I.Am ve Preston ile çalışan Britney, sözlere ise oldukça katkı sağladığını açıkladı. Her ne kadar Britney ile bağdaştıramasam da elektronik dans müziği ağırlıklı bir albüm olan Britney Jean, 3 aralıkta satışa sunulacak. Albümü iTunes ve Spotify üzerinden dinlemek ise mümkün.  

Haydi bakalım, merakla beklenen albümü yavaş yavaş dinlemeye, okumaya başlayalım.

Britney Jean

Albümün açılış şarkısı, albümde ön plana çıkmaya aday şarkılardan olan Alien. Şarkının prodüktör koltuğunda William Orbit ve Anthony Preston ikilisi kendilerinden söz ettirmeyi başarıyor. Bu ikili, albümün genelinde de hâkimiyete sahipken, Preston’ın ağırlığının bu şarkıda daha fazla hissedildiğini düşünüyorum. Şarkıya tekrar dönecek olursak, şarkının sözleri Britney’nin bir zamanlar kendini yalnız hatta uzaylı gibi hissetmesini anlatıyor. Şarkıda biraz ilerleyince, aslında Britney’nin artık kendini yalnız hissetmediğini “But the stars in the sky / Look like home, take me home / And the light in your eyes / Let’s me know, I'm not alone” sözleri ile anlıyoruz. Sözler her ne kadar akılda kalıcı olsa da özellikle şarkının nakarat kısmındaki sözler biraz eksik kalmış. Aslında oldukça güzel tonda ve ritimde başlayan nakarat, “not alone” tekrarları ile kısıtlandırılmış. Genel olarak ise, güzel denebilecek bir açılış şarkısı. (7,5 /10)

İlk şarkı bitiyor ve Work Bitch çalmaya başlıyor. Albümün çıkış teklisi olan Work Bitch’i her ne kadar geçip hiç duymadığım şarkıları dinlemek istesem de kalkıp dans etmeyi seçiyorum. Şarkının sansürlenmiş halinde “work bitch” yerine söylenen “work work” ise suratımda her seferinde ufak bir gülümseme yaratıyor. Ben dans ederken siz de buradan şarkı hakkında yazmış olduğum detaylı incelemeye bir göz atın. (8 / 10)

İnşallah Work Bitch yazısını okuduktan sonra buraya dönmeyi unutmamışsınızdır. Fakat yerinize hemen kurulmayın çünkü bir kez daha ufak bir yolculuğa çıkıyoruz. Albümün ikinci teklisi olarak piyasaya sunulan ve 3 aralık tarihinde klibini de izleyeceğimiz Perfume şarkısı hakkında zaten geçen hafta bir değerlendirme yapmıştım. “Çok merak ettim, nereden okuyacağım?” diye hiç düşünmeyin şöyle buyurun.  (7 / 10)

 

Albümden çıkan iki tekliden sonra karşımıza It Should Be Easy (feat. Will.I.Am) çıkıyor. Öncelikle şarkı hakkında kesin bir karara henüz varabilmiş değilim. Bana kalırsa, şarkının hem olumlu hem de olumsuz yönleri oldukça güçlü. İlk olarak olumlu tarafı ziyaret edelim. Şarkıda Britney’nin vokalleri oldukça garip ve değişik. Açıkçası ilk birkaç dinleyişimde vokalleri son derece itici bulmuş olmama rağmen zaman içerisinde şarkıyı neredeyse sadece Britney’nin vokalleri için dinlemeye başladım. Ek olarak ise şarkının hikâyesi son derece basit olsa da anlatımı son derece masum ve sevimli geliyor bana. Fakat dediğim gibi şarkıda bazı olumsuzluklar da mevcut. Her ne kadar elektronik dans müziği hayranı olsam da, It Should Be Easy’nin Britney için biraz abartılmış bir EDM şarkısı olduğunu düşünmekle birlikte nakarat ve köprü bölümlerinin biraz silik olduğunu da eklemek isterim. Şarkıyı biraz dikkatli dinleyince şarkının David Guetta eseri olduğunu anlamak da mümkün. (6,5 / 10)

Sırada 2 dakika 58 saniye ile albümün en kısa şarkısı olan Tik Tik Boom (feat. T.I.) var. Şarkıda ilk dikkat çeken nokta Britney’nin vokalleri. It Should Be Easy’deki robotik vokalleri sevsem de bu şarkıdaki Britney’nin sanki gribe yakalanmış sesini gerçekten sevemedim. Maalesef şarkı, söz ve müzik bakımından da oldukça zayıf kalmış. Sabit bir ritimden oluşan şarkıdaki sözler ise tekdüzelikten ölmek üzere. Aşırı kelime ve cümle tekrarı barındıran şarkı, bana kalırsa albümün en zayıf halkası. (4 / 10)    

Geliyoruz benim özel bir merakla beklediğim Body Ache şarkısına. Albümdeki şarkıların isimleri açıklandıktan sonra benim için merak konusu olan Body Ache, beni hem sevindirdi hem de üzdü diyebilirim. Şarkıyı ilk dinleyişimde, şarkının girişini duyunca o kadar çok sevinmiştim ki kendi kendime “işte sonunda aradığım davullar” diye düşünmüştüm fakat şarkı ilerledikçe biraz hayal kırıklığı yaşamaya başladım. Nakarat ile başlayan şarkı, güçlü bir giriş yapsa da nakaratın son kısımlarında müzik o kadar kontrolsüz yükseliyor ki çoğu zaman kulaklıkları çıkarmak zorunda kalıyorum. Ayrıca şarkıdaki ara ritimlerin Will.I.Am’in #ThatPower şarkısını anımsatması ise ayrı bir olay. Son olarak ise şarkının fazla gürültülü ve tiz olmasına rağmen hâlâ bir patlama noktasının olmayışı oldukça ilginç. (6,5 / 10)

Beni üzen iki şarkıdan sonra Till It’s Gone şarkısına geliyoruz. İlk olarak söylemek istediğim şey, şarkının ana prodüktörlüğünü Tuinfort’un üstlendiği. Kendisini tanımayanlar için ufak bir hatırlatma olarak şu örnekleri vermek mümkün: Phresh Off The Runway / Right Now – Rihanna, The Sweet Escape – Gwen Stefani, Fashion! – Lady Gaga. Son zamanlarda popülaritesi artan Tuinfort, Till It’s Gone şarkısında da ortaya başarılı bir iş çıkarmış. Şarkı, albümde sevdiğim şarkılar arasında yer almasına rağmen şarkıda hâlâ içime sinmeyen bir olay söz konusu. Evet, şarkı EDM diye bağırıyor ve yüksek ses ile dinlenildiğinde insanı çıldırtmaya yetiyor fakat Britney’nin şu anki durumunu göz önüne alırsak bu şarkı Britney’e ne kadar uyuyor? Sanırım cevabı hepimiz çok iyi biliyoruz. (8 / 10)

Albümün sonuna doğru yaklaşırken sevindirici olaylar yavaş yavaş su üstüne çıkmaya başlıyor. Diplo’nun başarılı işlerinden birisi olan Passenger, benim albümdeki açık ara favorim. Sözler son derece güzel olmakla birlikte güzel de işlenmiş. “I'll let you lead the way now / Cus I want you to take the wheel / I've never been a passenger though / I never knew how good it would feel” sözleri ise hem vurucu hem de akılda kalıcı. Şarkının ritmi ve müziği ise neredeyse Britney’i zorlamış diyebilirim ki bu duruma çok sevindim. Diğer şarkılarda Britney stüdyoya girmiş ve şarkıyı seslendirmiş hissi varken bu şarkının vokallerine bir güç, bir haykırış hâkim. Ayrıca madem vokallerden bahsediyoruz Passenger’in albümdeki en güçlü ve en güzel vokallere sahip olduğunu da ekleyebilirim. Özellikle şarkının B kısmındaki ve köprü kısmındaki vokaller muazzam. (9,5 / 10)

Gelelim büyük ihtimalle albümün en çok merak edilen şarkısına: Chillin’ With You (feat. Jamie Lynn). Siz de farkındasınızdır ki müzik dünyasında bu sıralar düetler tekrar zirvesini yaşıyor. Britney’nin de albüm çıkmadan albümde birçok düet olduğunu söylemesi üzerine meraklı bekleyiş başlamıştı. Albümdeki şarkıların açıklanması ile sanırım herkes bir güzel ters köşe oldu. Küçük kardeşi ile düet yapan Britney, oldukça güzel bir karar almış bana kalırsa. Son zamanlarda albümlerin olmazsa olmazı haline gelen country müzik esintili müziği ve yer yer tarz değiştirmeyi başaran altyapısı ile şarkı, albüm içerisinde ortalamanın üstünde bir yerde. Müzik kariyerine adım atan Jamie’nin vokalleri ise 13 yaşındaki genç bir kızı andırıyor. Fakat buna rağmen iki kardeşin sesleri güzel bir ahenk oluşturuyor. (7 / 10)

Son olarak karşımızda albümün kapanış şarkısı Don’t Cry var. Kendi adıma, Britney durdu durdu turnayı gözünden son şarkıda vurdu. Islıklar ile başlayan şarkı, ilk saniyesinden insanı ele geçiriyor ve tatlı ve net melodisi ile albümü bir güzel kapatıyor. Sözler ise gerçekten albümü kapatıyor denebilir. Oldukça gürültü albümün içinde böyle güzel ve sakin bir şarkıyı barındırmak son derece önemliyken şarkının da neredeyse albümün en iyisi olması son derece sevindirici. Britney’e tek eleştirim şarkının neden ikinci tekli olarak yayınlanmadığı. (9 / 10)

Albüm hakkında söyleyeceklerim tam olarak bitti denemez çünkü albümün deluxe versiyonunda üç yeni şarkı ile birlikte Perfume şarkının bir remix’i bulunuyor. Maalesef onları değerlendirmeyeceğim fakat size Brightest Morning Star şarkısına dikkat etmenizi öneririm. Şarkı, standart versiyondaki çoğu şarkıdan daha başarılı. Umarım Britney, şarkıyı değerlendirme fırsatı bulur.

Evet, gördüğünüz üzere yılın en çok beklenen albümlerinden birisi olan Britney Jean beni tam olarak tatmin etmedi. Albümde gerçekten çok sevdiğim, ben bunu sürekli dinlerim dediğim birkaç şarkı var fakat genele bakıldığında oldukça iddiasız bir albüm çıkıyor karşımıza. Ayrıca bana kalırsa albüm, Britney’nin en kişisel albümü olmanın yanına bile yaklaşamaz. Yazının başında da söylediğim gibi Britney Spears ile Britney Jean albümü gerçekten hiç uyuşmuyor.

Şimdiye kadar iki tekli ve albüm çıkarmış Britney’nin henüz hiçbir yerde performans sergilememesini ise son derece uygunsuz buluyorum. Britney'nin performans sergilememesinin sebebi Vegas anlaşmasından dolayı olduğu biliniyor. Umalım ki bu bekleyiş, Vegas performansları ile güzel bir şekilde son bulur.

Genel Toplam: 73 / 100

Kaan Kızılırmak (Music May Kill)