Bmigo
Fashion May Kill
Moda haftası ardından moda haftasıyla geçen iki ay:
Ocak ve Şubat, gerçekten bir ara takip etmesi zor bir hal aldı. Haute Couture
şovlarının ardından gelen Sonbahar / Kış Pret-a-Porter şovları yine oldukça
çeşitli ve zengin. ''Çok mu meşgulsün? Her gün iki defile bakıver, hayır hobi
olarak yap, kafan dağılır!'' diyenlere tamam diyorum. Haklısınız. Baktım,
göz-gönül açacak en güzel tasarımları derledim aşağıda.
Aslında bu hafta Oscar ödül töreni kırmızı halısını
yazmaktı amacım ancak pazartesi sabahı karşılaştığım sıkıcılıktan ölen kırmızı
halı kıyafetleri beni bu isteğimden vazgeçirdi. Saçlarının bir an önce uzaması
için her gece dua ettiğim Jennifer Lawrence'ın tekrar takılıp düşeyazması,
Ellen'ın kalabalık selfie'si ve yara izi dolu, zayıf, en iyi haliyle bazı
yazarlardan ''En azından nemlendirici sürmüş, bacakları parlıyor.'' yorumunu
alan bacaklarıyla şortlu Pharrell Williams dışında ödül töreninin dikkat çeken
bir kısmı olduğunu sanmıyorum. Bilmiyorum Cinema May Kill ne der ancak filmleri
de ileri derecede sıkıcı buldum. Artık Matthew McConaughey emekli olsun.
Tabii bir tane bile mi güzel şey yoktu derseniz bebek
mavisi Versace elbisesiyle Lupita Nyong'o ve The Wolf of Wall Street filmindeki
rolünün aksine, en iyi aktör dalındaki Oscar için Matthew Mcconaughey'in ismi
açıklandığındaki gözleri dolmak üzere görüntüsüyle sosyal medyanın alabildiğine
dalga geçtiği, masum mu masum, tatlı mı tatlı Leonardo Dicaprio'yu size örnek
verebilirim.
Evet gelelim 2014 Sonbahar / Kış şovlarına; öncelikle
hâlâ oversized, kışlık bir manto almayan varsa aranızda, üzülmeyin almak için
oldukça bol zamana sahipsiniz, çünkü bu kocamanlık modası yakın bir zamanda
geçeceğe benzemiyor. Keşke daha orta sınıf mağazalar da böyle parçalar yapsa ya
da yapanlar biraz daha başarılı olsa. (Sevgili Indie May Kill birkaç ay önce
böyle bir parça denedi Mango'da, korkunçtu. Hadi kocaman manto yapalım deyince
olmuyor maalesef.)
Neyse, bu sezon her zamankinden de büyük ve garip
kesimleri Hermes ve tabii ki Vivienne Westwood'da bulmak mümkün.
Issey Miyake tasarımı kat kat kat bir parça oldukça
hacimli ve koruyucu, bir o kadar da ağır duruyor.
Daha önce fark etmediğim iki marka Monclear Gamme Rouge
ve Paul & Joe koleksiyonları tazeleyici bir deneyim oldu benim için.
Monclear Gamme Rouge'un Astragan kürklü tasarımları oldukça ilgi çekici. Bir
örneğini de Miu Miu'da gördüğüm metalik, hatta alüminyum folyo parlaklığını
andıran paltolar ise cesur ve eğlenceli bir seçenek gibi duruyor.
Bu arada küçük bir detay olarak Monclear Gamme Rouge
tasarımlarının neredeyse hepsine eşlik eden, bilek kısmına doğru kısa bir parça
halinde tül olan taytlar fashionista kızlar için bu sezon bir must! (Hadi
DIY-kendin yap çılgınlarına yeni bir fikir. Önümüzdeki günlerde sıradan ve
sıkıcı ötesi fashion bloglarında görürseniz şaşırmayın lütfen. Taytın kenarına
''Love'' ''Heart'' falan da yazılmış olabilir. God no!) Pharrell boyutu
şapkalar da sezonda yerini almış!
Paul & Joe'nun sakin ama aynı zamanda canlı
turuncuları ise rahatlatıcı yine aynı zamanda hareketli görünüyor. Gerçekten
emin olamadım nasıl hissettim ama emin olduğum şey oldukça güzel oldukları.
Couture koleksiyonunda operalardan esinlenen Valentino,
o koleksiyonunda elbiselere, eteklere işlediği yabani hayvan desenlerinin
benzerini, yine aynı şekilde ancak bu kez çiçekler ve kelebekleri kullanarak
yumuşacık, sıcacık ceketlere işlemiş. Koleksiyon genelindeki hafif vintage hava
da oldukça hoş. Diz altı, pileli etekler sonbahar için oldukça güzel bir seçim
olabilir.
Bu sezon koleksiyonlarının bir diğer dominant faktörü
de çılgıncasına disko desenleri! Çizgiler, geometrik şekiller ve hepsi parlak
renklerde.
Desen değil hacimdir önemli olancılardansanız,
Balmain'ın muhteşem kalın kemerlerle süslü vahşi deri tasarımları, Vionnet'nin
katı, kartondan yapılmışçasına sert duran geometrik kesimli elbiseleri ya da
Issey Miyake'nin muhtemelen bu dünyanın dışından tasarımlarına bir göz
atabilirsiniz.
Kocaman parçaların arasında az da olsa minik, narin
parçalar da yok değil. Gucci ve Valentino tasarımı elbiseler tam bir
hanımefendi hatta belki biraz Blair Waldorf şıklığında. Tabii bu şıklığa Paul
& Joe'nun yaptığı gibi bir boyfriend parçası (mesela ceketi) da
ekleyebilirsiniz.
Tabii bu elbiseleri elinizden gelirse A kesiminde
seçmeyi unutmayın. Marc Jacobs ile geçirdiği yılların ardından bu sezon Nicolas
Ghesquiére ile devam eden Louis Vuitton'un aşağıdaki örnekleri gibi mesela.
(Kendin yapçılar dikkat kesilsin, Louis Vuitton'un yeni kemer bağlama stilini
siz de uygulayın stilinize stil katın!)
Kendisinden beklenmeyen bir şekilde bir parça
''Fabulous'' tasarımlar yapan Dsquared ile kokoş şıklığa koşabilirken,
sofistike ve olgun kadın imajı çizen bebek mavisi Gucci tasarımlarla
entellektüel parçanızı öne çıkarabilirsiniz. (Sanırım gözlüklerin de etkisi
büyük)
Sezona genel bakışın ardından Top 3'e geçmeden önce
Moschino'nun Mcdonalds esintili tasarımlarını kınıyorum. Tamam tüketici toplumu
eleştirelim mesaj verelim falan ama yok yani olmamış. Bi siz de bakın ne
düşüneceksiniz bakalım?
Son dönemin altın çocuğu Ricardo Tisci bu Givenchy
koleksiyonuyla sanırım kariyerinin zirvesinde.
Versace Grace Jones başlıkları yapar da Dolce & Gabbana
şövalye başlıkları yapamaz mı? Evet yapabilir. Sicilya'nın kültürünü, en güzel
desenlerini yansıtan koleksiyon oldukça başarılı.
Ve son olarak sanıyorum hepinizin gördüğü Chanel
Shopping Center temalı şovuyla kendini aşan Karl Lagerfeld bu sezona damgasını
vurdu.
Sevgili Bmigo, yine yeniden yazını okurken hayata bir başka pencereden baktım, çok renkli ve eğlenceli bir pencereden... Kendine has ve samimi yorumlarınla birleştirilmiş modayı okumayı seviyorum :) Yine çok zengin ve güzel bir yazı hazırlamışsın bizlere. Ellerine sağlık...
YanıtlaSil