Sis Atma T.Ç.
Photography May Kill
Aslında
şimdiki yazının tamamen çıplaklık; memeler, pipiler üzerine olması gerekiyordu.
Ama sonra hepimizin günde yüz elli sekiz kere yaşadığı "ay şu çocuğa
bakayım, aa bu kız kimmiş ki yanında, e bu kızın yanındaki çocuk kimle evli,
yuhh o benim ilkokul sıra arkadaşım Fatmanur değil mi, ÖÖEEEH 3 çocuk mu
yapmışlar?, yaaaa ikincisi çok tatlıymış" gibi; ya da ne bileyim işte
"lan Arif'in Menchester'a attığı golü arıyodum nereye geldim amk"
tarzında savrulduuuum ve geldim Gezi Parkı'na ordan seçimlere falan feşmekan.
Geçtiğimiz o kadar ayda her gün belki yüzlercesini görüp, her ne görüşten
olursak olalım ya da her ne kadar hiçbir görüşten olmayalım, iyi ya da kötü
etkilendiğimiz bir fotoğrafın ucuna kadar geldim. Şu an önümde duran yaklaşık
150 fotoğraftan sadece aşağıdakilerin olmasının sebepleri, ya hepsine istediğim
zaman bakabileceğim "şöyle" bir yer bulamadığım, ya unutmak
istemediğim, ya hatırlatmak istediğim, ya da vs vs. Aşağıda olmamalarının
sebepleri de tamamen yer sıkıntısı. (Fotoğrafı çeken kişinin ismini
bulabildiysem ekledim, bulamadıklarım da var, eğer bilen varsa yorumlara lütfen
eklesinler, anonim kalmasın.)
Şöyle mi başlamıştı;
Dünya çapında yer
etmiş bir fotoğraf olarak herkesin beyin kıvrımlarına kazındı tabi.
Sonra belki çok da sırasıyla değil
ama şunları hep gördük;
Şunu,
Ankara'da deniz
gözlüğüyle gaz içinde yüzenleri,
Osman Örsal- Taksim
Taksim Meydan'ında "Captain Turkey" olanları,
Anneleri (buradan sonra taşa oturan görmedik mesela),
En dik duran adam'ı,
Uygar Taylan- Duran Adam
Duran Adam'ları,
Duran popoları,
Belki Gandalf'ı
göremedik,
Kadıköy'de
havai fişekleri,
Gerçekte ve gözlerde
'ölüm'ü,
Gaziantep'tekilerin
oyları zor gördüğünü,
Oy saymaktan,
saklamaktan yorulanları,
Her şeyi gördük.
74 milyon, buncacık
ayda çok şey gördü.
Pencereleri,
Ve balkonları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder