Kaan Kızılırmak
Music May Kill
Altın Çocuk
Pharrell ve ikonikleşen şapkası şarkı söylerken
Müzik dünyası, 2013 yılını –özellikle
de 2013’ün ikinci yarısını- oldukça hareketli geçirdi. Yeni yılın gelmesi ve
ocak – şubat kardeşlerin ağırlıklarını koymaları ile müzik dünyası, ufak çaplı
bir durgunluk yaşadı. Anonim boşuna söylememiş “Zaman
her şeyin ilacıdır.” diye. Benim için tek yumurta ikizi olan ocak – şubat kardeşlerden
sonra daha ılımlı olan mart ayının gelişi, kulaklarımızı koruyan şapkaları,
atkıları, rengarenk kulaklıklar ile değiştirmeye başlamamızı sağladı.
2014’ün ilk çeyreğinin yavaş yavaş
sonuna gelirken geçen yılın altın çocuğu
Pharrell, müzik dünyasındaki sessizliği
bozdu ve yeni albümü G I R L ile
yeni yıla güzel bir başlangıç yaptı. Böyle söyleyince zamanın ne kadar hızlı
geçtiğini fark ediyor insan. “Nasıl yani,
2014 başlayalı koskoca 3 ay mı olmuş?” dememek elde değil. Zaman, ilaç mı değil mi
onu bilmiyorum ama kendisinin son derece hızlı geçtiği konusunda uzun uzun
konuşabilirim.
Eğer bir sözlük yazarı olsaydım
ve Pharrell Williams hakkında bir şey yazmam gerekseydi sanırım sadece bir
cümle yeterli olacaktı kendisini tasvir etmeye: “Pharrell Williams… Altın çocuk olmanın yaşının olmadığını ispatlayan
kimse.” 2013 yılında popülaritesini, bir gökdelenin en üst katındaki tavana
kadar vurduran Pharrell, upuzun bir aradan sonra kendi albümünü de yayınlamayı
başardı.
Paragraflar oluşmaya başladı ama
ben altın çocuğu bir anlatamadım. Bana göre müzik dünyası, tüketim hızının da
artmasıyla 80’ler, 90’lar olmaktan çıkıp 2011 – 2012, 2012- 2013 sezonuna
dönüştü. Durum böyleyken artık eski zamanlardaki gibi belli dönemlere hükmeden
ve uzun süre başarılı olan sanatçıların yerini yaşanılan yıla damga vuran
sanatçılar aldı. İşte 2013 – 2014 sezonunun da altın yumurtlayan altın çocuğu Pharrell
Williams oldu. Haydi o zaman gelin bir bakın yakın zamanda Pharrell’den neler
duyacağız, neler diyeceğiz.
G I R L
Pharrell, G I R L albümün
açılışını adını son derece ilginç bulduğum Marilyn
Monroe şarkısı ile yapıyor. Şarkının adını duyduğum andan itibaren merak, adeta
bir heyecan bulutu gibi etrafımı sarmayı başardı ve şarkının girişini duyduktan
sonra o bulutlar beyaz (biraz da pembe) bir rüyaya dönüşmeyi başardı. “This one goes out to all the lovers / What
can we do? We're helpless romantics / We can not help who we're attracted to /
So let's all dance, and elevate each other” görüldüğü üzere şarkının
sözleri, insanın ilgisini hemen çekiyor. “Dear
diary, it's happenin' again / This energy, like I'm 'bout to win / I just close
my eyes and visions appear / She's everything I want, and it's crystal clear /
Not even Marilyn Monroe / Who Cleopatra pleas / Not even Joan of Arc / That
don't mean nothin' to me / I just want a different girl” sözlerinden oluşan
nakaratı duyduktan sonra ise şarkıya 16 yaşındaki bir kızmışçasına âşık olmamak
imkansız. Ayrıca şarkı, eğlenceli sözleri ve dans ettirici ritimleri ile
albümün güzel bir özeti niteliğinde. Şarkıda Pharrell söylemek istediği “güzel
olarak adlandırılan tipik kadınları değil ben başka bir şey istiyorum” düşünce
de bence son derece yerinde ve hoş. Fakat şarkıyı dinledikten sonra keşke
şarkının adı “Different Girl” filan olsaydı dedim ama tabiî Marilyn‘in de ayrı
bir çekiciliği var şimdi. Son olarak, Kelly Osbourne’nun şarkıdaki konuşması da
ayrı bir havalı. (8,5 / 10)
We're back, bitches!
Birçok ünlü ismi göreceğimiz
albümde karşımıza ilk olarak Justin Timberlake çıkıyor. Aşkın gücünü, “o kadar
yeni ki sanki hâlâ etiketi üzerimde” sözleri ile anlatan Brand New , Pharrell ve Justin ikilisine süper oturmuş. İkilinin
karşılıklı falsetto’ları, neredeyse bir düello tadında konuşturdukları vokalleri,
son derece yerindeyken müzik ise yerinde durmuyor. Funk tarzını ufaktan
tattıran şarkı, büyük ihtimalle tekli olarak yayınlanacaktır. Kısacası
Pharrell, çok güzel düetler yapmaya devam ediyor. (8,5 / 10)
Hunter şarkısına geldiğimizde ise sözler biraz seksileşmeye ve
yaşımız biraz büyümeye başlıyor. “Just
because it's the middle of night / That don't mean I won't hunt you down”
sözleri ile dans pistlerini kasıp kavurmaya aday şarkının müziği kendini biraz
fazla tekrarlasa da bu tekrarlar şarkıyı akılda kalıcı ve kolay dinlenebilir
yapıyor. Genelde, tek tip melodiden oluşan şarkıları sevemesem de Hunter önümüzdeki
günlerde bir istisna yaratabilir. (7,5 /
10)
Gelelim albümdeki tartışılmaz
favorilerimden birisi olan Gush
şarkısına. Şarkı beni daha ilk saniyesinde yakalamayı başardı. Oldukça güçlü
girişi ve akıllara kazınan ritmi ile iddialı denebilecek şarkının sözleri de
adeta seksten ölüyor. “I could be the guy
to treat you / To a nice movie, feed you / But I don't wanna mislead you /
Tonight I think I wanna be dirty, girl / Do you wanna get dirty, girl? / Come
on, light that ass on fire” Ayrıca şarkıdaki “Michael Jackson – Off The
Wall” tınılarını siz de aldınız mı diye merak ediyorum. (9,5 / 10)
“Because I’m happy / Clap along if you feel like happiness is the truth
/ Because I’m happy / Clap along if you know what happiness is to you” Evet,
bu sıralar herkesin ağzında olan şarkı Happy’de
sıra. Şarkıyı duymayanlar varsa lütfen 3-4 aydır saklandıkları sandıklardan
çıksınlar. Despicable Me 2 filminin müziği olarak Oscar’a aday olan şarkı aynı
zamanda G I R L albümünün de çıkış şarkısı oldu. Son dönemde birçok hit şarkıya
imza atmış olan Pharrell’in en büyük 3 hiti arasına rahatlıkla giren Happy,
bana nedense pazar günlerinde gidilen
kilise havası veriyor. Umut ve mutluluk saçan şarkı, bizi hem tebessüm
ettirip hem de dans ettirerek görevini tamamlamış oluyor. Şarkının satışsal
başarısı da oldukça etkileyici. Uzun zamandır Amerika iTunes’ta 1 numara olan
Dark Horse’un tahtına oturan Happy, haftada 400 bin satış rakamını aşarak
rakiplerine adeta gövde gösterisi yapıyor. Radyoda da 1 numaraya yerleşen
şarkının Oscar performansından sonraki satış rakamını ise gerçekten etkileyici.
(509 bin) Son olarak ise 24 saatlik klip olayını sevdiğimi söyleyeyim.
Sandıktan çıkanlar için buyurun siz de
bir bakın. (9 / 10)
Albümün ikinci sürprizi ise Miley
Cyrus oluyor. Aslında bu ikili, Miley’nin Bangerz albümü için bir araya
gelmişlerdi ve bana kalırsa Come Get It
Bae, Miley’nin albümüne daha çok yakışırmış gibi geldi. Miley’e yakıştırılan
“dirty south” lakabını yansıtmayı başaran şarkı, bana kalırsa eğlenceli fakat bir
noktadan sonra insanı sıkan cinste. Özellikle “hey” tekrarı ve dozu doğru ayarlanamamış
gibi hissettiren auto-tune vokalleri ile Come Get It Bae, albümün vasat şarkısı
durumunda. Albüm hakkında bilgi toplarken ünlü eleştirmenlerin bazılarının, bu
şarkının Pharrell’in Blurred Lines’ı olacağını söylediklerini okudum ve açıkçası
biraz şaşırdım. Bakalım, o yüce zaman neler gösterecek. (7 / 10)
Pharrell ve Miley'nin dili
“When I open the window / I wanna hug you, 'cause you remind me of the
air / I said it yeah / 'Cause when I'm feeling real low / I remember I love you
/ I put my hands in the air / And you are there” sözleri ile albümdeki favorim
olmayı başaran Gust of Wind
karşımızda. Sözlerin güzelliği yetmezmiş gibi Daft Punk’ı da duyduğumuz şarkı,
albümün geneline de hâkim olan bir müziğe sahip fakat nedendir bilmiyorum Gust
of Wind, bende ayrı bir yer etmeyi başardı. Şarkıyı her dinlediğimde pencereyi
açıp derin bir nefes alıp sonrasında da dağ, bayır koşasım geliyor. Bu ritüelin
tamamını uygulayamasam da başlangıcın bir yerlerinden tutuyorum çoğu zaman.
Belki siz takarsınız kulaklığınızı ve hafif hafif koşarsınız sokaklarda. (10 / 10)
Albümün sonuna yaklaşırken
albümün en uzun şarkısı Lost Queen’e
geliyor sıra. Come Get It Bae’de olduğu gibi bu şarkıda da müzik pek değişim
göstermeden devam ediyor. Bunun yanında arka vokaldeki mırıldanma sesi kimi
zaman kulağa hoş gelirken kimi zaman da rahatsız edici olabiliyor. “Can I start you up? It's automatic / Get
your motor runnin', runnin', vroom-vroom” kısmındaki “vroom vroom” ise çok
eğlenceli. Şarkı genel olarak tekdüze ve sakin olarak tanımlanabilir. Bu arada
şarkı neredeyse 8 dakika ve içerisinde, saklanmış bir şarkı daha barındırıyor. Freq
adındaki bu şarkı ise güzel dalga seslerinden sonra hafif bir giriş yaparak
albüme biraz da sakinlik katıyor. Son olarak ise şarkıyı Pharrell ile birlikte
seslendiren kişinin 13 yaşında Amerika 1 numara olmayı başaran Jojo olduğunu
söylemezsem olmaz. (7 / 10)
Soldan sağa: Cheese - Cheese - What?!
Pharrell, albümün genelini kadınların gücü çerçevesinde
oluşturduğunu söylüyor ve işte biz de bu konuda albümü en iyi temsil eden
şarkıya geliyoruz. Know Who You Are
şarkısı ile Pharrell son sürprizini yapıyor ve karşımıza Alicia Keys’i çıkartıyor.
Albümde kesinlikle öne çıkan şarkılardan birisi olan Know Who You Are,
tekerlemeyi andıran, eğlenceli ve akılda kalıcı sözler ile başlıyor ve
dikkatleri topluyor. Dinlemesi kolay ritimler üzerine yerleştirilmiş Alicia
Keys vokalleri ise şarkının can alıcı noktası. Açıkçası Pharrell’den gizli
gizli bir Beyoncé düeti bekliyordum fakat Alicia’yı dinledikten sonra da keşke
demedim. Şu sözler ile şarkıyı sonlandıralım: “Say your name, enclave, to live life, on the edge / Want you to know, I
see, the power, is in me / No more, acquiesce, standin' up, with no stres /
Will do, what I need, 'til every woman on the Earth is free”. (8,5 / 10)
Albümün son şarkısına
geldiğimizde ise Marilyn Monroe şarkısı kadar albümü güzel özetleyen It Girl ile karşı karşıya geliyoruz.
Şarkı, Pharrell’in kadın sevgisinin ne denli büyük olduğunu anlamamıza biraz
daha yardımcı oluyor. Sözler ve vokaller son derece yerindeyken müzik de
kendini dinletiyor. Fakat bana kalırsa şarkıda bir şey eksik, ne olduğunu bulan
olursa lütfen bana haber versin. (7,5 /
10)
G I R L albümünü genel olarak
toparlayacak olursam, amacına ulaşmış bir albüm olarak görüyorum. 2013 yılının
tartışılmaz yıldızı olan Pharrell, kendisini açıklamak / tanımlamak istediğini
ve bunu yaparken de sürekli farklı yollara başvuracağını belirtmişti. Daha
önceki Pharrell albümlerine gerçekten benzemeyen G I R L, bu anlamda bence son
derece başarılı. Aynı zamanda umut veren, dans ettiren, güzel sözler
barındıran, bir konsepte sahip olan ve akıcılığı sayesinde dinlemesi kolay bir
albüm. Ayrıca Pharrell’in vokallerini de çok beğendiğimi de söylemem lazım ki
kendisi normalde şarkıları bu kadar çok söylemiyor. Genel olarak 70’ler ve funk
esintileri ile birçok başarılı ismi bir araya getiren G I R L, 2014 yılında
dikkate alınması gereken albümlerin başında.
Genel Toplam: 82 / 100
Not: Albümün tamamını dinlemek için tıkla.
Genel Toplam: 82 / 100
Not: Albümün tamamını dinlemek için tıkla.
Know Hwo You Are favorim sanırım. Pharrell ın sesine çok yakışan bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Pharrell çok tatlı. PS: QQ. You know who I am canıms.
YanıtlaSilAlbümü bir kez dinledim dün. Bu yazıyı okuduktan sonra. Albümü bir link üzerinden dinledim. Şarkılar ayrı ayrı değildi. Ama çoğu şarkıda yeni şarkıya geçtiğini far edemedim bile. Çünkü çoğu birbirine çok benziyor. Ama ilk dinlediğimden dolayı sanırım. Sonuçta bir albümde benzer altyapı kullanılır. Bir iki sefer daha dinlersem daha anlaşılır bir hal alacağına eminim. Ama albüm sağlam duruyor.
YanıtlaSilŞimdiye kadar hep ft. Pharrell Williams şarkılarını beğenip solo şarkılarını hiç beğenmemiştim. Ama bu albümündeki bir çok şarkısını bayağı beğendim. Sadece düet şarkıları yapmaktan daha fazlası olduğunu kanıtladı bana.
YanıtlaSilŞapkası bence dalga geçildiği kadar kötü değil; gayet güzel sevimli.
Senden epey güzel puanlar almayı başarmış bir albüm, demek ki gerçekten başarılı, en kısa zamanda dinleyeceğim. Teşekkürler... Ayrıca ocak-şubata tek yumurta ikizleri demen de yıllardır arayıp bulamadığım tabirmiş adeta :))
YanıtlaSil