15 Mart 2014

Pharrell Williams - G I R L

Kaan Kızılırmak
Music May Kill

Altın Çocuk

Pharrell ve ikonikleşen şapkası şarkı söylerken

Müzik dünyası, 2013 yılını –özellikle de 2013’ün ikinci yarısını- oldukça hareketli geçirdi. Yeni yılın gelmesi ve ocak – şubat kardeşlerin ağırlıklarını koymaları ile müzik dünyası, ufak çaplı bir durgunluk yaşadı. Anonim boşuna söylememiş “Zaman her şeyin ilacıdır.” diye. Benim için tek yumurta ikizi olan ocak – şubat kardeşlerden sonra daha ılımlı olan mart ayının gelişi, kulaklarımızı koruyan şapkaları, atkıları, rengarenk kulaklıklar ile değiştirmeye başlamamızı sağladı.

2014’ün ilk çeyreğinin yavaş yavaş sonuna gelirken geçen yılın altın çocuğu Pharrell, müzik dünyasındaki sessizliği bozdu ve yeni albümü G I R L ile yeni yıla güzel bir başlangıç yaptı. Böyle söyleyince zamanın ne kadar hızlı geçtiğini fark ediyor insan. “Nasıl yani, 2014 başlayalı koskoca 3 ay mı olmuş?”  dememek elde değil. Zaman, ilaç mı değil mi onu bilmiyorum ama kendisinin son derece hızlı geçtiği konusunda uzun uzun konuşabilirim.



Eğer bir sözlük yazarı olsaydım ve Pharrell Williams hakkında bir şey yazmam gerekseydi sanırım sadece bir cümle yeterli olacaktı kendisini tasvir etmeye: “Pharrell Williams… Altın çocuk olmanın yaşının olmadığını ispatlayan kimse.” 2013 yılında popülaritesini, bir gökdelenin en üst katındaki tavana kadar vurduran Pharrell, upuzun bir aradan sonra kendi albümünü de yayınlamayı başardı.

Paragraflar oluşmaya başladı ama ben altın çocuğu bir anlatamadım. Bana göre müzik dünyası, tüketim hızının da artmasıyla 80’ler, 90’lar olmaktan çıkıp 2011 – 2012, 2012- 2013 sezonuna dönüştü. Durum böyleyken artık eski zamanlardaki gibi belli dönemlere hükmeden ve uzun süre başarılı olan sanatçıların yerini yaşanılan yıla damga vuran sanatçılar aldı. İşte 2013 – 2014 sezonunun da altın yumurtlayan altın çocuğu Pharrell Williams oldu. Haydi o zaman gelin bir bakın yakın zamanda Pharrell’den neler duyacağız, neler diyeceğiz.

G I R L   


Pharrell, G I R L albümün açılışını adını son derece ilginç bulduğum Marilyn Monroe şarkısı ile yapıyor. Şarkının adını duyduğum andan itibaren merak, adeta bir heyecan bulutu gibi etrafımı sarmayı başardı ve şarkının girişini duyduktan sonra o bulutlar beyaz (biraz da pembe) bir rüyaya dönüşmeyi başardı. “This one goes out to all the lovers / What can we do? We're helpless romantics / We can not help who we're attracted to / So let's all dance, and elevate each other” görüldüğü üzere şarkının sözleri, insanın ilgisini hemen çekiyor. “Dear diary, it's happenin' again / This energy, like I'm 'bout to win / I just close my eyes and visions appear / She's everything I want, and it's crystal clear / Not even Marilyn Monroe / Who Cleopatra pleas / Not even Joan of Arc / That don't mean nothin' to me / I just want a different girl” sözlerinden oluşan nakaratı duyduktan sonra ise şarkıya 16 yaşındaki bir kızmışçasına âşık olmamak imkansız. Ayrıca şarkı, eğlenceli sözleri ve dans ettirici ritimleri ile albümün güzel bir özeti niteliğinde. Şarkıda Pharrell söylemek istediği “güzel olarak adlandırılan tipik kadınları değil ben başka bir şey istiyorum” düşünce de bence son derece yerinde ve hoş. Fakat şarkıyı dinledikten sonra keşke şarkının adı “Different Girl” filan olsaydı dedim ama tabiî Marilyn‘in de ayrı bir çekiciliği var şimdi. Son olarak, Kelly Osbourne’nun şarkıdaki konuşması da ayrı bir havalı. (8,5 / 10)

We're back, bitches!

Birçok ünlü ismi göreceğimiz albümde karşımıza ilk olarak Justin Timberlake çıkıyor. Aşkın gücünü, “o kadar yeni ki sanki hâlâ etiketi üzerimde” sözleri ile anlatan Brand New , Pharrell ve Justin ikilisine süper oturmuş. İkilinin karşılıklı falsetto’ları, neredeyse bir düello tadında konuşturdukları vokalleri, son derece yerindeyken müzik ise yerinde durmuyor. Funk tarzını ufaktan tattıran şarkı, büyük ihtimalle tekli olarak yayınlanacaktır. Kısacası Pharrell, çok güzel düetler yapmaya devam ediyor. (8,5 / 10)

Hunter şarkısına geldiğimizde ise sözler biraz seksileşmeye ve yaşımız biraz büyümeye başlıyor. “Just because it's the middle of night / That don't mean I won't hunt you down” sözleri ile dans pistlerini kasıp kavurmaya aday şarkının müziği kendini biraz fazla tekrarlasa da bu tekrarlar şarkıyı akılda kalıcı ve kolay dinlenebilir yapıyor. Genelde, tek tip melodiden oluşan şarkıları sevemesem de Hunter önümüzdeki günlerde bir istisna yaratabilir. (7,5 / 10)

Gelelim albümdeki tartışılmaz favorilerimden birisi olan Gush şarkısına. Şarkı beni daha ilk saniyesinde yakalamayı başardı. Oldukça güçlü girişi ve akıllara kazınan ritmi ile iddialı denebilecek şarkının sözleri de adeta seksten ölüyor. “I could be the guy to treat you / To a nice movie, feed you / But I don't wanna mislead you / Tonight I think I wanna be dirty, girl / Do you wanna get dirty, girl? / Come on, light that ass on fire” Ayrıca şarkıdaki “Michael Jackson – Off The Wall” tınılarını siz de aldınız mı diye merak ediyorum. (9,5 / 10)

Because I’m happy / Clap along if you feel like happiness is the truth / Because I’m happy / Clap along if you know what happiness is to you” Evet, bu sıralar herkesin ağzında olan şarkı Happy’de sıra. Şarkıyı duymayanlar varsa lütfen 3-4 aydır saklandıkları sandıklardan çıksınlar. Despicable Me 2 filminin müziği olarak Oscar’a aday olan şarkı aynı zamanda G I R L albümünün de çıkış şarkısı oldu. Son dönemde birçok hit şarkıya imza atmış olan Pharrell’in en büyük 3 hiti arasına rahatlıkla giren Happy, bana nedense pazar günlerinde gidilen kilise havası veriyor. Umut ve mutluluk saçan şarkı, bizi hem tebessüm ettirip hem de dans ettirerek görevini tamamlamış oluyor. Şarkının satışsal başarısı da oldukça etkileyici. Uzun zamandır Amerika iTunes’ta 1 numara olan Dark Horse’un tahtına oturan Happy, haftada 400 bin satış rakamını aşarak rakiplerine adeta gövde gösterisi yapıyor. Radyoda da 1 numaraya yerleşen şarkının Oscar performansından sonraki satış rakamını ise gerçekten etkileyici. (509 bin) Son olarak ise 24 saatlik klip olayını sevdiğimi söyleyeyim. Sandıktan çıkanlar için buyurun siz de bir bakın. (9 / 10)

)

Albümün ikinci sürprizi ise Miley Cyrus oluyor. Aslında bu ikili, Miley’nin Bangerz albümü için bir araya gelmişlerdi ve bana kalırsa Come Get It Bae, Miley’nin albümüne daha çok yakışırmış gibi geldi. Miley’e yakıştırılan “dirty south” lakabını yansıtmayı başaran şarkı, bana kalırsa eğlenceli fakat bir noktadan sonra insanı sıkan cinste. Özellikle “hey” tekrarı ve dozu doğru ayarlanamamış gibi hissettiren auto-tune vokalleri ile Come Get It Bae, albümün vasat şarkısı durumunda. Albüm hakkında bilgi toplarken ünlü eleştirmenlerin bazılarının, bu şarkının Pharrell’in Blurred Lines’ı olacağını söylediklerini okudum ve açıkçası biraz şaşırdım. Bakalım, o yüce zaman neler gösterecek. (7 / 10)

Pharrell ve Miley'nin dili

When I open the window / I wanna hug you, 'cause you remind me of the air / I said it yeah / 'Cause when I'm feeling real low / I remember I love you / I put my hands in the air / And you are there” sözleri ile albümdeki favorim olmayı başaran Gust of Wind karşımızda. Sözlerin güzelliği yetmezmiş gibi Daft Punk’ı da duyduğumuz şarkı, albümün geneline de hâkim olan bir müziğe sahip fakat nedendir bilmiyorum Gust of Wind, bende ayrı bir yer etmeyi başardı. Şarkıyı her dinlediğimde pencereyi açıp derin bir nefes alıp sonrasında da dağ, bayır koşasım geliyor. Bu ritüelin tamamını uygulayamasam da başlangıcın bir yerlerinden tutuyorum çoğu zaman. Belki siz takarsınız kulaklığınızı ve hafif hafif koşarsınız sokaklarda. (10 / 10)

Albümün sonuna yaklaşırken albümün en uzun şarkısı Lost Queen’e geliyor sıra. Come Get It Bae’de olduğu gibi bu şarkıda da müzik pek değişim göstermeden devam ediyor. Bunun yanında arka vokaldeki mırıldanma sesi kimi zaman kulağa hoş gelirken kimi zaman da rahatsız edici olabiliyor. “Can I start you up? It's automatic / Get your motor runnin', runnin', vroom-vroom” kısmındaki “vroom vroom” ise çok eğlenceli. Şarkı genel olarak tekdüze ve sakin olarak tanımlanabilir. Bu arada şarkı neredeyse 8 dakika ve içerisinde, saklanmış bir şarkı daha barındırıyor. Freq adındaki bu şarkı ise güzel dalga seslerinden sonra hafif bir giriş yaparak albüme biraz da sakinlik katıyor. Son olarak ise şarkıyı Pharrell ile birlikte seslendiren kişinin 13 yaşında Amerika 1 numara olmayı başaran Jojo olduğunu söylemezsem olmaz. (7 / 10)

Soldan sağa: Cheese - Cheese - What?!

Pharrell, albümün genelini kadınların gücü çerçevesinde oluşturduğunu söylüyor ve işte biz de bu konuda albümü en iyi temsil eden şarkıya geliyoruz. Know Who You Are şarkısı ile Pharrell son sürprizini yapıyor ve karşımıza Alicia Keys’i çıkartıyor. Albümde kesinlikle öne çıkan şarkılardan birisi olan Know Who You Are, tekerlemeyi andıran, eğlenceli ve akılda kalıcı sözler ile başlıyor ve dikkatleri topluyor. Dinlemesi kolay ritimler üzerine yerleştirilmiş Alicia Keys vokalleri ise şarkının can alıcı noktası. Açıkçası Pharrell’den gizli gizli bir Beyoncé düeti bekliyordum fakat Alicia’yı dinledikten sonra da keşke demedim. Şu sözler ile şarkıyı sonlandıralım: “Say your name, enclave, to live life, on the edge / Want you to know, I see, the power, is in me / No more, acquiesce, standin' up, with no stres / Will do, what I need, 'til every woman on the Earth is free”. (8,5 / 10)

Albümün son şarkısına geldiğimizde ise Marilyn Monroe şarkısı kadar albümü güzel özetleyen It Girl ile karşı karşıya geliyoruz. Şarkı, Pharrell’in kadın sevgisinin ne denli büyük olduğunu anlamamıza biraz daha yardımcı oluyor. Sözler ve vokaller son derece yerindeyken müzik de kendini dinletiyor. Fakat bana kalırsa şarkıda bir şey eksik, ne olduğunu bulan olursa lütfen bana haber versin. (7,5 / 10)

G I R L albümünü genel olarak toparlayacak olursam, amacına ulaşmış bir albüm olarak görüyorum. 2013 yılının tartışılmaz yıldızı olan Pharrell, kendisini açıklamak / tanımlamak istediğini ve bunu yaparken de sürekli farklı yollara başvuracağını belirtmişti. Daha önceki Pharrell albümlerine gerçekten benzemeyen G I R L, bu anlamda bence son derece başarılı. Aynı zamanda umut veren, dans ettiren, güzel sözler barındıran, bir konsepte sahip olan ve akıcılığı sayesinde dinlemesi kolay bir albüm. Ayrıca Pharrell’in vokallerini de çok beğendiğimi de söylemem lazım ki kendisi normalde şarkıları bu kadar çok söylemiyor. Genel olarak 70’ler ve funk esintileri ile birçok başarılı ismi bir araya getiren G I R L, 2014 yılında dikkate alınması gereken albümlerin başında.

Genel Toplam: 82 / 100

Not: Albümün tamamını dinlemek için tıkla.

4 yorum:

  1. Know Hwo You Are favorim sanırım. Pharrell ın sesine çok yakışan bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Pharrell çok tatlı. PS: QQ. You know who I am canıms.

    YanıtlaSil
  2. Albümü bir kez dinledim dün. Bu yazıyı okuduktan sonra. Albümü bir link üzerinden dinledim. Şarkılar ayrı ayrı değildi. Ama çoğu şarkıda yeni şarkıya geçtiğini far edemedim bile. Çünkü çoğu birbirine çok benziyor. Ama ilk dinlediğimden dolayı sanırım. Sonuçta bir albümde benzer altyapı kullanılır. Bir iki sefer daha dinlersem daha anlaşılır bir hal alacağına eminim. Ama albüm sağlam duruyor.

    YanıtlaSil
  3. Şimdiye kadar hep ft. Pharrell Williams şarkılarını beğenip solo şarkılarını hiç beğenmemiştim. Ama bu albümündeki bir çok şarkısını bayağı beğendim. Sadece düet şarkıları yapmaktan daha fazlası olduğunu kanıtladı bana.

    Şapkası bence dalga geçildiği kadar kötü değil; gayet güzel sevimli.

    YanıtlaSil
  4. Senden epey güzel puanlar almayı başarmış bir albüm, demek ki gerçekten başarılı, en kısa zamanda dinleyeceğim. Teşekkürler... Ayrıca ocak-şubata tek yumurta ikizleri demen de yıllardır arayıp bulamadığım tabirmiş adeta :))

    YanıtlaSil

.