20 Mart 2014

Paraşütlerden Hayaletlere Uzanan Hikaye: Coldplay

Gözde Sarıhan
Indie May Kill


Her şey bir şarkıyla başladı...

'Yellow'  Yıldızlara bak / Bak senin için nasıl da parıldıyorlar... Hayatınızın aşkını bulmanıza gerek yok Yellow'dan etkilenmek için; o bir şekilde iliklerinize yerleşmeyi başarıyor. Benim Coldplay ile tanışmam da Yellow ile oldu. Yağmurun altında sahilde koşan, yürüyen bir adam dünyanın en naif kelimeleriyle en sevdiğim renklerden birini birleştirerek beni hipnotize ediyor. Yıllarımı egemenliği altına alacak bir hikaye de böyle başladı… Ara ara onlara kızdım, küstüm ama Coldplay'den kendimi asla koparamadım. Ve belki hikayemiz Yellow ile başlamasaydı; böyle olmayacaktı. Coldplay bugün hafızamdaki yerini şimdiki kadar korumuyor olacaktı, kim bilir?




'Trouble' Piyano çalmaya başlamamla beraber piyano çalan rock müzisyenlerinin bende bir tık öne geçmeye başladıklarını fark ettim. Daha öncesinde gitarın ve benzeri telli enstrümanları dinlerken bir anda yavaşlamış, bir nevi akustikleşmiştim. Nerede bir piyano duysam o şarkıyı hemen benimsiyordum. O sıralar aşık olduğumu sandığım biri vardı, peşinden az koşmamıştım -kendi de bilirdi nitekim-. Obsesyon derecesinde onu takip ederdim çünkü, sabahları bineceği otobüsün saatlerini bile bilirdim ki denk gelebilelim diye. Çok sevmediğim o yağlı, soslu döner dürümleri onun sayesinde yemeye başlamıştım. Her yediğimde karnım ağrıyordu, ama onu dönerci köşelerinde görmek için bu acıya katlanabilirdim. Hem böyle ona bir zararım dokunmuyordu ki, başına hiçbir bela açmamıştım onu takip ederek. I never meant to cause you trouble, I never meant to do you wrong... Lise bitince aşkları da bitti. Meğer aşk da değilmiş kendisi zaten.




İster sanayi devrimiyle başladı deyin, ister teknoloji çağıyla; insanlığın aceleciliği telaşı her zaman vardı var olmaya da devam edecek. Yemek bulabilmek, üreyebilmek, hayatta kalmak, yağmurdan korunmak ve benzeri birçok şey için. Günümüzde telaşın en büyük sebebi ise para. Para için birbirini öldürenleri, kuyularını kazanları, kasalarını dolduranları görmemek için kör olmak bile yetmiyor. İnsan bazen Lidyalılara lanet okuyor.




Müzikle biraz fazla içli dışlı insanların hayatlarının kırılma noktalarında hep bir şarkı ya da albüm vardır. Onlar müzikleri kendilerini tanımlamak için kullanırlar. Hayatlarının bir gün bir şov olduğunu fark ederlerse diye başlarına gelecek her şeyi şarkılandırırlar.

-Biri son hız giden arabasıyla bir yere çarpar ve 'Politik'.




-Bir başkası internetten tanıştığı adamla buluşma hayallerini kafasında kurup kurup tüm işaretleri bir yapboz gibi tekrar tekrar parçalayıp yapar ve 'Warning Sign'.




-Öteki gelip kavramları için, sevdiği hemcinsi için, hayranlığını saklayamadığı bir yüzü tekrar görebilmek için hayatı boyunca sürdüreceği bir savaş başlatacaktır ve 'A Rush of Blood to the Head'.






Deniz kenarında yaşamayan insan kanımca dünyanın en şansız insanlarından. O maviliğin insan ruhuna ve kafasına neler sağlayabileceğini tahmin etmek çok güç. Yüzme bilmen gerekmez, vapura korkmadan binmen de. Önüne oturup birkaç dakika izlemen, dalganın seslerini duyman, o mükemmel tuz-yosun kokusunun içine çekmen yeter. Benim gibi ölümden ölümüne korkan biri için her şeyin kötü bir tarafı var. Uçak çok yüksekten uçar, otobüsler virajlara hızla girer, trenler her daim raydan çıkabilir, yolda yürürken biri gelip sizi bıçaklayabilir, havaya açılan ateş sizi kör kurşunuyla yere yığabilir. Hangisi başıma gelirse gelsin hep bir başka ölüm yolunu tercih ediyor olacağım büyük olasılık; kurşun çok kan akıtıyor keşke uykumda ölseydim de acı çekmeseydim diye düşüneceğim. Bunun geçerli olmadığı tek yer; deniz. Deniz beni istediği gibi içine alabilir. Dalgalarıyla beni bir et parçası gibi çiğneyebilir sonra midesine indirebilir. Ve eğer bir gün denizde ölürsem aklımdan geçen ölümün huzurlu bir şey olduğu olacak.




Hadi itiraf edelim her genç kız evlenmeyi hayatının bir döneminde düşünür. Evlenmek istemeyen ben bile bunu düşünmüşümdür. Ya da en basitinden 'Şunu yapan adamla evlenirim lan.' demiştir her kız. Baş salladığınızı görüyor gibiyim. Ben mesela bana en sevdiğim şarkılardan birini söyleyen adamla evlenirim gibi düşünüyorum bazen; ya da spesifik bir şarkı var onu söyleyenin kulu köpeği olurum gibi söylüyorum etrafa. Bu özelliğimin güzel müzik yapan erkeklerden yüzünden olduğunu da çok iyi biliyorum. Bütün kış çatılardan çatılara sürüklendik, hadi evlenelim, bütün yaz acele ettik şimdi buraya gel, sabırlı ol ve endişelenme... Dünya üzerinde bunları yazabilen erkekler varken, biz kızlar için evlilik hayalleri asla rafa kaldırılmayacak derecede etkileyici gelecek bence.




Coldplay'i dinlediğime hiç pişman olmadım. Fakat  'Violet Hill' i duyduğum ilk an bir Coldplay dinleyicisi olduğum için kendimle inanılmaz gurur duyduğum andır. Birçok şarkısını seviyorum ama benim için gelmiş geçmiş en iyi Coldplay parçası olacaktır her zaman. Eğer beni seviyorsan, niye gitmeme izin vermiyorsun? Bu şarkıya bir hikaye yazmayı çok istedim ama başaramadım Indie May Kill okuyucularım. Elimi kolumu bağlıyor bu şarkı, kalemimi kırıyor adeta. Sadece dinleyebiliyorum. Belki başka bir zamana...




Her şey bir anda değişti...

Yıl 2011. Coldplay'in yeni albümü çıktı çıkacak. Heyecanla bekliyorum. En son 3 yıl önce yeni şarkılarını dinlemişim, kulaklarım zaman geçtikçe acıkmış. Ve Mylo Xyloto geliyor. Sonrasını hatırlamıyorum, çünkü bayılmışım. Albümün bende yarattığı hayal kırıklığından tansiyonum düşmüş, hastanelik olmuşum. Elime daha sonra iki defa daha alabildim albümü; sonuna kadar gelemedim. Müzik eleştirmenleri beğendi albümü; farklı olmuş dediler -Rihanna çok iyi bir düet partneri dediler. Hiçbirine katılamadım. Çok kızdım Coldplay'e; eskiyi kaybettiler diye düşündüm. Geride bıraktıkları bir şeyler olmuştu gibi geldi bana. Belli bir süre küstüm Coldplay'e. Müziklerini elbet sadece benim için yapmıyorlardı ama ben hikayelerimi onlarla beraber yazmıştım yıllarca ve şimdi beni yüzüstü bırakmışlardı. Sırtımdan bıçaklamışlardı beni.  İçlerinden sadece bir şarkı kurtardı beni ama. Kendisini hala dinliyorum severek; ve o şarkı Coldplay'e ikinci bir şans vermemi sağladı... Magic gelene kadar.






İkinci bahar...

Günümüzdeyiz. Hiç aklımda yokken Twitter'da gördüm yeni iki şarkı Coldplay'den. 'Midnight' ve 'Magic' MX'ten sonra ellerim korka korka gitti şarkıyı başlat tuşuna. Yine korkuyorum hayal kırıklığına uğramaktan, Coldplay ile olan ikinci şansımı da kaybetmekten. Ve karşıma çıktı yine elektronik müzik. Ben kaçtıkça o beni kovalıyor. Ama bu sefer alışmışım galiba Coldplay'in elektroniğine. (Bir bakıma MX beni yumuşatmış yani, o kadar da kötü değilmiş 2011'deki buluşmamız.) Her ne kadar Midnight'ta solist Chris Martin'in bazı yerlerde auto-tune'lanmış sesi kulağımı kanatsa da kendisine kötü bir şarkı diyemeyeceğim. Diyorum ya hikayelerimi Coldplay ile yazdım ben, bana kötü gelseler bile bir kenara atamıyorum onları.




Değişim güzel bir şey tabi. Benim gibi her şeyi kesin ve net isteyen insanlar için değişim dünyanın en korkulan şeylerinden biri. Coldplay'de yaşadığım da buydu sanırım. Müziklerini kendi istedikleri bir şekilde yönlendirmeleri benim istediğimle uyuşmayınca kavga çıkmıştı. Onları elektroniğe kaybetmek istemediğim için kontrolü kaybetmiştim. Sonrasında geri dönemeyeceğim yollara sapmamak için sakinleşmeye karar vermiştim. Sakinleşme esnamda 'Magic' çıkageldi. Önceleri sevemedim onu da, ama Chris 'seninleyken ikiye parçalansam da buna sihir diyorum'  derken kendini affettirmeye çalışan bir sevgili gibiydi. Senden başka kimseyi istemiyorum... Gerçekten benim için de büyülenmek böyle bir şey olabilir.



Şimdi Coldplay ile barıştık sanırım. Heyecanla 19 Mayıs'ı bekliyorum.
Benim hikayelerime yol veren Coldplay'in 'Ghost Stories' ile kendi hikayelerini duymak için...
    
Görüşmek üzere.
Müzikle kalın.

9 yorum:

  1. Ağladım.

    Müzik yazan insanların, çok sevdikleri hatta en çok sevdikleri insanları yazması çok ayrı bir şey bence. İçimdeki Indie aşkı gün geçtikçe büyüyor sayende. :) Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Ayrıca, Magic şarkısının çok beğendim. Böyle sakin, doğal, anlamlı, akıp giden bir şarkı. Hatta neredeyse basit diyeceğim ama tabii ki kötü anlamda değil. EDM'in revaçta olduğu bu dönemde böyle bir duruluk çok güzel geldi bana.

    Magic iTunes Festival performansı ise yenir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet iTunes Festival performansı gerçekten takdire şayan. Indie'yi sevmeye başlaman benim için bir gurur kaynağı Music May Kill'im.

      Sil
  3. Harika bir yazı olmuş! Keyifle okudum.
    Benim 2 Coldplay parçam da "Trouble" ve "Fix You"

    Elektronik olayında da sana katılmamak elde değil. Neden çoğu grup ya da şarkıcı, uğraması gereken bir durak olarak görüyor elektroniği bilmiyorum.

    Her neyse fazla uzatmadan merakla bekliyoruz albümü deyip kaçayım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmak istediğim çok Coldplay şarkısı oldu Talk, Fix You, The Scientist, Strawberry Swing ama o zaman çok fazla olacaktı birazcık kıstım o yüzden :)))

      Beğenmene sevindim, albüm çıkınca yine konuşalım burada; yazmadan geçemeyeceğim yeni albümü.

      Sil
  4. TROUBLE 'I DİNLERKEN DEĞİL AMA İZLERKEN, HİKAYENLE DE BİRLEŞTİREREK SANIRIM LİSEDE MÜZİK DİNLEMENİN ŞİMDİKİNDEN NE KADAR FARKLI OLDUĞUNU ANIMSADIM.

    YanıtlaSil
  5. Swalloved in the Sea, Death and All His Friends. Ölümden delicesine korkan ben. Yazını okurken, gökyüzünden süzülen yağmurmuşcasına akan kelimelerin. Hepsi güzel. Coldplay güzel. Klişe belki ama Paradise da çok güzel. Evet yine edebiyatın hakkında yorum yapıyorum, yapmaya devam edeceğim, üzgünüm. Arka fonumda Trouble ile yine melankolik duygularım ve aşka lanet eden ben, sana selam gönderiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşka lanet etme Aslıkuş. Çok teşekkür ederim.

      Sil
  6. Ne desem ki? Ankara- istanbul arasi yolculugumda okudum. Ve hatta hayatimda neden ulastigim hedeflerimden haz almiyor ve mutsuzum diye dusunmenin ustune okudum. Ben degisimden haz almiyorum hakkaten lan dedim. Korkuyorum. Bozuluyo be degisince biseyler. Warning signla magic kiyaslaninca bile kirilmis hissediyorum. Hardest parti ilk dinledigim ana geri donebilecegim bi makine yapmaya gidiyorum ben. Orda yasicam. Hadi hoscakalin...

    YanıtlaSil

.