Haydi İç De Çay Koyayım Ah Muhsin

Bu hafta bize sadece bir kumanda tuşu kadar uzaktaki bir şairden bahsedeceğiz. A evet kendisi bir senarist ve yine evet, kendisi bir yönetmen; aynı zamanda da oyuncu. Onur Ünlü’den ya da takma adıyla Ah Muhsin Ünlü’den başkası değil bu kişi. Bu zamana kadar içinde bulunduğu kaliteli yapımlarda karşımıza çıkan Ünlü’yü birçoğumuz Leyla ile Mecnun ile bağrımıza bastık, Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi ile takdir ettik, Ben De Özledim ile yeniden kavuşmanın verdiği sevinçle kucakladık. Bundan önce de 90’lı yılların delikanlı dizisi Deli Yürek’in senaristliğini üstlenmiş (Aynı zamanda oyuncu olarak da bulunmuştur.), Haluk Bilginer ve Özgü Namal’ın oynadığı Polis adlı filmin de yapımcılığını, yönetmenliğini ve senaristliğini üstlenmiştir kendisi. 

Ah Muhsin Ünlü’nün şiirlerini derlediği Gidiyorum Bu adlı şiir kitabı da kendisinin yetenek abidesi olduğunun bir göstergesi sanırım. Şiir sevmeyen beni (Her zaman şiirin çok yapmacık olduğunu düşünmüşümdür, şiire ısınmamı sağlayan Ah Muhsin Ünlü’nün Hatırlat da Haziran Sonlarında Çocukluğumu Yakalım adlı şiiri olmuş bile olabilir. Yo yo pardon, Sabahattin Ali’nin Hapishane Şarkısı-V ya da halk içinde Aldırma Gönül olarak bilinen şiirini unutmuşum. Sabahattin Ali’yi bir güzel irdeleyelim mi önümüzdeki yazıların birinde?) şiire ısındırmıştır Ah Muhsin Ünlü, ne yalan söyleyeyim. Tek meziyeti insanlara şiiri sevdirmek ya da yönetmenlik değil ki Ünlü’nün. Leyla ile Mecnun ekibinin duygu yüklü, anlam patlaması şarkılarıyla hayat bulan Leyla the Band adlı müzik grubunun da davulculuğunu yapıyor Ah Muhsin Ünlü bir de, ya da Onur Ünlü mü demeliydim?

 

Artık Ah Muhsin Ünlü’nün şiirlerine bırakıyorum sözü. Sanırım benden daha iyi anlatacaktırlar Ah Muhsin Ünlü’yü, içindeki iflah olmaz romantiği ve hatta bakkaldan ekmeğin ardından kalan parayla, şekerle çikolatanın yanında bir de Patos almayı başarmış muzır ama nedense hüzünlü çocuğu.

Sonra

Sonra sen kendi yolunu çizdin.
Benim ilkokulda resmim zayıftı, pek bir şey çizemedim.
Bir işe girdim, ikisi ciddi beş kadını sevdim.
Beşiktaş’ta bir eve taşındım ve sigarayı bıraktım.
Bulaşık makinem var.
Alttan iki dersim var.
Bir kitap projem var.
Ve sen yoksun.

Resulullahla Benim Aramdaki Farklar

Resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,

Resulullah yolda ebu bekiri görse es selamu aleyküm ya sıddık derdi,

Ben yolda ebu bekiri görsem tanımam.

Resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.

….

Araya da videolar girsin madem. Biraz hüzünlü mü oldu ne? Bakın şimdi, Leyla ile Mecnun’dan bir sahne, izleyenler bilir, Gotik Leyla vardır Erdal Bakkal’ın eşi Nurten’in yeğeni. Onun Joker’le kaçışına Onur Ünlü’nün kahkaha attıran izni.

Şimdi de en sevdiğim. Indie May Kill’in de en sevdiğiymiş meğer. Ona da buradan sevgiler.

Hatırlat da Haziran Sonlarında Çocukluğumu Yakalım

Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

-Senegalliler dahil değil

Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihaplanır
Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

-Yoksa seni rahatsız mı ettim?

Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

-Freud diye bir şey yoktur.

Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
Belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

-Haydi iç de çay koyayım.

Leyla the Band’den bir parçayı araya sokuşturmadan olmaz. Yokluğunda.

Mıknatıssız Pusula

Ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
Adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
Hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
İsa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
Ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

Yüzyıl şilisinden bir dazz javulcusu inliyor damarlarımda
Hiç durmadan kentli mağlup kıyasıya mağrur ve mor
Bir çocuğum şimdi pişman olmak için
Birbiriyle bağlantılı yüz binlerce yılım var.

Seni sevmem
Bu savaşı
Kesintiye uğratmaz
Ama ordan bakma!
Bu, Werther`in
Leş kanını
Gül kılar.

….. 

Modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
Ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
Mıknatıssız bir pusula olarak
Ah Muhsin Ünlü

Bu da Afili Filintalar’da Murat Menteş’in tatlı tatlı atıştığı Onur Ünlü’nün Şizofrengi adlı dergide çıkan şiiri (Afili Filintalar’ı takip edin a dostlar. Murat Menteş’e her ne kadar kırgın da olsam, hala dayanamıyorum yazılarına, kitaplarına.)

Arada derede Leyla the Band 

Ah O Gemide Ben De Olsaydım adlı şiiri ise Afili Filintalar’da Ünlü’nün paylaştığı fakat küfürlü içeriği nedeniyle tepki toplayıp, kaldırmış olduğu şiiriyle aynı adı taşıyan başka bir şiiri. Aslında birden çok duyguyu anlatır sanki bu şiir, ya da ben mi öyle anlarım, bilmem.

Ah O Gemide Ben De Olsaydım

Alper’den 700 lira borç aldım bugün
İsrail devleti gömülsün diye karanlıklara!
Çünkü eğer borcu varsa bir mazlumun
Başka bir mazluma
Bir mazluma
Mazlum…
Sevgilim
Tam buraya uygun bir ayet bulamıyorum.
Oysa ne çok ayet vardı 90’larda…
Baktığımız her yerde ayrı bir allah
Gördüğümüz her peygamber yeni bir mağara.
İnsan olmak bizatihi sansasyoneldir.
Diline döktüğüm dilleri hatırlasana…
……

Ve mizah, mizah, mizah ile yazımızı noktalayalım. Ah Muhsin Ünlü, hep şiir yaz, hep yazı yaz, hep yaz. Beni anlamlandıramadığım şekilde mesut ediyorsun bu arada, seni okurken huzurla doluyorum, gerçeklikle boğuşuyorum ama cesaretle. A bir de eğleniyorum, mesela şöyle;

Bana Baktılar

Bütün kızlar bana baktılar

Allah Allah

Niye hep bana bakıyorlar ki diye düşündüm?

Sonra da bugün meğer

Murat’ın gömleğini giymişim. (Murat Menteş’e göndermede bulunmak temalı şiir.)

Kitapla kalın.

Not: Görseller kitapmafyasi.com, vipmag.com ve idefix.com’dan alınmıştır.

Mak. (Book May Kill)