Kelly Rowland’ı ne kadar özlediğinizi
bilmiyorsunuz. Kelly’nin 4. stüdyo albümü
Talk A Good Game’i dinlemeden önce
ben de bilmiyordum. Üzerinde oldukça fazla çalışılmış, titizlik gösterilmiş bir
albüm Talk A Good Game. Kelly, bu albümünde The
Dream, Pharrell Williams, The Runners, Harmony Samuels gibi önemli
isimlerle çalışmış. Albüm için 70 şarkı
kaydeden Kelly, şarkı seçimlerinde oldukça fazla zorlandığını fakat içine en
çok sinen şarkıları seçtiğini söyledi. Bakalım Kelly Rowland’ın seçimleri ne
kadar doğru.
Albümün açılış şarkısı Freak, son derece baştan çıkarıcı ve
seksi. Elektronik altyapısı ile farklı bir boyuta geçen şarkıda Michael Jackson
esintileri gözden kaçmıyor. Albümün en güçlü şarkılardan olan Freak,
eleştirmenler tarafından Britney Spears’ın Blackout
albümüne de oldukça fazla yakıştırılmış. Benim şarkıyı sevme nedenim ise
müziğin şaşırtıcı derecede güzel bir şekilde Kelly’nin sesini bastırması ve
bunun mükemmel bir uyum yaratması. Ayrıca
şarkının ritmi o kadar güzel dengelenmiş ki kalp ritimlerini ilginç bir şekilde
etkiliyor. Son bir detay olarak, aslında bu şarkıyı 2011 yılında Jamie Foxx’un
Best Night of My Life albümünde yine Freak başlığı altında duymuştuk. Jamie’nin
versiyonu dinlemek isteyenler şöyle buyursun.
Albümün çıkış parçası Kisses Down Low, benim için sadece
nakaratı ile öne çıkan bir şarkıdan fazlası değil. Şarkının geri kalanı ise pek
fazla bir şey sunmasa da şarkıdaki genel seksilik ve yatak odası havası şarkıyı
dinletmeye yetiyor.
Albümde öne çıkan başarılı
şarkılardan birisi de Gone (feat. Wiz
Khalifa). Yazıyı yazarken arka fonda çalan albüme bir kez daha göz atmak
için iTunes’u açtığımda, albümde en çok dinlediğim ikinci şarkı olduğunu fark
ettim. Bana kalırsa şarkı, baştan sona mükemmel. Şarkının sözleri ise
anlatılmak isteneni son derece güzel ve karakteristik bir şekilde anlatıyor.
Hazır şarkının sözlerinden bahsetmişken Rowland’a şarkıda yardım edenlerden isimlerin
başında Joni Mitchell’ın geldiğini de söylemeden geçmeyeyim. Ayrıca şarkı, son
derece dile dolanan ritimlere sahipken Wiz Khalifa ile kolay kolay
unutulmayacaklar arasında giriyor.
Albüme de adını veren Talk A Good Game (feat Kevin Cossom);
ilişkinin karmaşıklığından dert yanan, genel anlamda orta ritimli bir R&B
şarkısı. Şarkının nakaratı ne kadar güçsüz ve silikse, şarkının a ve b
girişleri de o kadar güçlü ve akılda kalıcı. Fakat benim şarkıdaki favorim, sözlerini de sevdiğim Kevin Cossom’un rep kısmı. Kesinlikle şarkıyı
hareketlendirmiş fakat sonuç olarak şarkı beni tam anlamıyla tatmin etmedi.
Gelelim albümün olay şarkısına: Dirty Laundry. Sanırım şarkıyı duymayan
dinlemeyen kalmadı. Şarkıda, Kelly’nin son 10 yıldır yaşadıklarına ve
hissettiklerine yer verilmiş. Beyonce’nin gölgesinde kalması ve olaylı bir
ilişki içinde sıkışıp kalması gibi olaylardan doğan şarkı, bana kalırsa albümün
en iyisi. Şarkının gerçekçiliğinin dışında, şarkının ritmi ve davulların
güçlülüğü de şarkının cazibesini arttıran öğelerden. Tabii ki şarkıdaki The Dream faktörünü de
görmezden gelemeyeceğim. Şarkının klibini de kafamda oluşturmuştum fakat Kelly
bu noktada da beni şaşırttı ve adeta gözlere ziyafet çektiren bir klip ile
karşımıza çıktı. Son olarak Kelly Rowland ne kadar güzel.
You Changed (feat. Beyonce And Michelle) ise “Destiny’s Child
nerede?” sorusunu gündeme getirmeye yetiyor. Şarkının başında Kelly’nin “Hadi kızlar, bir kez daha yapmaya hazır
mısınız?” sorusu ile insan elinde olmadan heyecanlanıyor. Oldukça güçlü
vokali ve müziği ile akılda kalıcı ve sevilmesi yüksek ihtimal şarkıların
başında gelen You Changed, eğer kliplenirse bomba etkisi yaratabilir.
Bende bu davul sevgisi varken Red Wine şarkısını sevmemem imkansız
gibi görünebilir. Fakat şarkı, canlı ve güçlü davullar ile gönlümü çalmaya
yeltense de pek başarabilmiş değil. İstediğim gücü ve yükselişleri alamadığım
için şarkı maalesef albümün sessiz ve kuytu köşesinde kalıyor. Albümde
neredeyse hiç beğenmediğim bir şarkı da I
Remember. David Guetta ile işbirliğine giren Kelly, bana kalırsa oldukça
yanlış bir seçim yapmış.
Öte yandan Street Life (feat. Pusha T) ise çok kişi tarafından keşfedilmeyecek
ama keşfedenler tarafından oldukça fazla sevgi görecek bir şarkı. Çok sevdiğim
bir karakter tarzı ile şarkıyı söyleyen Kelly, Pharrell ile çalışarak David Guetta hatasını biraz olsun kapatmışa
benziyor. Albümdeki en başarılı şarkılar arasına rahatlıkla girebilecek olan şarkı,
insanı dans pistine davet etmekle kalmıyor adeta piste zorla sürüklüyor. Umarım
Kelly, bu şarkıyı çok iyi değerlendirir de şarkı daha geniş kitlelere ulaşır.
Albümde Bonus Track olarak büyük
haksızlığa uğrayan Sky Walker (feat. The
Dream), bana kalırsa çıkış şarkısı olmalıydı. Şarkının başlaması ile
kulaklığın bir solundan bir sağından gelen sesler ile şarkının güzelliği
hakkında ufak bir önyargıya sahip olabilirsiniz. Son derece akılda kalıcı ve
insanı yavaş yavaş seksi dans figürlerini göstermeye iten şarkı, umarım en
yakın zamanda daha başarılı bir şekilde değerlendirilir.
Son olarak toparlamak gerekirse;
Kelly yeni albümü Talk A Good Game’de herkese bir şeyler sunmaya hazır.
Bulunduğu konumdan rahatsız olan, silkelenip kendine gelmesi gerekenlere Dirty
Laundry, hayatındaki düşüşten çıkıp
tekrar yükselmek isteyenlere Street Life, aşıklara Red Wine ve Stand in Front
of Me, çılgın aşıklara Freak, birlikte olduğu insanı terk edip özgürlüğüne
kavuşmak isteyenlere de Gone ve You Changed şarkıları ile sesleniyor. Bana
kalırsa bir an önce albümü dinleyin. Emin olun Kelly Rowland’ı özlediğinizi
fark edeceksiniz.
Favori şarkılar: Dirty Laundry, Sky Walker (feat. The Dream), Gone
(Wiz Khalife), Street Life (feat. Pusha T)
guzel değerlendirme
YanıtlaSil