İnsanlıktan
Nasiplenmek
Hiç de mutlu değilim. İçim çok buruk benim. İçi çok
buruk olmak nedir, kitap eleştirisi yazan birinden beklenmeyecek edebiyat
katliamı diyebilirsiniz. Hatta bunu yapmak bir edebiyat katliamı mı, o bile
sorgulanabilir. Değişik işler bunlar.
Ülkemiz daha önce hiç geçmediği bir süreçten geçiyor. Ya da bana öyle geliyor.
Adalet sıfırmış gibi geliyor, yokmuş gibi. İnsanlar ölüyor, katilleri dışarıda.
Delil yetersizliğinden. İnsanlar ölüyor. Gençler. Ölüyorlar. Ve katilleri 2
sene hapis istemiyle yargılanıyor. Kimse başsağlığı dilemiyor ailelerinden.
Kimse. Üzülmüyor gibiler. Ben üzülüyorum. Biz. Üzülüyoruz. Hepimiz. Tüm
bilinçli, mantıklı, düşünen gençler. “İnsanlar” üzülüyor. Allah sabır versin.
Hepimize. En çok da acı içindeki ailelere. Sabır versin.
Şimdi de sizlere, tüm dünyadaki “küçük” adamlara ithafen Dinle
Küçük Adam adlı psikoloji yüklü bir kitabı tanıtacağım.
Dinle Küçük Adam, bir psikanalist ve psikiyatrist olan
Wilhelm Reich’in insan psikolojisi
üzerine yazdığı nadide bir kitap. İnsanın, tamamen saf ihtiyaç ve özelliklerini
bir kenara bırakıp, vahşi içgüdülerine yenik düşmesine, toplumu, kendi
hırslarına alet edip ötekileştirerek kendini yüceltmesine karşı yazılmış bir
yergi niteliğindedir kitap. Okurken beyninizde düşünce fırtınaları kopacak olan
bu kitabın dili de pek bir hafif, pek
bir saftır; bilesiniz. Size küçük parçalar sunacağım şimdi kitabımızdan, ki
daha iyi anlayın ne demek istediğimi…
"… ben ne
kızıl, ne kara, ne de beyazım. Ben Hıristiyan, Yahudi, Müslüman, Mormon,
poligam, homoseksüel, anarşist ya da boksör de değilim. Ben bir kadını/erkeği,
onunla evli olduğumu kanıtlayan evlilik cüzdanına sahip olduğum ya da cinsel
açlığımı doyurabilmek için değil, gerçekten sevip ona değer verdiğim için
kucaklarım.
Ben çocukları
dövmem, balık tutmam, karaca ya da geyik avlamam…”
”seni evlilik
kanunlarının zincirlerine sürükleyen nedenin; senin kirli fantezilerin ve
cinsel sorumsuzluğun olduğunu bilmiyorsun.”
demiş, ne güzel demiş günümüzün tecavüzcü, tacizci “adam”larına ithafen.
… bu yüzdendir ki, kendi mutluluğunu aydınlıktan ürken
bir gece hırsızı gibi çalıyorsun. “susturun
şu adamı yabancı uyruklu o! diyorsun. Bırak bu sözleri küçük adam! Anadan doğma
bir göçmensin sen. Bu dünyaya bir rastlantı sonucu gelmişsin ve geldiğin gibi,
sessizce gideceksin. Neden bağırıyorsun böyle biliyor musun? Korkuyorsun da
ondan…” demiş Reich, ki bu alıntıdan da anlaşılacağı gibi, kitapta bolca
faşizm karşıtı, hümanizm dostu, Hitler ve Hitlervari devlet “büyük”lerine
saydıran, baba bir hava hakim.
Reich’i sonraki bir yazımda uzun uzun anlatmak
isterim, fakat konumuzun dışına çıkıp dikkatinizi dağıtmak istemiyorum şu an.
Hümanizm kokan, faşizme, katliamlara, haksızlıklara, adaletsizliklere sinirle
dolu, insan psikolojisini pek iyi çözümlemiş bu kitabı okumanızı şiddetle
tavsiye ediyorum efendim, bilginize.
Kimse kimseyi zevk için dövmesin, vurmasın. Kimseden
kastımız = insan veya hayvan. Fark etmez. İkisi de acı çeker, ikisi de özünde
masumdur.
İnsandan kastımız = kadın veya erkek. Fark etmez,
ikisi de özünde masumdur, özünde EŞİTTİR. Her açıdan eşittir. Her açıdan.
Kimse kimseyi cinsel tercihlerinden dolayı, ırkından,
cinsiyetinden dolayı, düşüncesinden, inancından dolayı, görünüşünden dolayı
yargılama hakkına sahip değildir. Bunlardan dolayı acı çektirme hakkına hiç
sahip değildir. Hiç. Kimse kimseyi kendi düşüncesinden yapmaya zorlayamaz.
Kimse. Kimseyi.
İçimde kalmasın dedim. Çok haşin bulduysanız kusura
bakmayın ama sesimi burada bari çıkarayım dedim. Başka yapabileceğimiz bir şey
kalmıyor çünkü. Kitapla kalın. Öpenzi.
Mak.
Tümüyle katılıyorum.
YanıtlaSilBöyle güzel yazmaya devam et. Umarım herkes, istediğin yönde bir şeyler yapmak için elinden geleni yapar.
YanıtlaSilS.E.
Teşekkür ederim çok.
YanıtlaSil