19 Temmuz 2013

Dinle Küçük Adams

İnsanlıktan Nasiplenmek

Hiç de mutlu değilim. İçim çok buruk benim. İçi çok buruk olmak nedir, kitap eleştirisi yazan birinden beklenmeyecek edebiyat katliamı diyebilirsiniz. Hatta bunu yapmak bir edebiyat katliamı mı, o bile sorgulanabilir.  Değişik işler bunlar. Ülkemiz daha önce hiç geçmediği bir süreçten geçiyor. Ya da bana öyle geliyor. Adalet sıfırmış gibi geliyor, yokmuş gibi. İnsanlar ölüyor, katilleri dışarıda. Delil yetersizliğinden. İnsanlar ölüyor. Gençler. Ölüyorlar. Ve katilleri 2 sene hapis istemiyle yargılanıyor. Kimse başsağlığı dilemiyor ailelerinden. Kimse. Üzülmüyor gibiler. Ben üzülüyorum. Biz. Üzülüyoruz. Hepimiz. Tüm bilinçli, mantıklı, düşünen gençler. “İnsanlar” üzülüyor. Allah sabır versin. Hepimize. En çok da acı içindeki ailelere. Sabır versin.

Şimdi de sizlere, tüm dünyadaki “küçük” adamlara ithafen Dinle Küçük Adam adlı psikoloji yüklü bir kitabı tanıtacağım.


Dinle Küçük Adam, bir psikanalist ve psikiyatrist olan Wilhelm Reich’in insan psikolojisi üzerine yazdığı nadide bir kitap. İnsanın, tamamen saf ihtiyaç ve özelliklerini bir kenara bırakıp, vahşi içgüdülerine yenik düşmesine, toplumu, kendi hırslarına alet edip ötekileştirerek kendini yüceltmesine karşı yazılmış bir yergi niteliğindedir kitap. Okurken beyninizde düşünce fırtınaları kopacak olan bu kitabın dili de pek bir hafif,  pek bir saftır; bilesiniz. Size küçük parçalar sunacağım şimdi kitabımızdan, ki daha iyi anlayın ne demek istediğimi…

"… ben ne kızıl, ne kara, ne de beyazım. Ben Hıristiyan, Yahudi, Müslüman, Mormon, poligam, homoseksüel, anarşist ya da boksör de değilim. Ben bir kadını/erkeği, onunla evli olduğumu kanıtlayan evlilik cüzdanına sahip olduğum ya da cinsel açlığımı doyurabilmek için değil, gerçekten sevip ona değer verdiğim için kucaklarım.
Ben çocukları dövmem, balık tutmam, karaca ya da geyik avlamam…

seni evlilik kanunlarının zincirlerine sürükleyen nedenin; senin kirli fantezilerin ve cinsel sorumsuzluğun olduğunu bilmiyorsun.”  demiş, ne güzel demiş günümüzün tecavüzcü, tacizci “adam”larına ithafen.

… bu yüzdendir ki, kendi mutluluğunu aydınlıktan ürken bir gece hırsızı gibi çalıyorsun. “susturun şu adamı yabancı uyruklu o! diyorsun. Bırak bu sözleri küçük adam! Anadan doğma bir göçmensin sen. Bu dünyaya bir rastlantı sonucu gelmişsin ve geldiğin gibi, sessizce gideceksin. Neden bağırıyorsun böyle biliyor musun? Korkuyorsun da ondan…” demiş Reich, ki bu alıntıdan da anlaşılacağı gibi, kitapta bolca faşizm karşıtı, hümanizm dostu, Hitler ve Hitlervari devlet “büyük”lerine saydıran, baba bir hava hakim.

Reich’i sonraki bir yazımda uzun uzun anlatmak isterim, fakat konumuzun dışına çıkıp dikkatinizi dağıtmak istemiyorum şu an. Hümanizm kokan, faşizme, katliamlara, haksızlıklara, adaletsizliklere sinirle dolu, insan psikolojisini pek iyi çözümlemiş bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum efendim, bilginize.

Kimse kimseyi zevk için dövmesin, vurmasın. Kimseden kastımız = insan veya hayvan. Fark etmez. İkisi de acı çeker, ikisi de özünde masumdur.

İnsandan kastımız = kadın veya erkek. Fark etmez, ikisi de özünde masumdur, özünde EŞİTTİR. Her açıdan eşittir. Her açıdan.

Kimse kimseyi cinsel tercihlerinden dolayı, ırkından, cinsiyetinden dolayı, düşüncesinden, inancından dolayı, görünüşünden dolayı yargılama hakkına sahip değildir. Bunlardan dolayı acı çektirme hakkına hiç sahip değildir. Hiç. Kimse kimseyi kendi düşüncesinden yapmaya zorlayamaz. Kimse. Kimseyi.


İçimde kalmasın dedim. Çok haşin bulduysanız kusura bakmayın ama sesimi burada bari çıkarayım dedim. Başka yapabileceğimiz bir şey kalmıyor çünkü. Kitapla kalın. Öpenzi.


                                                                                                                                             Mak.

3 yorum:

  1. Tümüyle katılıyorum.

    YanıtlaSil
  2. Böyle güzel yazmaya devam et. Umarım herkes, istediğin yönde bir şeyler yapmak için elinden geleni yapar.

    S.E.

    YanıtlaSil

.