29 Nisan 2013

Woddylicious


Tanrım! Bu akşam gideceğim yeri seçmek o kadar da zor olmamalı.  Sadece birini tercih et! Yazı tura?! Ih hayır. Oscar töreni o kadar da önemli değil, zaten ütülü smokinim de yok, ve akşam grubu da yüzüstü bırakamam, çocuklar bensiz çalmaktan hoşlanmadıklarını söylediler. Klarnetim nerde? Hayır Mia gitmek istemiyorum. A Jeff rica etsem arabayı hazırlar mısın? Ya da yo kemik erimesi olma riskiyle tokalaşmak istemiyorum, ve ve … ve yürüyeceğim sanırım. Mia, seni seviyorum ama o törene gitmek istiyorsan bu bensiz olmak zorunda, hoşça kal tatlım. Klarnetimi balkondan bana fırlatırsın çünkü geç kalıyorum.



Her film bağımlısının bir “başköşe” yönetmeni vardır aslında. Allen benim köşeme New York’taki apartmanından çatı katında yaşadığı mükemmel manzarasından el sallıyor yaklaşık 10 yıldır. Oscar bünyesinde en iyi film dalında, en iyi orijinal senaryo dalında ve farklı birçok dalda sayısız ödüle aday gösterilmesine rağmen, sudan sebeplerle çoğuna gitmedi Woddy.

Obsesif şekilde ölüm takıntısı. Gerçek ve hayal arasında kalınmamışlık, tam tersine her iki tarafta da aynı anda bulunabilme yeteneği. Karmaşık evlilikler silsilesi, özelliklerinden sadece 3'ü.

Sevdiceğim ve benim için ayrı bir yeri olan insan olmasını bağlayabileceğim birçok neden varken en azından bir tanesine değinip neden kendini ve aslında filmlerini izlettiğini anlatmam gerekirse [gerekiyor!] düşüncem odur ki eski eşi Mia Farrow’un da dediği gibi; Woddy filmlerindeki obsesif hallerinden pek de farklı değildir ekranın karşısında, fakat neredeyse her filminde ana temayı oluşturan iyi-kötü karşılaşmasında, -çatışma demememin sebebi bu karakterlerin genelde arkadaş ya da sevgili olmasıdır-, Woddy, gerçek hayatta kötü olandır. Filmlerinde yarattığı karakterine ise 'iyi' olan özellikleri bahşederek hayatındaki dengeyi sağlamaktadır sanırım. Bundan müteveldir ki kendisinin gerçek hayatta nasıl biri olduğunu öğrenmek, bilmek istemem, tanışmak da istemem. Filmden alıp karşıma oturttuğum ironileri bana fazla gelirken gerçeğini alıp da karşıma oturtamayabilirim. Karşıma alıp da oturttuğum sadece filmleri. Tanışlığı sadece tek taraflı olan bir ilişki Woddy ile benimki. Bir şekilde çektiği filmin sesinden ya da görüntüsünden biraz bile duyup izlesem Woddy filmi sanırım bu diyecek kadar tanıdık hem de.

Film Sepeti

Filmlerinden bir demet yaptım. Birkaç tanesini seçtim ayırdım. Filmleri ile ilgili kısa bilgiler vermekten bile kaçındım ama 71 filmi içinden hangisini izlemeliyim acaba sorusunun cevabı olarak ilk bakılması gereken yeri de yarattım. Sıralamanın da bir önemi olmadığını düşündüm, sadece numaralandırdım. Sepete en sevdiklerimi attım ve Woddylicious bir sepet bıraktım bu bölüme. Zevkle izleyin.





  
















Deniz Gül

3 yorum:

  1. Yazı gerçekten çok çok iyi olmuş, listeye koyduğun filmlerden de izlemediğim iki tane var hemen izleyeyim onları da :)

    YanıtlaSil
  2. ARAYIP DA BULAMADIĞIM LİSTE AYAĞIMA GELDİ, ŞİMDİLİK FAVORİM MIDNIGHT IN PARIS. KARARLIYIM HEPSİNİ İZLEYİP KENDİ SIRALAMAMI YAPICAM:)

    YanıtlaSil
  3. bir insan hakkında bu kadar konuşup o insanın ne anlatmaya çalıştığı hakkında hiç bir şey söylememek büyük başarı. yazının sinemayla alakası yok, bari adamakıllı bir dedikodu yapıp woody allen hakkında bilinmeyen bir şeyler yazsaydınız, google'a woody allen yazsak otuz saniye içinde ulaşabileceğimiz bilgileri ard arda sıralamışsınız, sanki özel bir şey yapmış gibi paylaşıyorsunuz bir de. okurları aptal yerine koyup hiç bir değeri olmayan şeyler yazarak özel bir iş yaptığınızı sanıyorsanız çok fena bir yanılgı içindesiniz. egonuzu tatmin etmeye çalışmayın,"gerçek" bir şeyler üretin. üretemiyorsanız bile en azından samimi olun, bana şunu hissettirdi, aklıma şunu getirdi vs gibi farklı olmasa da en azından samimi bir şeyler paylaşın, okurunuza gerçekten saygı duyduğunuzu belli edin. yok onu da beceremem diyorsanız bence buralarda hiç zaman kaybetmeyin, ders çalışın ,afrikadaki çocuklara yardım edin,ne bileyim,"gerçek" bir şeyler yapın.

    YanıtlaSil

.