3 Mayıs 2013

The Great Gatsby Soundtrack Albümü

Müzik ve sinema.

Evet, biliyorum ikisini de oldukça çok seviyorsunuz. Hatta bazılarınız “bu ikili arasında bir seçim yapamam”, “bana, anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun diye sor, bu soruyu sorma.”  gibi cümleler sarf ediyor. Bu olaylara hiç gerek yok çünkü bu yazıda size müzik ve sinemanın son zamanlardaki en başarılı birleşimi diye adlandırdığım “The Great Gatsby” filminin soundtrack albümünden bahsedeceğim.


The Great Gatsby henüz gösterime  girmemesine rağmen film, müzikleri ve fragmanı sayesinde gün be gün daha çok konuşulmaya devam ediyor. The Great Gatsby filmi, F. Scott Fitzgerald’ın 1925’te yayımlanan kitabından uyarlanma. 1974 yılındaki ilk versiyonu ile uzun yıllar konuşulmuş ve başta moda sektörü olmak üzere birçok sektörü etkilemiş olan filmin, 2013’teki versiyonu da aynı başarıya ulaşacak gibi gözüküyor. Film konusunu Cinema May Kill’e paslayıp, kendi alanıma doğru yola koyuluyorum.
Film yayımlanmadığı gibi filmin soundtrack albümü de yayımlamadı fakat “albümün internet ortamına düşmesi an meselesi” diye düşünmeye fırsat kalmadan, albüm bir tık uzağımdaydı. İsterseniz sizin de bir tık uzağınızda.
 




İlk olarak albümü genel bir bakışla inceleyelim.

Albümde 14 şarkı yer alıyor. Bu şarkılardan bazıları daha önce duymadığımız ve film için yapılmış şarkılarken bazıları ise oldukça iyi bildiğimiz şarkıların cover versiyonları.

İşte albümdeki şarkılar:

 1. 100$ Bill – Jay Z
 2. Back To Black – Beyoncé x André 3000
 3. Bang Bang – Will.i.am
 4. A Little Party Never Killed Nobody (All We Got) – Fergi (feat. Q-Tip & GoonRock)
 5. Young and Beautiful – Lana Del Rey
 6. Love Is The Drug - Bryan Ferry with The Bryan Ferry Orchestra
 7. Over the Love - Florence + the Machine
 8. Where the Wind Blows - Coco O. of Quadron
 9. Crazy in Love - Emeli Sandé & The Bryan Ferry Orchestra
10. Together – The xx
11. Hearts a Mess – Gotye
12. Love Is Blindness - Jack White
13. Into the Past – Nero
14. Kill and Run – Sia


Şarkılar hakkında konuşmaya başlamadan önce önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Şarkıları çok keskin hatlarla değerlendirmeyeceğim. Bunun sebebi de, albümün bir soundtrack albümü olması ve albümün, filmi izleyince daha çok anlam kazanacak olması.

Albümden ilk single olarak yayımlanan Young and Beautiful şarkısı Lana Del Rey imzalı. Şarkıyı ilk dinlediğimde, bu şarkının Lana Del Rey’in en başarılı şarkılarından birisi olduğu kararına varmıştım ki hala da kararımın arkasındayım. Şarkının bende uyandırdığı his ise “sorunlu ilişkideki kadın” ve “aşkını kaybetme korkusunu, gençliği / güzelliği ile doğru orantılı tutan ve ölene kadar sevdiği adamı isteyen kadın”.   

Albümden oldukça çok konuşulan bir başka şarkı da Amy Winehouse coverı Back To Black. Andree 3000 ve Beyonce’yi bir araya getiren şarkı, ilk dinleyişte kulağa oldukça farklı ve hazmı zor gelse de, filmi düşündükçe anlam kazanmaya başlıyor. Özellikle Beyonce’nin kısımları için söylenecek pek söz yok bana kalırsa, Beyonce her zamanki gibi büyüleyici.

Florence + The Machine tarafından seslendirilen Over the Love şarkısı ise tam bir olay. Florence Welch’in sesine ve yorumuna laf edecek haddi çoğu insanda bulmadığım gibi kendimi de o insanların arasına sıkıştırıp susuyorum. Şarkı mükemmel bir sakinlikte başlayıp öyle bir yükseliyor ki şarkıyı, orgazmı yaşayamayanlara şiddetle öneriyorum. Sadece şu sözleri dinlerken, filmin olası sahnelerini gözünüzde canlandırmaya çalışın.

Now there's green light in my eyes
And my lover on my mind
And I sing from the piano
Tear my yellow dress and
Cry and cry and cry
Over the love of you

Dünyada en çok çalınan şarkılardan olması muhtemel olan Crazy in Love şarkısını cover yapmak, bana kalırsa büyük cesaret isteyen bir iş. Emeli Sande, bu işin altından oldukça güzel kalkmış gibi gözükse de, şarkıdaki başarının sırrı The Bryan Perry Orchestra’sı. Şarkının normal halindeki baştan sona bitmeyen enerji, şarkının bu versiyonu ile daha da güçlenmiş. Bu şarkıyı dinlemeye başladığınız an ayaklanın ve tvist dansının eğlenceli hareketlerine kendinizi bırakın.

Albüme, birkaç dinleyişten sonra tekrar döndüğümde aradığım ilk şarkı olan A Little Party Never Killed Nobody (All We Got), Fergie’ye o kadar güzel yakışmış ki, resmen kulaklarımın pası silindi. Şarkı sayesinde uzun bir süre de paslanmayacağa benziyor. Şarkının Q-Tip’ten sonra gelen ve Fergie’nin yıldızının iyice parladığı bölüm ise benim için en eğlenceli anlar oluyor.

If the people get lost, underneath the moonlight
Hectic topic, paparazzi, hold it while I take this pic
Speak easy, rocking the feathers I’m breezy
Hope you can keep up boys, cause believe me, I’m a beat mean

Love Is Blindness şarkısına gelecek olursak Jack White’in muhteşem yorumu ile karşı karşıyayız. Jack White şarkıyı söylememiş, şarkıyı adeta kusmuş. Düzenlemesi oldukça sert ve başarılı olmuş. Şarkının bu versiyonunda U2’daki acı tutan, üzgün havanın yerine, kızgın ve isyan eden bir hava mevcut. Kısacası şarkının bu versiyonu “cover” kelimesinin hakkını vermiş.

The xx grubunun albümde yer aldığını öğrendiğim an başlayan heyecanım, şarkıyı dinlemem ile son buluyor gibi olsa da Together şarkısının mükemmelliğini üç aşama ile fark edebildim. Şarkı, Oliver Sim’in, Lykke Li – I Follow Rivers şarkısını andıran ritmin üzerine sesiyle başlıyor. İlk kısım olarak adlandırdığım buraya kadar pek çekici gelmeyen şarkı, Romy Madley-Croft’un sözlere başlaması eşliğinde genişleyen ritmi ile beni biraz kendine çekmeye başlarken, nakarata gelindiğinde müziğin kesilmesi ve ayak sallamamın sona ermesiyle şarkının doruk noktasına ulaşıyorum. Sonuç olarak ise The xx grubunun kendilerini bu albüme bu denli güzel yansıtmaları mutluluk verici.

Çok fazla bilgimin olmadığı Nero grubunun seslendirdiği Into the Past şarkısını vasat – ortalama arasında değerlendiriyorum. Gruptan pek haberim olmadığı için kıyaslama yapamasam da, bu şarkıyı dinlerken aklıma gelen tek isim oldu: Björk

Kill and Run şarkısına geldiğimizde ise mükemmel sesi ile Sia’yı dinliyoruz. Şarkı, belki Sia’nın en başarılı şarkıları arasına giremez. Tabii ki buradan şarkının kötü olduğu fikrine kapılmıyoruz. Bana kalırsa şarkıyı sevmemiz filmi izledikten sonra gerçekleşecek.

Geriye kalan şarkılardan kısa kısa bahsedeceğim. Albümün açılış şarkısı olan ve Jay Z tarafından seslendirilen 100$ Bill, tam olarak bilgisine sahip olmadığım bir tarzda olsa da ufak bir yorum olarak kulağa hoş ve dinlenebilir geliyor, diyebilirim. Bang Bang şarkısı ile albümde yerini alan Will.i.am hakkındaki düşüncelerimi daha önce Will.i.am - #Willpower albümünü incelerken belirtmiştim.  Love Is The Drug şarkısı için söyleyebileceğim tek şey; şarkının film için düzenlenen halini dinlerken kulaklarımın Roxy Music dönemini istediği. Where The Wind Blows şarkısında ise verilmek istenilen mesajın yeterince şarkıya yansıtılamadığını hissediyorum. Bu hisselerim belki filmi izledikten sonra geçer fakat şu an için şarkı bana arada kalmışlık hissi veriyor. Son olarak ise Gotye’nin seslendirdiği Hearts a Mess şarkısı, albümün ve filmin konseptine oldukça güzel uymuşa benziyor. Zaten şarkının güzelliği kendini ispat etmiş durumda, bu yüzden lafı uzatmaya gerek yok.

Son sözlerim ise soundtrack albümlerini seviyor olmamın yanında The Great Gatsby Soundtrack albümünü gerek bu kadar güzel ismi bir araya getirdiği gerekse bu kadar güzel bir filme bu kadar güzel şarkıların yapılmasından dolayı bir ayrı sevdim. Umarım siz de filmi ve albümü kaçırmazsınız.


Kaan Kızılırmak

3 yorum:

  1. İndirme linki iyi olmuş. "tık".

    YanıtlaSil
  2. Harika bir albüm olmuş gerçekten. Crazy in Love şaşırttı beni de. Bu kadar güzel yorumlanması hoş. Florence Welch ise her seslendirdiği şarkıda büyülüyor gerçekten. Her seferinde kendini aşıyor. Back to Black ise çok ağır bir acının geleceğinin göstergesi gibi.

    YanıtlaSil
  3. gerçekten bir tık uzağımızdaymış teşekkkürler

    YanıtlaSil

.