Evet, biliyorum ikisini de oldukça çok seviyorsunuz. Hatta
bazılarınız “bu ikili arasında bir seçim yapamam”, “bana, anneni mi yoksa
babanı mı daha çok seviyorsun diye sor, bu soruyu sorma.” gibi cümleler sarf ediyor. Bu olaylara hiç
gerek yok çünkü bu yazıda size müzik ve sinemanın son zamanlardaki en başarılı
birleşimi diye adlandırdığım “The Great Gatsby” filminin soundtrack albümünden
bahsedeceğim.
The Great Gatsby henüz gösterime girmemesine rağmen film, müzikleri ve fragmanı
sayesinde gün be gün daha çok konuşulmaya devam ediyor. The Great Gatsby filmi,
F. Scott Fitzgerald’ın 1925’te yayımlanan kitabından uyarlanma. 1974 yılındaki ilk
versiyonu ile uzun yıllar konuşulmuş ve başta moda sektörü olmak üzere birçok
sektörü etkilemiş olan filmin, 2013’teki versiyonu da aynı başarıya ulaşacak
gibi gözüküyor. Film konusunu Cinema May Kill’e paslayıp, kendi alanıma doğru
yola koyuluyorum.
Film yayımlanmadığı gibi filmin soundtrack albümü de yayımlamadı
fakat “albümün internet ortamına düşmesi an meselesi” diye düşünmeye fırsat
kalmadan, albüm bir tık uzağımdaydı. İsterseniz sizin de bir tık uzağınızda.
İlk olarak albümü genel bir bakışla inceleyelim.
Albümde 14 şarkı yer alıyor. Bu şarkılardan bazıları daha
önce duymadığımız ve film için yapılmış şarkılarken bazıları ise oldukça iyi
bildiğimiz şarkıların cover versiyonları.
İşte albümdeki şarkılar:
1. 100$ Bill – Jay Z
2. Back To Black – Beyoncé x
André 3000
3. Bang Bang – Will.i.am
4. A Little Party Never Killed
Nobody (All We Got) – Fergi (feat. Q-Tip & GoonRock)
5. Young and Beautiful – Lana Del
Rey
6. Love Is The Drug - Bryan
Ferry with The Bryan Ferry Orchestra
7. Over the Love - Florence +
the Machine
8. Where the Wind Blows - Coco
O. of Quadron
9. Crazy in Love - Emeli Sandé
& The Bryan Ferry Orchestra
10. Together – The xx
11. Hearts a Mess – Gotye
12. Love Is Blindness - Jack White
13. Into the Past – Nero
14. Kill and Run – Sia
Şarkılar hakkında konuşmaya başlamadan önce önemli bir noktaya değinmek
istiyorum. Şarkıları çok keskin hatlarla değerlendirmeyeceğim. Bunun sebebi de,
albümün bir soundtrack albümü olması ve albümün, filmi izleyince daha çok anlam
kazanacak olması.
Albümden ilk single olarak yayımlanan Young and Beautiful şarkısı Lana
Del Rey imzalı. Şarkıyı ilk dinlediğimde, bu şarkının Lana Del Rey’in en
başarılı şarkılarından birisi olduğu kararına varmıştım ki hala da kararımın
arkasındayım. Şarkının bende uyandırdığı his ise “sorunlu ilişkideki kadın” ve “aşkını
kaybetme korkusunu, gençliği / güzelliği ile doğru orantılı tutan ve ölene
kadar sevdiği adamı isteyen kadın”.
Albümden oldukça çok konuşulan bir başka şarkı da Amy Winehouse coverı Back To Black. Andree 3000 ve Beyonce’yi
bir araya getiren şarkı, ilk dinleyişte kulağa oldukça farklı ve hazmı zor
gelse de, filmi düşündükçe anlam kazanmaya başlıyor. Özellikle Beyonce’nin
kısımları için söylenecek pek söz yok bana kalırsa, Beyonce her zamanki gibi
büyüleyici.
Florence + The Machine
tarafından seslendirilen Over the Love
şarkısı ise tam bir olay. Florence Welch’in sesine ve yorumuna laf edecek haddi
çoğu insanda bulmadığım gibi kendimi de o insanların arasına sıkıştırıp susuyorum.
Şarkı mükemmel bir sakinlikte başlayıp öyle bir yükseliyor ki şarkıyı, orgazmı yaşayamayanlara şiddetle öneriyorum.
Sadece şu sözleri dinlerken, filmin olası sahnelerini gözünüzde canlandırmaya
çalışın.
Now there's green light in my eyes
And my lover on my mind
And I sing from the piano
Tear my yellow dress and
Cry and cry and cry
Over the love of you
And my lover on my mind
And I sing from the piano
Tear my yellow dress and
Cry and cry and cry
Over the love of you
Dünyada en çok
çalınan şarkılardan olması muhtemel olan Crazy
in Love şarkısını cover yapmak, bana kalırsa büyük cesaret isteyen bir iş. Emeli Sande, bu işin altından oldukça
güzel kalkmış gibi gözükse de, şarkıdaki başarının sırrı The Bryan Perry Orchestra’sı. Şarkının normal halindeki baştan sona
bitmeyen enerji, şarkının bu versiyonu ile daha da güçlenmiş. Bu şarkıyı
dinlemeye başladığınız an ayaklanın ve tvist dansının eğlenceli hareketlerine
kendinizi bırakın.
Albüme, birkaç dinleyişten
sonra tekrar döndüğümde aradığım ilk şarkı olan A Little Party Never Killed Nobody (All We Got), Fergie’ye o kadar güzel yakışmış ki,
resmen kulaklarımın pası silindi. Şarkı sayesinde uzun bir süre de paslanmayacağa
benziyor. Şarkının Q-Tip’ten sonra gelen ve Fergie’nin yıldızının iyice
parladığı bölüm ise benim için en eğlenceli anlar oluyor.
If
the people get lost, underneath the moonlight
Hectic topic, paparazzi, hold it while I take this pic
Speak easy, rocking the feathers I’m breezy
Hope you can keep up boys, cause believe me, I’m a beat mean
Hectic topic, paparazzi, hold it while I take this pic
Speak easy, rocking the feathers I’m breezy
Hope you can keep up boys, cause believe me, I’m a beat mean
Love Is Blindness şarkısına gelecek olursak Jack White’in muhteşem yorumu ile karşı karşıyayız. Jack White şarkıyı
söylememiş, şarkıyı adeta kusmuş. Düzenlemesi oldukça sert ve başarılı olmuş.
Şarkının bu versiyonunda U2’daki acı
tutan, üzgün havanın yerine, kızgın ve isyan eden bir hava mevcut. Kısacası şarkının
bu versiyonu “cover” kelimesinin hakkını vermiş.
The xx
grubunun albümde yer aldığını öğrendiğim an başlayan heyecanım, şarkıyı
dinlemem ile son buluyor gibi olsa da Together
şarkısının mükemmelliğini üç aşama ile fark edebildim. Şarkı, Oliver Sim’in, Lykke Li – I Follow
Rivers şarkısını andıran ritmin üzerine sesiyle başlıyor. İlk kısım olarak
adlandırdığım buraya kadar pek çekici gelmeyen şarkı, Romy Madley-Croft’un sözlere başlaması eşliğinde genişleyen ritmi
ile beni biraz kendine çekmeye başlarken, nakarata gelindiğinde müziğin
kesilmesi ve ayak sallamamın sona ermesiyle şarkının doruk noktasına
ulaşıyorum. Sonuç olarak ise The xx grubunun kendilerini bu albüme bu denli
güzel yansıtmaları mutluluk verici.
Çok fazla bilgimin olmadığı Nero grubunun seslendirdiği Into the Past şarkısını vasat –
ortalama arasında değerlendiriyorum. Gruptan pek haberim olmadığı için
kıyaslama yapamasam da, bu şarkıyı dinlerken aklıma gelen tek isim oldu: Björk
Kill and Run şarkısına geldiğimizde ise mükemmel sesi ile Sia’yı dinliyoruz. Şarkı, belki Sia’nın en başarılı şarkıları
arasına giremez. Tabii ki buradan şarkının kötü olduğu fikrine kapılmıyoruz.
Bana kalırsa şarkıyı sevmemiz filmi izledikten sonra gerçekleşecek.
Geriye kalan şarkılardan
kısa kısa bahsedeceğim. Albümün açılış şarkısı olan ve Jay Z tarafından seslendirilen 100$
Bill, tam olarak bilgisine sahip olmadığım bir tarzda olsa da ufak bir
yorum olarak kulağa hoş ve dinlenebilir geliyor, diyebilirim. Bang Bang şarkısı ile albümde yerini
alan Will.i.am hakkındaki
düşüncelerimi daha önce Will.i.am - #Willpower albümünü incelerken
belirtmiştim. Love Is The Drug şarkısı için söyleyebileceğim tek şey; şarkının
film için düzenlenen halini dinlerken kulaklarımın Roxy Music dönemini istediği.
Where The Wind Blows şarkısında ise
verilmek istenilen mesajın yeterince şarkıya yansıtılamadığını hissediyorum. Bu
hisselerim belki filmi izledikten sonra geçer fakat şu an için şarkı bana arada
kalmışlık hissi veriyor. Son olarak ise Gotye’nin
seslendirdiği Hearts a Mess şarkısı,
albümün ve filmin konseptine oldukça güzel uymuşa benziyor. Zaten şarkının
güzelliği kendini ispat etmiş durumda, bu yüzden lafı uzatmaya gerek yok.
Son sözlerim ise soundtrack
albümlerini seviyor olmamın yanında The Great Gatsby Soundtrack albümünü gerek
bu kadar güzel ismi bir araya getirdiği gerekse bu kadar güzel bir filme bu
kadar güzel şarkıların yapılmasından dolayı bir ayrı sevdim. Umarım siz de
filmi ve albümü kaçırmazsınız.
Kaan Kızılırmak
İndirme linki iyi olmuş. "tık".
YanıtlaSilHarika bir albüm olmuş gerçekten. Crazy in Love şaşırttı beni de. Bu kadar güzel yorumlanması hoş. Florence Welch ise her seslendirdiği şarkıda büyülüyor gerçekten. Her seferinde kendini aşıyor. Back to Black ise çok ağır bir acının geleceğinin göstergesi gibi.
YanıtlaSilgerçekten bir tık uzağımızdaymış teşekkkürler
YanıtlaSil