18 Nisan 2013

Will.i.am - #WillPower



Müziğin yaramaz çocuğu diye adlandırdığım Will.i.am, 4. albümü #WillPower albümünü kendi Youtube sayfasında yayınladı. Aslında albümün ilk yayınlanma tarihi geçen yılın eylül ayıydı fakat birkaç erteleme ile albüm 19 Nisan 2013 tarihinde piyasada olacak. Şarkılar, Youtube'a yüklenince tabii ki sınavları, vizeleri bir kenara bırakıp hemen şarkıları dinledim, ufak çaplı araştırmalarımı yaptım ve 18 şarkıyı elimden geldiğince yorumlamaya çalıştım. Eğer sen de "sınavlardan, derslerden veya işten çok sıkıldım, biraz ara vereyim." diyorsan, buyur bakalım.

Good Morning: Albümün açılış parçası Good Morning, başarılı bir seçim olmanın yanında albümün mesajını da -Uyanın! Hayatı yaşayın- oldukça açık bir şekilde yansıtıyor.

Hello: Bana kalırsa albümün esas açılış şarkısı Hello’dur. Hem ismi hem de güzel ısıtıcı ve hazırlayıcı müziği ile başarılı bir başlangıç diyebilirim. Şarkının yükseldiği yerlerde dans etmemek mümkün değil. Kafa, kalça, beden sallamak kesinlikle serbest. Özellikle şarkının 2.30’dan sonrası tam olarak çıldırma noktası diyebilirim.



This Is Love: Öncelikle Eva Simons’a sevgiler, saygılar. Evet, belki bu birleşim bir “David Guetta & Sia” değil fakat yine de oldukça tatmin edici. Şarkının özellikle “beat break” dediğimiz kısımları kulaklara ziyafet niteliğinde.


Scream & Shout: Aslında şarkıyı tanıtmaya, anlatmaya pek gerek yok. Britney Spears’ın İngiliz aksanına yakın tarzdaki “All eyes on us” deyişi bile şarkıyı dinlemek için geçerli bir sebep.  Şarkı, büyük ihtimal ile beklentilerin üstüne çıkmayı başardı. Listelerde çok uzun süre birincliğin yanında satış rakamları da oldukça iyi.


Let’s Go: Tartışma götürmeksizin albümün en iddialı ve en olaylı şarkılarından birisi. Şarkının patlaması an meselesi. Son zamanların başarılı isimlerinden Chris Brown’ın şarkıya kattığı hava inanılmaz.  Tam bir dans şarkısı. Şarkı, bir saniyesi bile durmuyor. Bize kalan ise gözlerimizi kapatıp bu şarkı ile Chris Brown’u sahnede dans ederken hayal etmek. Ayrıca şarkının sonundaki konuşma ile bir sonraki şarkıya o kadar iyi hazırlıyor ki bizi Will.İ.am, kendi adıma şarkılardaki konuşmaları çok seven birisi olarak, konuşma kısmını tekrar tekrar dinlemek istesem de, bir sonraki şarkı için bir saniye bile bekleyemiyorum.


Gettin’ Dumb: Let’s Go şarkısının etkisinden çıkamadan Gettin’ Dumb şarkısı ile çıta biraz daha yükseliyor.  Şarkı, tam biraz sakinledi derken Güney Koreli grup 2ne1’ın kısmı geliyor ve bize de dans pistindeki marifetlerimiz gösterme fırsatı tanınıyor. Ayrıca şarkı, Will.i.am’in kariyerinin başlangıcından beri yanında olan Allan Pieda’yı da bize sunuyor.


Geekin’: Şarkı hakkındaki düşüncelerim biraz karışık, müziğinde fazla tekrar barındırmasına rağmen beni rahatsız etmemesi oldukça ilginç. Bunun tek sebebini, şarkının sürekli olarak beni sallandırmasına bağlıyorum. Özellikle “get my geek on” sözünü zihnimden silemiyorum.


Freshy: Sanırım albümdeki fazla dinlemeyeceğim nadir parçalardan. Yine de tam kesin konuşamıyorum. Bu tarzda ve bu denli başarılı müzik yapan insan sayısı az olunca, her şarkının ayrı bir değeri oluyor. En azından, şarkıda beni rahatsız eden, kendini sevdirmeyen bir şey yok. İleride bir şans verilebilir.

#ThatPower: Albümün 3. teklisi olan ThatPower için olabildiğince objektif olmaya çalışacağım. Justin Bieber’a beslediğim tek duygu “çocuktur daha büyür herhalde” olsa da, başarısını göz ardı etmeyeceğim. Fakat şarkı, bana kalırsa bekleneni veremedi. En azından benim görüp duyduklarıma göre “şarkı tutmadı”.  Şarkının tutmama sebebi ise şarkıdan değil de pazarlamadan kaynaklanıyor olsa gerek çünkü şarkıda pek bir sorun yok.


Great Times Are Coming: Yine albümün iddialı sayılabilecek şarkılarından birisi. Şarkı, ne arkasından koşturan ne de yavaşlıktan süründüren ritmi ile çok cazip kılıyor kendini. Nakaratı kısmı ise fazla güçlü bana kalırsa. Tek olumsuz eleştirim ise şarkının bir ara büründüğü farklı havayı pek sevemedim, hızımı kesti diyebilirim.



The World Is Crazy: Albümde tam anlamıyla ısınamadığım şarkıların başında geliyor. Başlangıçta sever gibi olsam da albümün hepsini dinledikten sonra geriye dönüp baktığımda bende bir iz bırakmadığını fark ettim.

Fall Down: Albümün 4. Teklisi olan Fall Down oldukça iddialı. Miley Cyrus’un katkıları ile daha da iddialı hale gelen şarkı, önümüzdeki günlerde piyasadaki yerini alacak. Şarkı güzel, iyi, hoş fakat mükemmel değil. Şarkıyı dinledikçe “çocuksuluk” hissi duyuyorum, ucuz dediğimiz şarkı kategorisine biraz fazla yakın sanırım.

Love Bullets: İşte bu şarkı, bana kalırsa albümün en iyi 3 şarkısı arasına girer. Albüme göre biraz yavaş ritmi ile kendini zaten başka bir kategoriye koyduran şarkıdaki Skylar Grey etkisi ise bambaşka bir olay. Bu ikilinin birbirine çok uyduğunu düşünmekle beraber, umuyorum ki bu birliktelik uzun bir süre devam eder.


Far Away From Home: Albümde 18 tane şarkısı olunca ve genel olarak başarılı şarkılar olunca kelime dağarcığımda bazı sıkıntılar yaşamama az kaldı diyebilirim. Öncelikle Nicole Scherzinger çok güzel olmuş. Bence, Nicole kesinlikle hak ettiği değeri görmüyor. Umarım, bu hızlı ama yorucu olmayan, kulakları da tatmin eden şarkı ile hak ettiği değere biraz daha yaklaşır.


Ghetto Ghetto: Duygu karışıklığı yaşamamı sağlayan Ghetto Ghetto, oldukça ilginç bir şarkı. Şarkıda, 7 yaşındaki “Youtube ünlüsü” Baby Kaely boy gösteriyor.

It is easy as 1, 2, 3,

I wanna be what’s on TV,

And if that’s wrong, please don’t blame me,

Cause where I live we have nothing

In the ghetto, ghetto, ghetto.

In the ghetto, ghetto, ghetto.

Sözleri ile “azınlık mahalle” hayatının anlatıldığı şarkıyı, garip bir şekilde sevdim. Belli bir dinleme sayısından sonra sıkılacak olsam da şarkı, kulağa fena gelmiyor.


Reach For Stars: Şarkı ben Will.i.am şarkısıyım diye bağırıyor. Şarkının son 1 dakikasına ise hasta oldum diyebilirim. Tam bir ters köşe yapılmış. Şarkı, baştan itibaren yükselerek devam ederken, sonlara doğru patlama noktasını bekliyor insan fakat müzik bir anda tarz ve hız değiştirip öyle güzel dinginleşiyor ki hayran kalmamak mümkün değil.


Smile Mona Lisa: Şimdi, bu şarkıyı anlatmakta zorlanacağım. Bir kere, albümde en öne çıkan ve çok çabuk fark edilen bir şarkı. Müziği, oldukça ilginç ve pek de beklenmedik bir tarzda. Şarkıda, beni esas vuran şey ise sözler. O kadar tatlı ve masum ki sözleri, ısırmak istiyorum. Şarkı, tek düze bir tonda gitmesine rağmen aralara serpiştirilmiş ve müzik ile mükemmel bir şekilde bütünleşen nağmeler şarkının hareketlendirilmesi için başarılı bir yöntem olmuş.


Bang Bang: Albümün son şarkısı Bang Bang ise “abi tamamdır, bu albüm olmuş.” dedirtecek cinsten. Bu şarkı ile albüm kapatırsan, bize de bir 18 şarkı daha istemek düşer. Sözleri çok eğlenceli olan şarkının nakaratındaki bass’lar ise tam benim kulak zevkime göre. Şarkının köprü kısmı ise, son derece bağımlılık yapan cinsten. Ayrıca kulaklarım yanılmıyorsa şarkıdaki kadın ses “It’s Britney, bitch!”.


  
Not: İnsanlar albümü dinlemeye başladıkları günden itibaren bir konu var ki neredeyse herkes, bu konu hakkında konuşur oldu. "Will.i.am hırsız mı?" cümlesinden geçilmiyor diyebilirim. Bunun sebebi ise albümdeki bazı şarkıların, altyapılarının başka şarkılardan alındığı iddiası. Yazıda, şarkılardan bahsederken bu konuya yer vermedim fakat şimdi ufak bir liste ve videolar ile size sunuyorum. Dinleyip, kararı siz verebilirsiniz.




#thatPOWER = Arty - Kate

Great Times Are Coming = Deniz Koyu -Tung


Kaan Kızılırmak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

.