1 Ocak 2014

Umut Dolu Bir Album: Catching Fire OST

Senjar
Life May Kill, Indie May Kill yerine yazdı.

Kitaptan uyarlama filmler her zaman arkadaş ortamlarında münakaşa sebebi olmuştur. Daha odanın ışığını parmak ucumuza yükselerek açabildiğimiz yıllarda Harry Potter serisiyle ilk kez kendimi içinde bulduğum bu tarz tartışmanın genelde kitabını okumuş filmini yetersiz bulan gururlu tarafıydım. Kitabı okurken hayal gücümüzü son raddesine kadar kullanarak, kendimizi kelimelerin saniyede 24 kareden daha hızlı aktığı, fantastik, haftalarca süren bir filmin içinde bulduğumuzu ateşli bir biçimde savunur filmde kitaptaki değiştirilmiş / atlanmış detayları sinir küpü olarak izlerdim. Artık perde asmaya yetecek boyum olmasına rağmen günlük hayat telaşı bahanesiyle kitaplara o kadar zaman ayıramaz oldum. Dolayısıyla büyük bütçeli süpersonik filmleri sinemada müthiş bir görsel şölenle izleme keyfini “Hımm kitabını okumadım okuyayım da öyle giderim” idealizmiyle kaçırmayı göze alamadım. Ve pufff! Artık ben de bir “just movie watcher”dım.



The Hunger Games: Catching Fire geçen hafta izlediğim salonda salya sümüklüğümle yanımdaki arkadaşlarımın beni kınamalarına ve film arasında beni tanımıyorlarmışçasına davranmalarına sebep olan mükemmel film. Filmle ilgili detaylı kritik yapmayacağım. Yalnızca şunu söyleyeyim, gezi olaylarının ardından artık izlediğim bu tarz distopik filmlerdeki devrim / özgürlük savaşlarını daha dokunaklı buluyorum. Belki de filmin 2. dakikasından itibaren ağlamaya başlayıp bir türlü durunamamamın sebebi budur. Diğer sebebi ise filmin en az kendisi kadar etkileyici olduğunu düşündüğüm müzikleri.

Albümün ilk teklisi, İngiliz alternatif rock grubu bebeğim Coldplay’den Atlas, 6 eylülde yayınlandı. Listelerde oldukça başarı gösteren Atlas, Grammy ödüllerine “Best Song Written for Visual Media” kategorisinden aday olurken, Hollywood Song Award’ı da kazandı.

Şarkının sözlerinden oluşan video 10,5 milyona yakın tıklanmaya sahip. Atlas, Coldplay’in sakin müziği ve filmin konusunu güzel bir şekilde yansıtan sözleriyle loop’a alınabilecek bir şarkı.



İkinci tekli David Guietta’yla esas çıkışını yapan ve David’siz düşünülemeyen Sia’nın The Weeknd & Diplo ile düeti olan Elastic Heart’ı. Ki benim albümdeki kişisel favorimdir kendisi. Beyonce, No Doubt, Usher, Justin Bieber gibi çeşitli isimlerle çalışan Diplo, ilk dinlenişinde “Rihanna yeni şarkı mı çıkarmış?” diye insanı düşündüren bu şarkının yapımcılarından biri. Diğeri ise Grammy ödüllü yapımcı, söz yazarı Greg Kurstin. Nakaratındaki sözler de bizi kanatmaya çalışan hadsizler için resmi marşımız olsun bence. Buyurun:

Well I've got a thick skin and an elastic heart
But your blade it might be too sharp
I'm like a rubber band until you pull too hard
But I may snap when I move close
But you won't see me fall apart
Cause I've got an elastic heart




Üçüncü tekli de güçlü sesiyle pek çoğumuzun kalbinde yer edinen Christina Aguilera’dan We Remain. Şarkının söz yazarlığını yine bu albümde bir şarkısı daha olan Mikky Ekko; Beyonce, Leona Lewis, Kelly Clarkson’la çalışan 28 yaşındaki yakışıklı Brent Kutzle ve One Repuplic’te başladığı kariyerini bağımsız bir şekilde süren Adele, Maroon 5, Demi Lovato, James Blunt gibi çeşitli isimlerle bir araya gelmiş Ryan Tedder. We Remain benim içinse dinledikçe güzelleşen bir şarkı oldu. Ryan Tedder’in ritmiyle ve Christina’nın temiz ve muazzam vokaliyle başlayan ve “In a cold night / There will be no fair fight / There will be no goodbye / To turn and walk away” sözlerinin sonuna doğru yükselip “To burn me with fire / Drown me with rain / I'm gonna wake up / Screaming your name” şeklindeki köprüsüyle peak yapan şarkı ne olursa olsun kalanın biz olduğumuzu defalarca Christina’dan duyduğumuz nakaratla son buluyor. Ayrıca Christina, The Voice’un 5. sezon finalinde Jacquie Lee ile birlikte canlı olarak seslendirdi.




Albümü dinlerken beni şaşırtan ve dinlediğime sevindiren bir isim de Lorde. Sesi sona getirip kulaklığınızı taktığınızda şarkının girişindeki vuruşlarda gözlerinizi kırpıştırıp Lorde’nin buğulu sesiyle “Welcome to your life / There's no turning back / Even while we sleep / We will find you” deyişiyle kendinizi tedirgin hissedip filmi izlemeseniz bile District 12’deki insanların Katniss Everdeen’sız zamanlardaki hislerini anlamanızı sağlayabilir. Kısa bir cover (2.34 dakika) versiyon olan Everybody Wants To Rule The World, aslında İngiliz grup Tears for Fears’ın 1985 yılında çıkış yapmış ve çok uzun süre listelerde zirvede kalmış bir şarkı. Yeni her zaman daha iyidir gibi çiğ bir insan olan ben tabiî ki de Lorde versiyonunu daha çok beğendim ve etkileyici buldum. Filmle de bağdaştırınca sound olarak daha agresif olan bu şarkı daha sevilesi geldi. Takdiri size bırakıyorum.



Bunların dışında yukarıda Sia’nın düetiyle ismi geçen The Weeknd, bu albümde Devil May Cry adlı şarkıyı da seslendiriyor. Diğer şarkılara göre daha sönük bulsam da şarkının sözlerini, müziğini sakinleştirici ve dinlendirici buldum. Gitarın yumuşak tınılarının ön planda olduğu ders çalışırken veya yorucu bir günün ardından kafanızı rahatlatmak ve boşaltmak için dinleyebileceğiniz bir şarkı.



Mikky Ekko’nun A Place For Us isimli şarkı deluxe versiyon olarak piyasaya sürüldü. İlk 12 şarkı içinde olmamasına rağmen bence diğer şarkıların arasından nispeten daha hızlı olan ritmiyle, country esintisiyle ve biraz 70’ler havasıyla sıyrılıyor. Mikky oldukça güzel seslendirmiş. İki kez dinledikten sonra gün içinde “HEEAAÖY İZ DER E PILEEYS FOR AS” diye bağırmanızı sağlayacağına eminim. Ritmi akılda kalıcı ve sözleri de albümün geneline hâkim olan asilikten nasibini almış.  “Well I'm not afraid to die here / But damned if I go on living a lie here” diyerek içinizdeki isyanı tetikleyebilir. Amman dikkat!




Albümde gözüme kulağıma çarpan yüreğime değen parçalar bunlar. Bu yılbaşı çekilişiyle Indie May Kill’de misafir olmaktan ayrıca gurur duyduğumu ve Life May Kill’de yaptığım gibi sağı solu irdelemek zorunda kalmadığım için yaşadığım mutluluğu ifade etmeden geçemeyeceğim. Bu albümün içindeki acıyı ve isyanı yakınlarda sağlamca bir hayal kırıklığı yaşadığım için duygu durumuma tercüman addettim ve paylaşmak için sözleri seçerken genel olarak bu bağlamda değerlendirdim. Sürçü lisan ettiysem affola. Hepimize 2014’te tökezlediğimizde devam etme gücü bulacağımız, umudumuzu asla kaybetmediğimiz huzurlu günler diliyorum!!!

2 yorum:

  1. Elastic Heart gerçekten Rihanna parçası gibi yani ses çok benziyor ben hala listede çalarken ''A Rihanna'nın yeni şarkısı diyorum'' :). Sözleri de harikaymış. Ayrıca ilk dinlediğimde beğenemediğim We Remain'e bayıldım. Çok güzel bir inceleme olmuş çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Ayrıca Devil May Cry ile birlikte Who We Are da çok güzel olmuş. İmagine Dragons ismi bile heyecanlandırdı!

    YanıtlaSil

.