28 Ocak 2014

56. Prestijli Grammy Ödül Töreninde Yaşananlar

Kaan Kızılırmak
Music May Kill

Dünyanın en prestijli müzik ödülü Grammy ödülleri, 26 ocak tarihinde bir kez daha sahiplerini buldu. 



Peki, Grammy ödülleri gerçekten bu kadar önemli mi?

Bu soruyu bende gündeme getiren olay, Grammy adaylıklarının açıklanması ile başladı. Son yıllarda iyice “popüler müziklere verilen ödüller” haline dönüşen Grammy ödülleri, bu yıl özellikle “Record of the Year” başta olmak üzere birçok kategorideki adaylıklar ile bile beni şaşırtmayı başardı.

Günümüz müziğinde sıfırdan bir şey yaratmak artık bir hayal olmuşken, artık “sample” olarak kullanılan şarkılara credit bile verilmiyor. Durum böyle olunca, şarkılar başta olmak üzere genel konsept, sürekli kendini tekrarlıyor ve kısır bir döngüye giriyor.  Haydi gelin “Record of the Year” adaylarını ufak çapta inceleyelim.

İlk olarak ödülü de kazanmayı başaran Get Lucky ile karşılaşıyoruz. Daft Punk’a “Album of the Year” ödülünü getiren Random Access Memories albümünün çıkış şarkısı Get Lucky… Yıllarca aradan sonra büyük reklam stratejileri ile beğenimize sunulan Get Lucky… Peki, uzun zaman merakla beklenen şarkının ritmi, Zack Kim adında gitar çalmayı seven bir Koreli’den mi esinlenildi? Cevap bana kalırsa, bariz bir şekilde ortada. Ayrıca şarkının ana ritmini, Michael Jackson – Paul McCartney düeti Say Say Say’de de duymak mümkün.

Gelelim diğer adayımız Radioactive’e. 2013 yılını oldukça iyi geçiren grupların başında gelen Imagine Dragons’ın büyük hiti. Kişisel olarak bu kategorideki açık ara favorimdi kendisi fakat bu beğenim az sonra söyleyeceklerimi tabiî ki değiştirmeyecek. Şarkıyı ilk dinlediğim anda çok sevdim ve şarkı çabucak dilime dolandı. Zamanla mırıldanma aşamasını da geçtim fakat kafamın bir köşesinde bu şarkı bir şeye çok benziyor demekten kendimi alamıyordum. Ufak bir araştırmadan sonra bulduklarım beni yanıltmadı.  

Sırada daha da karışık bir durum söz konusu. Sözleri ve klibi ile 2013 yılına damga vuran Blurred Lines şarkısı da bu kategoride adaydı. Benim en güçsüz aday olarak gördüğüm Blurred Lines, toplumun bir kısmı tarafında çok sevilirken bir kısmı tarafından şarkının ağır sözlerinden dolayı oldukça eleştirildi. Tabiî ki bu olay bana itiraz edecek kadar güçlü bir sebep vermiyor fakat bu video için aynı kelimeleri sarf edemeyeceğim.

Kategoride sürpriz yapmasından korktuğum Royals’a gelecek olursak, karşımıza MO – Pilgrim şarkısı çıkıyor. Royals şarkısına hâkim olan parmak şıklatma sesinin benzerlikte herhangi bir etkisi olduğunu da düşünmüyorum. Ayrıca hazır konu Lorde’dan açılmışken, naçizane fikrim olarak insanların biraz sakinleşmesini diliyorum çünkü böyle devam ederse kendisi rahatlıkla “overrated” şarkıcılar arasına girecek.

Son adayımız ise 5 şarkı içerisinde beni en çok üzen Locked Out Of Heaven. Bruno Mars’ı ve yaptığı müziği takdir ederek beğenen birisi olarak, bu benzerliği görünce biraz da olsa üzüldüm.   

Haydi diyelim ki bu şarkılar uç örnekler, bu bilgilere ulaşmak zaman aldı, falan filan… Peki ya Roar? Record of the Year kategorisinde aday olmasa da “Song of the Year” dalında aday olan Roar. Katy Perry’nin istatistiksel olarak en büyük hiti haline gelen Roar, nasıl olur da bu kategoriye aday olabilir benim aklım ermiyor. Evet, şarkı çok sattı. Evet, şarkı herkesin ağzındaydı. Ve yine evet, şarkıyı sevmeyen ben bile şarkıyı neredeyse sever hale geldim. Fakat bu olayların yaşanması Roar’un bu dalda adaylık gösterilmesi için bir sebep olabilir mi? Cevap: Hayır! Hâlâ “neden bu kadar sert ve keskin konuştun?” diyen varsa şöyle buyursun lütfen.  

Gelelim tüm bu benzerlikleri yazma sebebime, daha doğrusu Grammy ile bağlantısına. Öncelikle buradaki esas suçlu, dinleyiciler. Bizim ardımızdan suç sırasında ikinciliğe şarkıların yazarları ve bestecileri otururken, bu güzel yarışta üçüncülüğü prestijli Grammy’e veriyorum.

Olayı kökten çözmek bana kalırsa yakın zamanda imkansıza yakın çünkü bu bir moda, bu bir trend. Artık şarkılar matematiksel hesaplara göre yapılıyor, hikâyeler uyduruluyor ve bize satılıyor. Dinleyiciler böyle davranmaya devam ettikleri sürece bu sektörden para kazanan insanların %99’u bu olaya bir dur demeyecek. Peki duruma ufak da olsa kim tepki gösterebilir ve insanların dikkatini çekebilir? Prestijli Grammy. Fakat akademi, benim düşüncelerimin tam aksi davranmaya devam ediyor. Hatta uzun uzun yakındığım bu duruma ses çıkarmayarak durumu bir nevi desteklemiş oluyor. Kısaca; artık Grammy’de adayları ve kazananı akademi değil halk seçiyor.

Bu yılki Grammy yazısı, “ödül töreni konseptli” yazılarımdan biraz farklı oldu fakat biraz bağırdığım için son derece mutluyum. Hafif sıkılmış olabileceğinize ufak bir ihtimal vererek “tıkınızın” boşa gitmemesi için gece hakkında da ufak bir özet geçeyim.


56. Grammy Ödül Töreninde Yaşananlar

10. Pharrell Williams’ın Şapkası: Hem kırmızı halı hem de ödül töreninde, şapkası ile oldukça konuşulan Pharrell, geceye aldığı ödüller ve Daft Punk robotları yerine yaptığı konuşmalar ile damga vurdu.


9. Pink - Uçacağım, Uçacağım, İlle De Uçacağım: Şimdiye kadar birçok kez sahnede akrobasi hareketleri ile dolu performanslar sergileyen Pink, bu yıl da şaşırtmadı ve yine uçtu. Dünya üzerinde başka bir şarkıcının yapamayacağını düşündüğüm bir performans olsa da tekrara düşen Pink, neyse ki Try şarkısının ikinci kısmı ile performansı biraz toparladı. Ayrıca Try şarkısından sonra Just Give Me A Reason şarkısında Pink’e katılan Nate Ruess’i severim fakat lütfen bıyığına ve detonelerine bir şey yapsın.




8. Yıldız Tilbe ile Sanal Grammy (feat. CNN Türk çevirmenleri): Ödül töreninin tekrarını izlerken bizden tweetlerini sakınmayan Yıldız Tilbe’ye teşekkürü bir borç bilirim. Keşke CNN Türk kanalındaki çevirmenler yerine Yıldız ablam olsaydı, en azından iki gülerdik. (Hâlâ Biyons diyen çevirmenler mevcut.) 



7. Stevie Wonder & Daft Punk & Neil Rogders & Pharrell Williams: “We've come too far, to give up who we are / So let's raise the bar and our cups to the stars / She's up all night to the sun, I'm up all night to get some / She's up all night for good fun, I'm up all night to get lucky / We're up all night to the sun, we're up all night to get some”



6. Imagine Dragons & Kendrick Lamar: Benim için gecenin en güzel, en etkileyici ve en unutulmaz performansı. Çok sevdiğim Radioactive’i artık damardan almaya başladım, tavsiye ederim.



.
5. Lorde - Ergenim Ama Grammy’i Kaptım: Genç yaşta ve ilk adaylık yılında iki Grammy kazanan Lorde, bu başarısının yanında performansı sırasındaki garip davranışları ve ödülünü kabul ederken “Diğer aday arkadaşlarım, hepiniz bana ilham verdiniz.” diyerek sahteliğin zirve noktasını görmeyi başardı ve çok konuşulanlar arasında girdi.

4. Paul McCartney & Ringo Starr: Queenie Eye performansı için bir araya gelen iki efsane isim, kimilerini sevindirdi kimilerini ise “Ahh eski günler” ile bir nebze de olsa üzdü.



3. Beyoncé’nin Sandalye İle Düeti: Aa pardon, Jay Z diyecektim… Görsel albüm sürprizi ile herkesi şaşırtan ve büyük beğeni kazanan Beyoncé, albümünün ilk performansını Grammy’de gerçekleştirdi. Söz konusu Beyoncé olduğu için beklentilerin biraz altında bir performans olsa da o sandalye unutulmayacak. Ufak bir dipnot olarak; Beyonce & Jay Z, gün geçtikçe Safiye & Faik havasına bürünüyor, bence dikkat edilmeli.



2. Taylor Swift Şeytan Çıkarma Seansı: “Ay herkes bunu konuşuyor, Taylor daha neler yapmış neler!” diyorsan, iyieğlenceler.


Ps: YokoOno ise Taylor’ın en büyük rakibiydi.

1. Grammy ile Evlen: Macklemore & Ryan Lewis’in Mary Lambert ile yaptıkları Same Love düeti sonrasında Queen Latifah’nın 33 çifti (heteroseksüel ve eş cinsel evlilikler) evlendirmesi ardından Madonna’nın performansa katılıp Open Your Heart’ı seslendirmesi gecenin en çok konuşulan olayı olmayı alnının teri ile başardı.



Yazının başında Grammy'nin her ne kadar prestijini yitirdiğinden yakınsam da uzun yıllar boyunca izlemeye devam edeceğim çünkü benim için Grammy, eğlenceli bir müzik şöleni demek.

13 yorum:

  1. şarkılarda yakaladığın ve paylaştığın benzerlikler , piyasaya getirdiğin eleştiri çok güzel. yazılarını daha yakından takip edeceğim artık. grammy benim için de yılın en eğlenceli olayı. yazını beğendim.

    YanıtlaSil
  2. Ciddi olarak söylüyorum şimdiye kadar okuduğum en etkileyici yazındı. (Sanırım Kaan abi yazmış. Yazara bakmadım ama gereksiz konuşmadığından tahmin ediyorum.) Her neyse tekrar diyorum mükemmel bir yazıydı. En önemli olaylar sıralamasında biraz zıtlaşıyoruz ama yine de çok iyi. Sanırım yorumum tamamı ile övgü olacak. Şarkıların benzerliklerini göz önünde bulundurman çok hoşuma gitti. Sanatçılara karşı fikirlerim değişti. Roar'a fazla yüklenmişsin ama ağır bir Katycat olarak kazanabilecek potansiyeli olmadığını düşündüm ve hala düşünüyorum. Ama o adaylıklar arasında üst sıralarda bence. Ama Royals'ın alması beni çok şaşırttı ve senin dediğin gibi halk seçiyor artık Grammy'leri. Bunu Lorde'un ödül almasıyla anladım. Çalıntı bir melodi, klişe sözler... Katycat olduğum için duyduğum bir rahatsızlığı dile getireceğim. Bu konu hakkında fikrini paylaşırsan sevinirim bu arada. Katy hiç Grammy alamadı biliyorsun ki. Ama benim bu konuda bir kuşkum var. Bu kuşku Firework gibi bir şarkının az adaylık ve ödülsüzlükle sonuçlanmasıyla doğdu. Bence bu ödüller önceden ayarlanan şeyler ve birçok kişiyle paylaşıldığını düşünüyorum. Yani diyeceğim kesinlikle hak edenler almıyor. Her şey planlanmış bir oyun. Bir anlaşma var ama nasıl bir anlaşma olduğunu bilmiyorum. Bunun başka açıklaması olamaz yani, hak edenlerin alamamasının...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katy Perry'nin benim gözümdeki durumunu şöyle açıklayayım; Benim için Katy Perry, popüler müzik yapan başarılı bir kadın şarkıcı. Fakat Katy'nin yeni bir şey ürettiğini, müziğe ve müziğine bir şey kattığını ve kendini geliştirdiğini düşünmüyorum. Tabiî ki müzik yapan / söyleyen herkes bunları yapmak zorunda değil ve sonuç olarak Katy'nin bunları yapmaması onu başarısız yapmıyor ben gözümde. Fakat çok fazla dikkate aldığım bir şarkıcı da değil Katy. Evet, şimdiye kadar yaptığı albümlerin hepsini seviyorum ve dinliyorum fakat albümler ve şarkılar, benim yazıda da dem vurduğum bir moda akımının parçası, bazen de bu modayı başlatan şarkılar…

      Grammy konusuna gelirsek; açıkçası birkaç yıl öncesine kadar ödüllerin adil dağıtıldığını düşünüyordum fakat artık buna inancım sıfır. Mesela bu yıl, Wrecking Ball şarkısı hiçbir kategoride yoktu ve Miley gecede de yoktu. Kanye West ve Eminem, kendi dallarında en etkileyici isimlerdi ikisi de gecede yoktu ve iki kategoride de abartıldığını düşündüğüm Macklemore & Ryan Lewis kazandı. (Onları da çok seviyorum ve çok takdir ediyorum fakat bir yıl içinde patlamış bir şarkıcıya bu kadar çok ödül vererek şarkıcı üzerinde inanılmaz gereksiz bir baskı yaratıldığını düşünüyorum.)

      Katy’nin Grammy alamama konusu ise; Şimdi, Katy Perry’nin rakipleri Rihanna, Lady Gaga gibi isimler. Ve bu iki ismin de -Gaga 5, Rihanna 6 olmak üzere- daha önce Grammy kazandı. Rihanna’nın kazanmasının tek sebebi, kendisinin Pop yerine Dans ve Rap/Sung Collabration kategorilerinde aday gösterilmesi. Gaga’ya gelecek olursak, The Fame albümü yine Dans kategorisinde kazanırken, The Fame Monster ile Pop dalında ödüller kazandı. Onun için Gaga ve Rihanna’nın abartıldığını düşünmüyorum, kategorisel avantajları olduğunu düşünüyorum.

      Senin de dediğin gibi Katy Perry’nin Grammy’e en çok yaklaştığı nokta Roar değil, Firework’tür. Fakat Firework’un aday olduğu yıl, Lady Gaga’nın zirvede olduğu anlara denk geldiği için Pop dalında ödülleri Gaga almıştı. Burada, “keşke Katy alsaydı.” diyemeyeceğim çünkü benim için de The Fame Monster, Teenage Dream’e göre Grammy’i daha çok hak ediyor. Umarım Katy, albümlerinde biraz daha cesur ve riskli davranır da ortaya daha deneysel, daha etkileyici projeler çıksın.

      Son olarak yorumun için ve sevdiğin şarkıcıyı eleştirebildiğin için çok teşekkür ederim.

      Sil
  3. Firework'un aday olduğu yıl Lady Gaga da alamadı... Evet katılıyorum kısacası. Kaan abi bir şey diyeceğim. Şu CNN Türk'te Grammy Öncesi programına sen çık ya. Müzikten anlamayan üç kişiyi koyuyorlar. Onlar da konuşuyor öyle. Sonra günaha giren biz oluyoruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa çok özür dilerim, yılları şaşırmışım. Ama yine aynı kapıya çıkıyor olay çünkü bu sefer de Katy'nin karşısında Adele vardı.

      CNN Türk'teki programı ben de izledim ve gerçekten oldukça kötüydü. Çok teşekkür ederim, kim bilir belki hayaller gerçekleşir ve bunları hatırlayıp güleriz. :)

      Sil
    2. İnşallah gerçekleşir... Çünkü Türk toplumunun senin gibi hem yabancı hem de Türk müziğinin piyasasından ve yapısından anlayan insanları tanıması lazım :) Çünkü ihtiyacımız var...

      Sil
  4. Ben sana ne diyeyim ki. Bu zamana kadar yazdığın en eğlenceli yazıydı. Hani eğlendim lan bildiğim. Ahahahahaha diye güldüm, ki senin yazıların genelde bilgiyi verirken düşündüren yazılar olurdu, güldüren değil. En azından benim gözümde. Sevmez miydim, severdim, çok severdim yazılarını ama bu çok başka :) Lorde ve ergenliği, Taylor ve şeytan çıkarması ve en önemlisi de Safiye&Faik göndermenle beni kalbimden vurdun :)

    YanıtlaSil
  5. Ben de izlerken ve yazarken çok eğlendim, bunlar yazıya yansıdıysa ne mutlu bana. :) Güzel yorumun için çok teşekkür ediyorum Aslıç. :) Safiye&Faik > Beyonce&JayZ

    YanıtlaSil
  6. çok boş ve gereksiz bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorumun için teşekkür ederim. İyi eleştiriler kadar kötü eleştiriler de benim için önemli fakat eğer yorumunu biraz daha dolu dolu yazarsan ben de eksiklerimi görmüş olurum.

      Sil
  7. Eğlendirirken öğreten bir yazı olmuş, sevdim. Aday olan şarkıları ve kazananları hiç ciddiye alamıyorum bu yılki Grammy'lerde maalesef. Lady Gaga'yı "ARTPOP" ile, Eminem'i "The Marshall Mathers LP 2" ile kendi türlerindeki listelerin haftalarca tepesinde görmemiz, "akademi"ye göre aday gösterilmeleri için bir sebep değilmiş demek ki. Albümlerin yayınlanma tarihleri bu meseleye sebep gösterilse de, emin değilim açıkçası. (57. Grammy'lerde artık :)) Her neyse. Taylor Swift'in "The Exorcist"e övgü performansıyla, Pink'in akrobatik performansıyla -ve de Nate Ruess'in bıyıklarıyla- ilgili aynı fikirde olduğumuzu görünce çok sevindim. Metallica'nın Lang Lang'lı performansı törenden önce fazlasıyla meraklandırsa da, törenden sonra pek pozitif yorumlarla karşılaşmadım. Sen nasıl buldun Metallica'nın bu "en benzersiz performanslarından biri"ni?
    Ayrıca; yorumumu okuduğun için teşekkürler. Televizyonlarda da görmek isteriz sizi efendim, beğenerek izliyoruz falan demek isteriz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lady Gaga ve Eminem, senin de dediğin gibi albümlerinin yayın tarihlerinden dolayı aday olma şansları yoktu. Umarım seneye ikisini de aday olarak görürüz.

      Metallica'yı çok bilen ya da takip eden birisi değilim, onun için bana pek bir şey ifade etmedi performans. En azından biraz değişik bir şeyler denemişler fakat abartılacak bir performans olmadığını düşünüyorum.

      Sil
  8. I heart Yıldız Tilbe.

    YanıtlaSil

.