15 Kasım 2013

İzmir 2013 Kasım “Mini” Etkinlik Rehberi

Daha önce de bahsetmiştim. Bu dönem bana 'bomboşluk' dönemi... Bütün arkadaşlarım, affedersiniz köpek gibi staj peşinde koştururken, sözlüden sözlüye koşarken, ben okulumu bir dönem uzatmanın verdiği rahatlıkla iki buçuk aydır yatıyorum.

Her ne kadar, onların uyanmak için berbat bir zaman olduğunu iddia ettikleri sabah altının, sık sık benim uyku saatim olmasının keyfini çıkarsam da, iki ay sonra düşeceğim hali de görmezden gelemedim. Demek gün ağarınca benim de boynum bükülecek. Bütün gün çalışacak, kimseye yaranamayacağım demek. Demek akşam onda çılgınlar gibi uyumak isteyeceğim, yetmeyecek, yetiştirmem gereken sunumlar, araştırmalar yüzünden uyuyamayacağım. Vallahi yazarken darlandım!

Bu karanlık tablo bana, aylak bir bakkal olduğum şu günlerde, terazide bir 'takım' şeyler tartmaktan daha fazlasını yapmam gerektiğini düşündürdü. Bir şeyler yapmak istedim. İçeriği önemli olmaksızın beni mutlu edecek şeyler, görmediğim yerler görmek de listeye girebilirdi, tatmadığım şeyler tatmak da. Hemen kendimi, bu kez iştahla yatağa fırlattım. İşte oradaydı bilgisayarım, güzeller güzeli internetim... Bana İzmir'de neler yapılır, ne izlenir, nerelere gidilir hepsini söyleyeceklerdi birlik olup. Kendime nefis bir program çıkaracaktım.

Ama öyle olmadı...

Belki de benim yeteneksizliğim ama İzmir'in nabzını tutan bütün siteler çok kötü. Bölük pörçük... Yarım yamalak... Merak ettiğiniz bir oyunun izini sürebilmek için en az beş sekme açmanız, en son da pes ederek telefona sarılmanız gerekiyor. Hangi yüzyıldayız da ey internet, beni tanımadığım insanların sesini duymaya zorluyorsun??



Bu da hayatımda en çok güldüğüm şeylerden biri.

Neyse ben pes etmedim tabi... Aranacak yerleri aradım, sorularımı sordum ve kendime öğrenci bütçeme uygun (kahrolsun bazı bilet fiyatları) bir etkinlik rehberi hazırladım. Bu arada etkinlik değiller tabi ama belki benimle gurur duyarsınız falan diye de küçük haberlerimi vereceğim. Çok istediğim iki şeyi de gerçekleştirdim; işaret dili öğreniyorum ve artık bir dövmem var. Canım kasım. Kasım 'da gaz başkadır, doğrusu bu. Evet.

Takvimimdeki ilk etkinlik Tiyatro Terminal'in sahneye koyduğu “Hiç” isimli oyundu. Ve şu kadarcık şeyle ilgimi çekmişti.


-Hiç.Hiç.Hiç. -Sizin izlemek için geldiğiniz oyunun konusu neydi? -...... -Gördünüz mü? Kimse sizi kandırmaya çalışmadı. Şimdi lütfen yerinize oturun. Sizi temin ederim memnun kalmazsanız paranızı iade edeceğim.

Oyunu 7 kasım akşamı izleme şansı buldum. Bana soracak olursanız, basit bir izleyici gözüyle, ilk önce oyunun “farklı” olduğunu söylerim. Bunun dışında öyle bir oyun ki, yine bana sorarsanız, haricen kuracağım herhangi bir cümle, derin spoiler yaraları açabilir. Bunun dışında oyuncuların performanslarının inişli çıkışlı olduğu bir akşamdı. Yer yer gerçekten çok yüksek, ama özellikle başlangıçta gelecek 45 dakika adına endişe vericiydi. Bir de senaryonun sağlam bir noktaya bağlanamadığına inandım ama ne diyeyim... Belki de beni aşan işler dönmüştür, ki bu da yüksek bir ihtimal.

Küçük detayların yanı sıra, gerçekten bir saniyesinden bile sıkılmadığım bir oyundu. Büyük, içten kahkahalar salondan eksik olmadı. Oyun çıkışında en uygunsuz zamanında bile beni kırmayarak, bana zaman ayıran oyunun yönetmeni İbrahim Güngör'ün ise bana bir anısı, sizlere de bir notu var:


Aslında imza da atmasını özellikle rica ettim ama belki de çirkin bir küçük ilkokul çocuğu imzası vardır, artık üstelemedim

Bu da bana hediye ettikleri ayraçlar. Bir tanesi el yapımı.


Tiyatro Terminal 'e başarılarının devamını diliyor, hepinize 45 dakikanızı bu kez farklı bir “Hiç”e ayırmanızı tavsiye ediyorum.

21 Kasım 2013 Muppets Pub & Art saat 20:30 ------> Kıbrıs Şehitleri Caddesi 1448 Sok. No:24 Alsancak, İzmir
Tel: 0554 790 50 70
Tiyatro Terminal -----> info@tiyatroterminal.com
Tel: 0507 02 983 02


İkinci etkinliğim, ne yalan söyleyeyim, en çok kalbimi hoplatandı.

İlk eserinden son eserine Bedri Rahmi Eyüboğlu retrospektif sergisi


24 Kasım'a kadar gezebileceğiniz bu sergi, Bornova Hükümet Konağı'nın hemen arkasında, Dramalılar Köşkü'nde. Köşkün kendisi de, sergi de, Bedri Rahmi de öyle geniş, ferah ve dolu dolu ki. Hani bence hepsini, her şeyi kaçırın, ama bunu kaçırmayın.


Sergiyi yine basit bir izleyici gözüyle yorumlamak istediğimdeyse aklıma ilk gelenler şöyle; B. Rahmi ne ressam, ne şair… Sanatçıymış B. Rahmi... Resimlerinde kullandığı yaratıcı malzeme ve dokular; taşları, ekmek tahtalarını, takozları sanat malzemesi haline getirmesi, koskoca Anadolu'yu tek bir tabloyla batılı sanatın göbeğine sokması, resimleriyle şiirlerini kavuşturduğu “şiirli resim”leri... Bir de kadınları; KARADUTU, ÇATALKARASI, efendime söyleyeyim ÇİNGENESİ... Bir de tabi Eren'i... Her şey sanatmış adeta B. Rahmi'ye... Doğu ve batı, rakip kadınlar, natürmortlara sızan soyut ögeler, Türk Bayraklı Viking gemileri (bu benim pıtış benzetmem tabi)... Bir araya gelmeye hali olmayan ne kadar şey varsa, Bedri Rahmi için, sanat için bir gayret bir araya gelmiş.


Bir de otoportreler var tabi. Oto dediniz mi bende akan sular duruyor. Bir insanın kendi gözünden kendini dinlemeye, izlemeye, görmeye doyamıyorum. Hoş insanlar da bunu yapmaya doyamıyorlar. Ne mutualist bir düzen... Otoportreden ve insanların kendilerine olan doymamazlıklarından bahsetmişken... Bir şeyi daha eklemezsem ölürüm.


Bu her ne hikmetse sergiyi gezerken adını almayı unuttuğum bir eser. İsmi takkeli hacı falan gibi bir şey. Ama bana sorarsanız bu bir penis. Üzgünüm yani, üç kişiye sordum net ve tek cevap bu, “penis”. Doğrusu koskoca bir ressamın penisinin portresini yapıp bizlere “takkeli hacı” falan diye kakalaması fikri beni öyle eğlendiriyor ki… Beni nasıl kınayacağınızı umursamadan bunu da buraya yazdım.

Dramalılar Kent Arşivi Müzesi
Tel:0 232 374 35 60

Üçüncü etkinliğim ise Sahne Salt'ın tiyatrosu Katran olacaktı. Lakin oyunu 7 dakika ile kaçırdım. Benim için öyle zor, öyle karmaşık bir yeri var ki.. Anlatamam. Ama kendileri çok kral kimseler çıktılar, ben nefes nefese telefonda durumu açıklarken daha, telefonun karşı tarafındaki hanımefendi haftaya misafirleri olmamı rica etti. O kadar sevindim ki, gözlerim doldu neredeyse. Alsancak'a kadar boşuna gitmiş de olsam, hiç üzülemedim. Oturdum bir bira içtim, midye yedim. Midyeci Orhan Abi'nin midyelerine methiyeler düzdüm. Sefa pezevengi oldum. 16 kasım oyunlarını merakla bekliyorum.


Sahne Salt ------> Halit Ziya Bulvarı, Tamer İşhanı, Kat:5, Daire 506 Hilton Otel Karşısı, Saint Polycarpe Kilisesi Sokağı
Tel: 0 542 451 98 90

Ve diğerleri...

Tarık Gök +7000 Nepal-Hindistan Fotoğraf Sergisi (9 Aralık'a kadar)
İpek Yolu - Görkemli Alanlar Sergi (30 Kasım'a kadar)
Body Worlds Orijinal Vücut Dünyası (30 Kasım'a kadar) (tam:27 tl, öğrenci:23 tl)
Yeni Türkü Konseri, Ooze Venue (29 Kasım, 21:00, 29 tl)
Veeee İzmir 14. Kısa Film Festivali (19-24 Kasım)
İşte benim Kasım ayı etkinliklerim. (Challenge accepted!) Siz de öyle çok boş oturmayın, iki insan görün, içiniz ölür bak.

 


Sevgilerimle.

M.B.O.

5 yorum:

  1. güzel bir plan yapmaya yardımcı oldu teşekkürler MBO

    YanıtlaSil
  2. Seninle aynı şehirde olsaydık yapmayacağımız şey kalmayabilirdi, ama değiliz. Bu haftaki yazın bi başkaydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BELKİ BİR GÜN OLURUZ. BELKİ DE YAKINDA OLUR. BELKİ SANA KÜÇÜK SÜRPRİZLER YAPARIMDIR.

      Sil
  3. Minik sürprizlere hayır dememsle. Kıpsle.

    YanıtlaSil

.