Bana çok uzun gelen
bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Bana uzun geldi, çünkü uzun süredir
yazmadım. Dinginlik içinde, “hiçbir şey
yapmamaca” oynuyorum. Çok zevkli, inanır mısınız? Küçük bir “kendini bulma
yolculuğu” içindeyim. Her huzur,
dinginlik ve sakinlik istediğimde olduğu gibi, bu sefer de bir Haruki Murakami romanı okumak istedim: Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında. Kitaba
adını veren şarkı da tahmin edebileceğiniz gibi, South of the Border.
Kitabın adından
itibaren başladık Haruki Mukarami’nin yine entelektüel bilgi bombardımanına. Umarım
caz ve klasik müzik açısından roman karakterinin bayıldığı şarkılar,
sanatçılar, şarkı sözlerini kucaklayan bu romanı okurken siz de benim kadar heyecanlanırsınız.
Kitabımız Hacime isimli bir adamın hayatını kaba
çerçevede ele alıyor. Hacime; iki çocuklu, sevdiği kadınla evlenmiş, mutlu bir
evliliği olan, sıradan sayılabilecek bir adamdır. Eşinin babası tarafından
aldığı yardımlarla kendi çalışkanlığını harmanlayıp kazandığı başarılı bir
kariyeri olmasına rağmen yine de hayatında eksikler aramaktadır. Hacime’nin
çocukluğundan başlayarak hayatını bir nevi kronolojik sırayla ele alan Murakami, kahramanın duygusal gelgitlerini de bize çok derin
bir şekilde hissettiriyor. Kitapta Hacime’nin ikilemleri, gençliğinde düştüğü
sıradan hatalar, evliliğinde mutlu olup yine de bazı eksiklikleri sorgulaması
gibi birçok psikolojik irdeleme yer alıyor. Hacime’nin artık hayatının dönüm
noktasında olduğu andaki psikolojisini, basit nüanslarda, kendi psikolojinizle
özdeşleştirebilirsiniz. İnsanoğlunun çok da karmaşık bir yaratık olmadığını
bize tekrar hatırlatan Murakami’nin bu romanı, aslında tam “uzun metraj film çekilmelik roman”
niteliği taşıyor. Kısa bir film senaryosu gibi olan kitabı okurken bunu siz de
hissedeceksinizdir, eminim. Çılgın yaratıklar, gizemli olaylar, heyecanlı
maceralar olmamasına rağmen, okuyucuyu yine dingin denizlerde kısa süren ama
dolu dolu bir yolculuğa çıkaran Murakami’ye saygımı, sevgimi dile getiriyorum
tekrar.
Dediğim gibi
Hacime’nin mutlu evliliğini ve hayatını sorgulamasını çoğu zaman, elinizdekilerle
yetinmeyip de daha fazlasını isterkenki zamanlarınızla özdeşleştirebilirsiniz.
Hacime’nin her şeyi kendi elleriyle inşa ederek para kazanmak istemesi,
kayınpederi yardımıyla açtığı barda çalıştığı zaman kadar birçok gelecek planı
yaptığını göreceksiniz. Kendini sosyalist düzene hayran olmuş bir gençlik
döneminden, kapitalist düzenin revaçta olduğu bir dönemde bulan Hacime, bir
yandan kendi halinde bir bar sahibi olarak yaşamaya çalışsa da, kayınpederinin
iş adamı olması sebebiyle bazı anlarda para egemen sisteme ayak uydurmak
zorunda kalacaktır. Kendi açımdan Hacime’nin düşüncelerini mantıklı bulsam da,
çoğu açıdan tutarsız bir karakter gibi gelmişti bana. Bakalım siz ne
düşüneceksiniz bu konuda…
Hacime’nin özel hayatı
konusunda pek bir şey söylemek istemiyorum açıkçası, kitabı okurken en azından
bu açıdan heyecanlanın diyelim.
Hacime’nin
çocukluğunda sürekli dinlediği, Nat King
Cole’u bana tanıtan (tanıyordum
ama dinlememiştim.) Pretend adlı
şarkısını da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Pretend you’re happy when you’re blue
It isn’t very hard to do.
Kitaptan alıntılarla
devam ediyoruz:
“Bugün bile ne zaman
onu düşünsem sakin bir Pazar sabahı gelir aklıma. Doğmak üzere olan dingin, güzel
bir gün. Ödevsiz, her ne istiyorsanız yapabileceğiniz bir pazar günü. İzumi
daima bana, uzanıp keyfinize baktığınız bir Pazar sabahı hissini vermişti “
“Tekrar ve tekrar
söylediklerini düşündüm. Gözlerim kapalı vücudumun içindeki kıpırtıları
dinledim. Gerçekten değişebilirdim. Değişmeliydim.”
“Ve başladığım yere
dönmüştüm. Bu duruma alışsam iyi olacaktı. Kimse benim için hayaller
üretmeyecekti.-başkaları için bir şeyler yapmanın sırası bendeydi. O düşlerin
hiçbir gücü yoktu, eğer hayatımın bir anlamı varsa yapmam gereken şey de buydu.
Muhtemelen.”
Huzurla ve kitapla
kalın.
Mak.
Kitabı okumadım fakat nedense kitabın sonunda Hacime'nin eş cinsel çıkacağını düşünüyorum.
YanıtlaSilnatkingcole kulaklarımda murakami nasıl olur diye düşündüm henüz ısınamadık galiba birbirimize belki üni.de daha çok mu severdim bilemedim
YanıtlaSil