6 Temmuz 2013

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı - Çapulcular ve Taksim Dayanışması

Harry Potter ve felsefe taşını elimize aldığımız andan beri kimse bizi bunun sadece bir kitap, uyarlama filmlerin ise sadece bir film olduğuna inandıramadı. Ta ki biz onlara bunun sadece bir film olmadığını bizzat gösterene kadar. Gezi parkı olayları süresince aklımda dolanıp durdu Zümrüdüanka Yoldaşlığı ve neden olmasınla başlayan cümlelerimin sayısı hızlıca arttı. Neden Hogwarts gezi parkı olamasın, sihri metafor olarak kullanıp da tüm olaylar boyunca benzetebileceğimiz o kadar şey vardı ki, apolitik bir bütün 90 kuşağının meydanlara akmasını belki yalnız büyüyle açıklayabilirdik. 7 eşsiz kitabın kapağını kapatıp ve 8 mükemmel filmin stop tuşuna basıp, gerçek hayata döndüğümüzde elimizde kalan iyi-kötü tanımları, arkadaşlık üzerine, birliktelik üzerine, sadakat, adalet üzerine bize kalanların en somut halini gördük gezi parkı olayları boyunca. Zümrüdüanka Yoldaşlığı ise Taksim Dayanışması haline büründü bir anda. Bizi birer büyücü, affedersiniz geride kalıp uzak duranları da muggle haline dönüştürdü. Ben de Türkiye de olanları süzüp de karakterlere yükleyince ortaya aşağıdaki gibi bir resim çıktı. 


1- İlk mükemmel eşleşmemiz, bizzat benim oluşturmadığım, internette bulduğum bir eşleşme, kötülük gereğini karşılamak için oluşturulan 2 karakter. Bizim kötü karakterimizin asası yok ama anay'asa'sı var.


2- Bizim de yalakalarımız,  haklı kim bilse bile yanında olmayanımız, provokasyon ihtisasında uzmanlaşıp, güçlünün yanında durmayı erdem bilenimiz var.


3- Büyücüler dünyasında da Türkiye'de de bakan sadece bakan. Bakan ama görmeyen, gören ama duymayan, duysa da anlamayan. Bakan.


4- Nam-ı diğer kılkuyruk. Şekil değiştirme konusunda sadece Pettigrew değil bizi şaşırtan.


5- Bizim ölüm yiyenlerimiz yok ama ekran karşısında görünce korktuğumuz başımızın etini yiyenler var.


6- Gündeme göre kılık değiştiren, popüler olan neyse peşinde koşmayı gazetecilik sayanlarımız var. Gündemi belirleme gücünü kötüye kullananlar bizde de var.


7- Kötü karakter stoğunu tamamlamaya gücüm yetmeyip, iyilik ihtiyacını karşılamaya yönelince gördüm ki, bizim de kırmızılı kadınımız var.


8- Asası elinde havada uçuşan tabaklarla sofra hazırlayan Weasley anneye benzer, elinde terlikle, sapanla tehditkar annelerimiz var.


9- Kalabalık içinde görünmeyen, çoğu zaman figüran kahramanlar bizde de var.


10- Soundtrack ihtiyacını karşılamak değil sadece, ruhun gıdası müzikten beslenip güçlenen direniş bizde de var.


11- Sevdiğimiz, korumak istediğimiz yerlere sokmak istemediğimiz ölüm yiyenler yok ama tomalar, akrepler var. Onlara karşı kurulan barikatlar bizde de var.


12- Ruh emiciler gibi soluksuz bırakan, gaz bombalarımız var.


13- Birlikte savaşan yara bere içinde arkadaşlarımız var.


14- En sonunda, direnirken ölen, arkadaşlarımız var. Sirius'un, Lupin'in, Cedric'in öldüğü anlara inanmayarak baştan defalarca yeniden okuyan bizlere, yan yana slogan attığımız arkadaşlarımızın gerçek hayatta karşılıkları var. Direnirken ölen yaralanan, ekran karşısında ağlatan karakterler artık sadece filmlerde yok. Onlar yanı başımızdalar.


15- Dumbledore wouldn't let this happen. İngiltere de bir gösteri sırasında yapılan göndermeyi de eklememezlik edemedim.

Bu yüzden, kimse bize, Harry Potter'ın sadece bir kitap ya da film olduğunu anlatmaya kalkışmasın. Kalkışanlara verebileceğiniz tek şey, hayal gücü. Hayal gücünü kullanabilmenin kudreti ise belki çocuk olmaktı. Hayallerimi de yaratıp üzüldüğümüz karakterlerin gerçek hayattaki izdüşümlerine karşı takındığımız tavra dikkat etmek gerekiyor sanırım. Bazen gerçek hayat, kafanda yaşadığından daha inanılmaz geliyor. Geriye sarıp izleyebileceğin ölüm saniyelerini, şimdi izleyemiyorsun. Gerçeğe olan hakimiyet gücün hayale hükmettiğinden çok daha az oluyor. Bu yüzden ki insanlar film izlemeye kaptırıp, hayranı olabiliyor o filmin. Filme hakim olmak, aynı olayları gerçek hayatta yaşasak bile daha kolay. Olayları bilip, geriye sarabilme özgürlüğüyle, sonunun mutlaka var olması, filmi, gerçekten daha sahici kılıyor bazen.

Gezi parkı için yaşananların sonunu bilmemek dayanılmaz kılıyor bekleyişi. Şimdi ne olacak sorusunun cevabı olayların içindeyken ve sonu yokken, film izlerkenki kadar sarmıyor hayatımızı.

Yapabileceğimiz, filmden aldıklarımızla, gerçeği olabildiğinde pragmatist birleştirebilmek. Herkesin pragmatistliği kendine deyip de işin içinden çıkmamak, en azından adalet, arkadaşlık gibi ortak iyi kabul edilebilecek kavramlarda hem fikir olarak benzetme yapabilmek gerçekle. İyi filmler.


Deniz Gül

10 yorum:

  1. Çok başarılı bir yazı olmuş, ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. dumbledore'un ordusu faşistlerin korkusu!

    gün gelecek devran dönecek voldemort halka hesap verecek!

    YanıtlaSil
  3. harry potter ile son on yılımızı zaten uzun zamandır benzeştiriyordum, birileri de benim gibi düşünmeye başlamış demek ki :) ama asıl olay şu ki: harry potter bir çocuk kitabı ya da fantastik bir eser değildir, tamamen siyasi bir seridir. bunu görmek için rowling'in devam eden kariyerine bakmak yeterli. harry potter'ın yazılma sebebi, bence çocuklara zalimin zulmünü ve mücadelenin gerekliliğini anlatmaktır, apaçık siyasi bir romanla bunu anlatmak yerine, işin içine büyü dünyasını katmıştır rowling, ki en iyisini yapmıştır fikrimce, yoksa çocukların dikkatini çekemezdi, zaten bizim neslimiz apolitikse, nedeni bu konuları "sıkıcılaştırmaları" ve "anlamsızlaştırmaları"dır bazı büyüklerimizin (!) , yoksa harry potter boşuna yasaklanmadı bazı ülkelerde, büyü içeriyor diye değil, "insanları doğru düşünmeye sevk ediyor" diye yasaklandı aslında. yasaklanan kitaplar genelde insanı düşünmeye sevk ettiği için yasaklanır, böyle bir kitap yazabilmek de herkesin harcı değildir. sırf bu nedenlerle asamı rowling için kaldırır, şapkamı da saygıyla çıkarırım.

    YanıtlaSil
  4. Tüm dediklerine katılıyorum, biraz daha deşelersek, arkadaşlıklu Birlikte örgütlenmenin önemine özellikle değiniyor Rowling. kötü karakterlerin nasıl iş başına geldiğini özellikle Zümrüdüankada çok güzel görüyoruz, öncelikle sihir bakanlığını ele geçirmeleri, kendilerinden olmayanlara ceza vermeleri, yasak ilanlarının duvarları aşacak kadar fazlalaşması, yandaş toplayarak kendilerine karşı olan herkesi dolares e bildirmeleri karşılığında mükafatlandırılmaları, artık benzetmeye gerek kalmadan kurumların nasıl ele geçirildiğini gösteriyor. Yorumun için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Çok çok çok başarılı benzetmeler. Yazına sağlık Deniz Gül'cüm.

    YanıtlaSil
  6. Gururlandım ve ben çok çok teşekkür ederim gözdehoney.

    YanıtlaSil
  7. ha ha ha ilk önce nedir bu dedim potterların henüz ikisini okudum süper olmuş ...

    YanıtlaSil
  8. Sanırım bu blogu giderek daha çok seviyorum :) Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  9. Teşekkür Ederim Gizem ve mine :)

    YanıtlaSil

.