Harry Potter
ve felsefe taşını elimize aldığımız andan beri kimse bizi bunun sadece bir
kitap, uyarlama filmlerin ise sadece bir film olduğuna inandıramadı. Ta ki biz
onlara bunun sadece bir film olmadığını bizzat gösterene kadar. Gezi parkı
olayları süresince aklımda dolanıp durdu Zümrüdüanka Yoldaşlığı ve neden
olmasınla başlayan cümlelerimin sayısı hızlıca arttı. Neden Hogwarts gezi parkı
olamasın, sihri metafor olarak kullanıp da tüm olaylar boyunca
benzetebileceğimiz o kadar şey vardı ki, apolitik bir bütün 90 kuşağının
meydanlara akmasını belki yalnız büyüyle açıklayabilirdik. 7 eşsiz kitabın
kapağını kapatıp ve 8 mükemmel filmin stop tuşuna basıp, gerçek hayata
döndüğümüzde elimizde kalan iyi-kötü tanımları, arkadaşlık üzerine, birliktelik
üzerine, sadakat, adalet üzerine bize kalanların en somut halini gördük gezi
parkı olayları boyunca. Zümrüdüanka Yoldaşlığı ise Taksim Dayanışması haline
büründü bir anda. Bizi birer büyücü, affedersiniz geride kalıp uzak duranları
da muggle haline dönüştürdü. Ben de Türkiye de olanları süzüp de karakterlere
yükleyince ortaya aşağıdaki gibi bir resim çıktı.
1- İlk
mükemmel eşleşmemiz, bizzat benim oluşturmadığım, internette bulduğum bir
eşleşme, kötülük gereğini karşılamak için oluşturulan 2 karakter. Bizim kötü
karakterimizin asası yok ama anay'asa'sı var.
2- Bizim de
yalakalarımız, haklı kim bilse bile
yanında olmayanımız, provokasyon ihtisasında uzmanlaşıp, güçlünün yanında
durmayı erdem bilenimiz var.
3- Büyücüler
dünyasında da Türkiye'de de bakan sadece bakan. Bakan ama görmeyen, gören ama
duymayan, duysa da anlamayan. Bakan.
4- Nam-ı
diğer kılkuyruk. Şekil değiştirme konusunda sadece Pettigrew değil bizi
şaşırtan.
5- Bizim
ölüm yiyenlerimiz yok ama ekran karşısında görünce korktuğumuz başımızın etini
yiyenler var.
6- Gündeme
göre kılık değiştiren, popüler olan neyse peşinde koşmayı gazetecilik
sayanlarımız var. Gündemi belirleme gücünü kötüye kullananlar bizde de var.
7- Kötü
karakter stoğunu tamamlamaya gücüm yetmeyip, iyilik ihtiyacını karşılamaya
yönelince gördüm ki, bizim de kırmızılı kadınımız var.
8- Asası
elinde havada uçuşan tabaklarla sofra hazırlayan Weasley anneye benzer, elinde
terlikle, sapanla tehditkar annelerimiz var.
9- Kalabalık
içinde görünmeyen, çoğu zaman figüran kahramanlar bizde de var.
10- Soundtrack
ihtiyacını karşılamak değil sadece, ruhun gıdası müzikten beslenip güçlenen
direniş bizde de var.
11-
Sevdiğimiz, korumak istediğimiz yerlere sokmak istemediğimiz ölüm yiyenler yok
ama tomalar, akrepler var. Onlara karşı kurulan barikatlar bizde de var.
12- Ruh
emiciler gibi soluksuz bırakan, gaz bombalarımız var.
13- Birlikte
savaşan yara bere içinde arkadaşlarımız var.
14- En
sonunda, direnirken ölen, arkadaşlarımız var. Sirius'un, Lupin'in, Cedric'in
öldüğü anlara inanmayarak baştan defalarca yeniden okuyan bizlere, yan yana
slogan attığımız arkadaşlarımızın gerçek hayatta karşılıkları var. Direnirken
ölen yaralanan, ekran karşısında ağlatan karakterler artık sadece filmlerde
yok. Onlar yanı başımızdalar.
15-
Dumbledore wouldn't let this happen. İngiltere de bir gösteri sırasında yapılan
göndermeyi de eklememezlik edemedim.
Bu yüzden,
kimse bize, Harry Potter'ın sadece bir kitap ya da film olduğunu anlatmaya
kalkışmasın. Kalkışanlara verebileceğiniz tek şey, hayal gücü. Hayal gücünü
kullanabilmenin kudreti ise belki çocuk olmaktı. Hayallerimi de yaratıp
üzüldüğümüz karakterlerin gerçek hayattaki izdüşümlerine karşı takındığımız
tavra dikkat etmek gerekiyor sanırım. Bazen gerçek hayat, kafanda yaşadığından
daha inanılmaz geliyor. Geriye sarıp izleyebileceğin ölüm saniyelerini, şimdi
izleyemiyorsun. Gerçeğe olan hakimiyet gücün hayale hükmettiğinden çok daha az
oluyor. Bu yüzden ki insanlar film izlemeye kaptırıp, hayranı olabiliyor o
filmin. Filme hakim olmak, aynı olayları gerçek hayatta yaşasak bile daha
kolay. Olayları bilip, geriye sarabilme özgürlüğüyle, sonunun mutlaka var
olması, filmi, gerçekten daha sahici kılıyor bazen.
Gezi parkı
için yaşananların sonunu bilmemek dayanılmaz kılıyor bekleyişi. Şimdi ne olacak
sorusunun cevabı olayların içindeyken ve sonu yokken, film izlerkenki kadar
sarmıyor hayatımızı.
Yapabileceğimiz,
filmden aldıklarımızla, gerçeği olabildiğinde pragmatist birleştirebilmek.
Herkesin pragmatistliği kendine deyip de işin içinden çıkmamak, en azından
adalet, arkadaşlık gibi ortak iyi kabul edilebilecek kavramlarda hem fikir
olarak benzetme yapabilmek gerçekle. İyi filmler.
Deniz Gül
Çok başarılı bir yazı olmuş, ellerine sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim çok.
YanıtlaSildumbledore'un ordusu faşistlerin korkusu!
YanıtlaSilgün gelecek devran dönecek voldemort halka hesap verecek!
harry potter ile son on yılımızı zaten uzun zamandır benzeştiriyordum, birileri de benim gibi düşünmeye başlamış demek ki :) ama asıl olay şu ki: harry potter bir çocuk kitabı ya da fantastik bir eser değildir, tamamen siyasi bir seridir. bunu görmek için rowling'in devam eden kariyerine bakmak yeterli. harry potter'ın yazılma sebebi, bence çocuklara zalimin zulmünü ve mücadelenin gerekliliğini anlatmaktır, apaçık siyasi bir romanla bunu anlatmak yerine, işin içine büyü dünyasını katmıştır rowling, ki en iyisini yapmıştır fikrimce, yoksa çocukların dikkatini çekemezdi, zaten bizim neslimiz apolitikse, nedeni bu konuları "sıkıcılaştırmaları" ve "anlamsızlaştırmaları"dır bazı büyüklerimizin (!) , yoksa harry potter boşuna yasaklanmadı bazı ülkelerde, büyü içeriyor diye değil, "insanları doğru düşünmeye sevk ediyor" diye yasaklandı aslında. yasaklanan kitaplar genelde insanı düşünmeye sevk ettiği için yasaklanır, böyle bir kitap yazabilmek de herkesin harcı değildir. sırf bu nedenlerle asamı rowling için kaldırır, şapkamı da saygıyla çıkarırım.
YanıtlaSilTüm dediklerine katılıyorum, biraz daha deşelersek, arkadaşlıklu Birlikte örgütlenmenin önemine özellikle değiniyor Rowling. kötü karakterlerin nasıl iş başına geldiğini özellikle Zümrüdüankada çok güzel görüyoruz, öncelikle sihir bakanlığını ele geçirmeleri, kendilerinden olmayanlara ceza vermeleri, yasak ilanlarının duvarları aşacak kadar fazlalaşması, yandaş toplayarak kendilerine karşı olan herkesi dolares e bildirmeleri karşılığında mükafatlandırılmaları, artık benzetmeye gerek kalmadan kurumların nasıl ele geçirildiğini gösteriyor. Yorumun için teşekkür ederim.
YanıtlaSilÇok çok çok başarılı benzetmeler. Yazına sağlık Deniz Gül'cüm.
YanıtlaSilGururlandım ve ben çok çok teşekkür ederim gözdehoney.
YanıtlaSilha ha ha ilk önce nedir bu dedim potterların henüz ikisini okudum süper olmuş ...
YanıtlaSilSanırım bu blogu giderek daha çok seviyorum :) Çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilTeşekkür Ederim Gizem ve mine :)
YanıtlaSil