Nabıyonuz?
Ben pek iyi değilim, canım sıkkın. Canım sıkılınca da canım hiçbir şey istemez.
O zaman da ya Rus Edebiyatı’ndan bi şeyler okurum ya da Suç ve Ceza’ya
başlarım. Ama mevcut sıram bu. Rus Edebiyatı’ndan bazı bazı iç bayıcı,
betimlemeden ölünen, abartının babası ama her zaman bebeklerim olacak türlü
türlü yetenekli yazardan çıkmış türlü türlü şaheserler. Upsiii! Can sıkıntım
geçmedi mi? O zaman bu durumu anca Suç ve Ceza paklar! Gerçi benim moralim
düzgün olsun, bozuk olsun ben hep okurum onları. Yerim ben Rus Edebiyatı’nı. Bu
arada, günün ya da haftanın şarkısını da Roger Waters Bey’in gelişine selam
çakmak adına Pink Floyd’dan Wish You Were
Here ilan etmek istiyorum. Okurken dinlersiniz. Başlıyoruz!
Sizlere
bu hafta tek bir kitabı tanıtmayacağım da, her daim bebeğim olmuş ve sanırım
bundan sonra da Gözde’m olacak (Tüm Gözde adlı arkadaşlarıma gelsin!) Rus Edebiyatı’na giriş ve onu sevmek için
yapılacakları anlatacağım. Rus Edebiyatı hakkında konuşmak beni aşırı
heyecanlandırıyor biliyor musunuz? Onun için şu an çok heyecanlıyım. Yani bu
demektir ki, az önceki seviyesiz esprimi görmemiş gibi yapalım ve hep birlikte Gerçekçi Dönem Rus Edebiyatı’na Giriş 101
adlı yazımızın baba kısmına ufaktan bir giriş yapalım hı, ne dersiniz?
Şimdi
öncelikle ben konuda uzman falan değilim, kendi okuyup araştırdıklarımdan yola
çıkarak konuşacağım. Sonra vay efendim ben sevmedim, çok ağır, çok yavaş
ilerliyor bu falan demeyin.
Rus
Edebiyatı, nedenini Gerçekçilik
akımında aradığım ama tam olarak anlayamadığım şekilde, uzun ve oldukça net
betimlemelere yer verir. Bu betimlemelerden kimi sıksa da, azıcık konsantre olunduğunda
büyük keyif verir. Betimleme diyoruz ya. Rus Edebiyatı’nın tümü betimlemeden
oluşmuyor tabii ki; fakat hayat
damarlarından birisidir betimleme. Yoğun, uzun, olayları, kişileri,
cisimleri okuyucunun gözünde en ince detayına kadar canlandıran, taze taze betimlemeler.
Gerçekçilik akımının aşırı duygusal
yaklaşıma sahip olan Romantizm
akımına tepki olarak, 19. yy.’ın ikinci yarısında ortaya çıkmasından sonra, bu
akımdan en fazla etkilenen büyük sanatçıları barındıran edebiyattır Rus
Edebiyatı. Gerçekçilik akımının etkisiyle de romanda gerçek bir acı görürsünüz zaten çoğu zaman, ya
da doyasıya yaşanan bir sevinç. O kadar gerçektir ki duygular, sizi içine
alıverir, olayın içine girersiniz. Abartılı bir dille kaleme alınmıştır betimlemelerinin
çoğu. Betimlemenin abartısı romantik bir abartma değildir aslında, daha çok
gerçekçidir etkilendiği akım gibi. Bu uzun ve dıştan durağan gibi görünen
betimlemeleri görünce de dersiniz ki “Bu
kitap okunmaz olum, çok yavaş bu yae!”. Peşin hükümlü olmayın, 30 sayfadan
sonra gerisi geliyor, emin olun. Aksiyon dolu romanlara nazaran sizi daha çok
etkileyeceğini söylemeliyim, zira gerçeği, duyguları lök diye yüzünüze çarpar,
adı üzerinde realisttir, her insanın içinde saklı olan bazı ikilemleri karakter
tarafından monolog şeklinde aktarır ki bu monologlar çoğu zaman benim
karakterle bütünleşmemi sağlamıştır ne yalan söyliyim.
Ör: Raskolnikov.
Rus
Edebiyatı’ndan eserler okumuşsunuzdur muhakkak; fakat ben yine de neler okudum,
neleri sevdim sizlere aktarmak istiyorum. Kesinlikle profesyonel bir sıralama
değildir, zaten sıralama değildir, sadece küçük bir listedir. İstediğinizi
okuyun, hepsi pek güzel maşallah!
Mihail Bulgakov -
Köpek Kalbi
(Tanıtmıştım remember?! Rus Edebiyatı’nı sevmek için birebir.)
Mihail Bulgakov - Usta
ile Margarita
Tolstoy - Savaş ve
Barış (Başyapıt!)
Dostoyevski - Budala (Aşırı tatlı bir roman. Budala
prensi bağrınıza basmak isteyeceksiniz.)
Dostoyevski - Kumarbaz
Dostoyevski - Ev
Sahibesi (Minicik
bir kitaptır, sonu size bırakılmıştır, otobüste bitiriverirsiniz.)
Tolstoy - İnsan Ne ile
Yaşar?
Tolstoy - Kroyçer
Sonat (Cinsel
düşünceler ile Tanrı algısı üzerine yorumlar ve karşılaştırmalar yapan bir
kitap. Kitap, Tolstoy’un içinde bulunduğu psikolojiye, yaşadığı döneme ışık
tutan bir kaynak gibi. )
Gogol - Arabeskler (Mizahi yönü mükemmel olan Gogol,
eğlendirmek ve ince esprileriyle okuyucuyu şaşırtmakta ustadır. Arabeskler’in
içinde Delinin Defteri, Palto, Fayton, Portre, Burun ve Neva Bulvarı öyküleri
yer almaktadır. Burun ve Palto bebeğimdir. Bu adamın burunla alıp veremediği
nedir Allah aşkına?! )
Gogol - Ölü Canlar (Başyapıt!)
İvan Gonçarov -
Oblomov (Depresyona
girdiğinizde okumanızı tavsiye ederim, insanı uyandıran, canlandıran bir
kitap!)
Anton Çehov -
Köpeğiyle Dolaşan Kadın
(Öykü derlemesi. Köpeğiyle Dolaşan Kadın adlı öykü, en sevdiğim, en saydığım.)
İvan Turgenyev – Duman
Dostoyevski -
Yeraltından Notlar
Dostoyevski - Suç ve
Ceza (Dünyada
hiçbir kitaba değişmeyeceğim kitap. En sevdiğim. Hiçbir karaktere
değişmeyeceğim karakter. Raskolnikov.)
Az
önce de dediğim gibi kendi okuma sıram bu şekilde değildi benim. Galiba ben Rus
Edebiyatı’ndan zevk almaya Suç ve Ceza’yı ortaokulda okuyarak başladım. Ortaokul ne lan?! Zaten sonra 3 kere
daha okudum. Çok güzeldi. Öyle yani Book May Kill’ciler. Aman ben Rus
Edebiyatı’nı yaladım yuttum dememin imkanı yok, zaten diyemem, demem, ama
seviyorum işte. Zaten unuttuğum birçok kitap ve birçok yazar var, bu durum beni
üzmüyor değil fakat aklıma geldikçe veya okudukça yazılarımın sonuna yazacağım.
Hepsini yazmaya kalksam sayfalar tutar. Abartmayalım değil mi ama! Sizlerle de
paylaşmak istedim yine de bu güzide kitapları. Hepsini okursunuz, aradan bi iki
atıştırmalık okursunuz, o sizin bileceğiniz iş. Okuyun ama ya. Okuyun. Okuyun
da tartışalım?
Kitapla
kalın. Okuyun da okuyun efendim.
Not1:
Birçok yayınevi bu romanları basıyor fakat ben her zaman, Dünya Klasikleri’nde,
Türkiye İş Bankası Yayınları’nı
tercih ederim, söyleyeyim dedim.
Not2:
Rus Edebiyatı’na Giriş-101 diye ders varmış ya lan?!
Not3:
Ne kadar çok okuyun demişim.
Not4:
İş Bankası Yayınları’ndan para almıyorum.
Mak.
Gözde'yi üstüme alınıyorum. Kimseye de vermiyorum. Benden söylemesi.
YanıtlaSilYazılarını çok seviyorum. Önce Sahildeki Kafka ile başladım tavsiyelerine, Rus edebiyatıyla devam edeceğime emin olabilirsin Mak'ım.
Alın tabi üstüne :) Teşekkür ederim Samsa, beni mutlu ettin çok. Seninle Rus Edebiyatı tartışalım bi ara ha, ne dersin?
YanıtlaSil