14 Temmuz 2013

Cory Monteith: Uzun, Garip, Kanadalı, Aktör, Davulcu, İnsan

Her hafta bloga ne yazmanız gerektiğini düşünürken haberleri, yeni albümleri, sevdiğiniz artistleri müzisyenleri takip ederek başlarsınız işe. Yeni bir haber gördüğünüzde sevinirsiniz “Oh bu hafta da yazım tamam.” diye. Bu haftanın yazısını yazmak için kıvranırken, bir haber aldım. Ama keşke almasaydım da bugün bu yazıyı onun için yazmıyor olsaydım. Yazımın devamını okurken beni lise dizisi izleyen bir ergen gibi görebilirsiniz, bir “fangirl” olarak nitelendirip yazıyı yarıda kesebilirsiniz, haklı bile olabilirsiniz düşününce. Yine de Cory Monteith için bu yazıyı yazmak benim için hem zor, hem de fazlasıyla üzücü.


Cory Monteith, nam-ı diğer Finn Hudson. Glee'nin şapşal ama bir o kadar yetenekli oyun kurucusu. Hayalleri sürekli yerle bir olan karakterini canlandırırken tekrar hayat verdiği şarkılarla sevdim onu. 4 yıl önce “Aa müzikli dizi yapmışlar leley izleyeyim bari.” diye başladığım ve son sezonunu çok sevmeyerek izlesem de yine de hiç kaçırmadan takip ettiğim dizi Glee. Arkadaşlarımın çoğundan “Ay inanamıyorum Gözde bildiğin lise dizisi izliyorsun.”, “Aman çok kötü söylüyorlar, resmen rezil ediyorlar.” yorumlarını alsam da çok sevgili Fashion May Kill yazarım Bmigo ile beraber bir ritüel şekline gelen Glee izlemelerimizden vazgeçemedik. Haftalarca bir şarkılarına takılıp onu dinledik, şarkıları söyleyip kayıt ettik; hatta Christmas bölümündeki bir şarkıyı görsel olarak bile hazırlamıştık yılbaşına. Cory de bu diziyi izlememde en önemli etken olabilir; kendimi özdeşleştirdiğim karakterin ilk aşkı olması, klasik rock şarkılarının altından başarıyla kalkması, gerçek hayatta inanılmaz bir indie müzik zevkine sahip olması, bateristi olduğu bir grubunun olması vs. Hepsi Cory Monteith'i bana kazandıran özelliklerden.


 Bugün aldığım haberle sabahtan beri Cory'nin seslendirdiği şarkıları dinlediğim bir gerçek. Kendisi Vancouver'da bir otel odasında ölü bulundu. 31 yaşında hem de. 27'ler kulübü geliyor insanın aklına hemen. Bir lanet midir bilinmez ama bu kulübün üyeleri bir hayli fazla. Jeff Buckley'den Heath Ledger'a kadar birçok isim var. Sadece ismini hatırlamak bile birçok insanı üzüyor bu kulübün. Öteki dünyada eğer bu kulüp beraber takılıyorsa, ben de onlara katılmayı çok isterim aslında. Ölümden sonraki hayatın en şanslı ismi bile olabilir o kulübe katılan insan.


Haberlere göre ölüm nedeni henüz belli değil. Ama geçtiğimiz aylarda uyuşturucu kullanımı sebebiyle rehabilitasyona girdiğini düşündüğümüzde aklımıza bir neden geliyor aslında. Burada şan şöhretin sonuçlarına dair bir tartışma konusu bile çıkabilir sanırım. Fazla örnek görmekteyiz çünkü. Ama bugün konumuz bu değil sanırım, zaten yeterince bilinçlendiriyor bu örnekler bence insanı. Ama sebebi ne olursa olsun, sevdiğimiz bir artistin bu şekilde hayata veda ettiğini görmek şok edici olabiliyor. Nitekim sabahtan beri inanamıyorum, beni nasıl bu kadar etkilediğine de anlam veremiyorum.


En sevdiğim dizilerden birinin, en sevdiğim karakterini daha fazla göremeyecek olmanın verdiği hüzünle yazıma son veriyorum, gidip Cory Monteith'in dizi dışındaki filmlerini izleyeceğim. Son olarak huzur içinde uyu sevgili Frakenteen, seni özleyeceğiz.






Müzikle kalın. Xoxo

Gözde Sarıhan

2 yorum:

  1. Çok üzücü, beklenmedik. Yazık.

    YanıtlaSil
  2. Şu an ağlıyorum bu bi şaka gibi geliyor belki öyle çok sempati falan duymazdım ama yinede ağlıyorum sanırım sevdiğim ve sahiplendiğim insanların ölümüne gelemiyorum ben kimsenin ölmediği bir dünyada yaşamak istiyorum ben bayan hiçkimse olup 2029'da yaşamak istiyorum...

    YanıtlaSil

.