23 Nisan 2013

Thierry Mugler Angel: Valide Gourmand




Angel... Kimilerinin eşsiz bir sadakatle bağlandıkları refakatçi, kimilerininse kaçacak delik aradıkları bir haydut.

Doksanlı yıllarda parfüm sektörü iki büyük trende tanıklık etti: Birbirlerinden oldukça farklı olan aquatic ve gourmand kokular. Okyanus, su, hava gibi doğal etmenlerden ilham alan ilk kategoride bayrağı Davidoff Cool Water ve Issey Miyake L’Eau d’Issey taşırken Thierry Mugler şirketi büyük bir cesaretle 1992’de, kişiyi sürmek ya da yemek arasında kararsız bırakan ve ilk gourmand parfüm sayılan Angel’ı piyasaya sürdü.

Yenebilir notalar parfümeriye yabancı değildi elbet; vanilya, şeftali, orman meyveleri vs. köklü tarihi olan oryantaller başta olmak üzere şipre ve fujer gibi birçok koku ailesinde yaygın olarak kullanılıyordu. Ancak daha önce hiçbir parfüm bir tatlıyı bu denli çağrıştırmamıştı. Böylece Angel ile birlikte gourmand tabiri karakteristik bir grubu temsil etmek için literatüre giriş yaptı. Lokum, crème brûlée, çikolatalı mus ve krem karamel gibi  yiyecekleri andıran bu kokular büyük beğeni topladı ve günümüzde en popüler parfümlerin azımsanamaz bir kısmını oluşturmakta.

Dünyaca ünlü moda tasarımcısı Thierry Mugler’nin enfes ve ağız sulandıran bir koku istemesi üzerine parfümörler Yves de Chiris ve Olivier Cresp, pamuk şeker gibi kokan etil maltol ve kaffuri paçuli etrafında şekillenen Angel’ı yaratıyor. Açılışı canlı turunçgiller ve hafif ekşi meyveler yaparken hiç vakit kaybetmeden vanilya ve karamel tatlılıklarını hissettirmeye başlıyor. Büyük bir miktarda kullanılan paçuli ise kompozisyonun şekerli yapısını dengeleyerek sek ve topraksı bir hava katıyor. Androjen kostümünü yakasına beyaz floral bir boutonnière takarak tamamlayan Angel, zaman geçtikçe koca bir paçuli, bitter çikolata ve beyaz misk kokteyline dönüşüyor. Güçlü ve ağır bir koku olmasına rağmen içindeki bergamot, ahududu ve paçuli sayesinde—dozajı doğru ayarlandığında—insanın içini baymıyor. Ciltte olağanüstü uzun bir ömre ve işgalci bir sillage’a (kullananın etrafına yayılan koku, kelime olarak Fransızcada gemilerin ve uçakların peşlerinde bıraktıkları izden geliyor) sahip. Dolgun yapısından ötürü soğuk aylara daha çok yakışacaktır.

Doğumunun üstünden yirmi yıl geçmesine rağmen Angel hâlâ pek çok seveni, bir o kadar da lanet edeni olan bir koku. Rastgele olmayan bu etki akılda kalıcı ve farklı kişiliğinin eseri. Neredeyse maskülen bir yapısı olan paçuli ile çocuksu yaramazlıkları hatırlatan karamel ve çikolata notalarıyla tezattan güç  alan Angel, başarısıyla diğer şirketleri kıskandırmış ve hepsinin birer klon yaratmasına sebep olmuştur. Lolita Lempicka anason ve iris yardımıyla bu varyasyonlar arasından kendini sıyırmayı başarmış zarif bir parfüm. Paco Rabanne Black XS daha çok meyve ve amberle desteklenmişken Chanel Coco Mademoiselle paçuli-pamuk şeker ikilisine şipremsi notalar ekleyerek genç bir profil çiziyor.

Ayrıca yakın geçmişte birkaç parfümevi tuzlu gourmand konseptini kurcaladı. Thierry Mugler’nin bir başka kokusu Womanity şurupsu incir ile tuzlu havyar notalarını keşfe çıktı. Serge Lutens Jeux de Peau ise kahvaltı sofrasını süsleyen tereyağlı kızarmış ekmek ve baharatlı reçelleri referans aldı.

Son olarak söylemeliyim ki bu incelemenin öznesi olan Angel eau de parfum, Thierry Mugler’nin favori sembollerinden yıldız şeklinde bir şişede, kokusuyla kontrast yaratan ve kadın parfümlerinde yaygın olmayan mavi renkli bir sıvı. Baştan sona çelişkiler silsilesi.

*Görsel: Bittersweet Chocolate Mousse, http://gluttonforlife.com
                                                                                                                                             
    M


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

.