Bütün bunları karşılayan ceketi geçtiğimiz aylarda Pull
& Bear’da buldum. Kot. Sarı. Hafif eskitilmiş görünümlü.
Ben de mevsimlik ceket arıyordum diye koştum, denedim, aldım
hemen. Birkaç gün sonra, daha mevsimlik ceketlerin çok da mevsiminin gelmediğini
fark ettim. İçine ince hırka giysem soğuktan korumaya yetmiyor. Kalın hırka
şişlik yapıyor, görüntüyü bozuyor. Ne yapsam derken bir kaç sene önce aman bu
da çok çabuk kirlenir ama neyse diyerek aldığım krem kapüşonlum aklıma geldi.
İkisini birleştirdim ve tataaa. Renkler uydu, dokular uydu ve tam optimal
kalınlığa ulaştım. Aynı zamanda üst üste giyilen iki ceket değil de tek ceket
gibi durması da artı bir güzellik oldu. Hatta bu düşüncem babamın ‘’Bu çocuk
gene mi yeni ceket almış yaa? Daha geçen ay bundan almamış mıydı?’’ cümlesiyle
pekişti de pekişti. İnandırmakta zorlandım aynısı olduğuna.
Bu iki ceketin birlikteliğini genelde hep mavi gömlekler ve
hafif su yeşiline çalan bir kotla kullanıyorum (mavili gömleklerin verdiği
sakinlik ve sadelik başka parçalarla pek yakalanamıyor bence) ve her seferinde
de bu rengin maviyle ne kadar yakıştığına şaşırıyorum. Denemeden bilinmiyormuş.
Ancak bugün renkleri dağıtmak, arka
plana atmak yerine her parça ayrı ayrı güçlü rengiyle ben buradayım desin,
kendini göstersin istedim.
Hazır havalar çok ısınmamışken son bir kez giyebilme
fırsatına balıklama atladığım yeşil kadife gömleği geçen sene Mudo’dan
almıştım. Kotlarla ve chinolarla çok güzel oluyor. Koyu yeşil rengine ise
kadife gömlekler arasında rastlamak çok olası değil, en azından tecrübe ettiğim
kadarıyla.
Güçlü (bende genelde koyu renkleri çağrıştırır) renk deyince
kotumu da koyu seçtim. Ceketle kontrast, ikisi de kendini daha çok belli etti.
İstediğim görünüme ulaşmama az kalmışken totalde bir ısı
eksikliği olduğunu fark ettim. Renkler çok mesafeli kaldı. Ben de normalde
giyeceğim krem süet ayakkabıdan vazgeçip daha geçen hafta aldığım kırmızı
çizgili Tiger’larımı giymeye karar verdim.
Ayakkabıdaki kırmızı çizgilerin, küçük de olsa verdiği sıcaklığın geneli ısıttığını ve enerji verdiğini düşünüyorum. Bakalım siz ne düşüneceksiniz?
P.s. Bu ve bundan sonraki fotoğraflar için Gözde Sarıhan’a
çok teşekkür ederim.
Bmigo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder