Christina Maria Aguilera ya da bilinen adı ile Xtina, 9 Kasım 2012’de 7. stüdyo albümü Lotus’u çıkardı. Uzun zamandır oldukça merakla beklenen albüm yayın tarihinden bir hafta önce sızınca kendimi durduramadım ve hemen dinledim. Albüm çıkmadan konuşulmaya başlanmıştı zaten; “Acaba Christina, Bionic ile yapamadığını bu sefer yapabilecek mi?, “Acaba bu albüm de mi “fiyasko” ile sonuçlanacak?” sorularını hemen hemen her Christina dinleyicisinden duyduk. Dinleyenler kararlarını çoktan verdiler bile. Birazdan albümü incelerken, naçizane fikirlerimi sunacağım. Ondan önce biraz da olsa albümün hazırlanış sürecinden bahsedeyim.
Bu süreçte, Christina kendini etkileyen faktörleri şöyle sıralıyor; Hayat tecrübeleri, The Voice yarışması ve 11 Eylül 2010 tarihindeki boşanması. Boşanmasının, Christina’nın akıl ve beden sağlığını nasıl etkilediğini hepimiz biliyoruz. Yeri gelmişken Xtina’nın kilo problemine de değinmeden geçemeyeceğim. Evet, kabul ediyorum biraz kilo aldı. Sonrasında da biraz abarttı. Benim için önemli olan aldığı kiloların sesi üzerindeki etkisi. Albümün tanıtımı için yapılan performanslarda çoğu zaman nefes nefese kalan ve zar zor hareket eden bir Christina gördük. Yine de saygı duyuyorum, sonuçta kendisi de bu olayın farkındadır ve en kısa zamanda bir şey yapacaktır diye umuyorum. Xtina’nın kilolarını bir kenara bırakacak olursak albüm Xtina’nın kendi evinde kaydedildi. Daha önce çalıştığı birçok prodüktor ile çalışmaya devam ederken bunların arasına yenilerini de ekledi. Bu isimlerin en başında ise Mike Del Rio, Jamie Hartman ve en önemlisi Max Martin yer alıyor. Albümde, The Voice yarışmasından Cee Lo Green ve Blake Shelton ile olmak üzere iki tane düet şarkı bulunuyor. Biraz da albüm kapağından dert yanayım. Üzgünüm ama kapak tam bir rezalet. Kısa ve öz olarak; kötü fotoğraf, kötü fotoşop.
Albümden çıkan ve kliplenen ilk şarkı Your Body, Billboard Hot 100 listesine 34 numaradan giriş yaptı. Albümün ilk haftaki satış rakamı ise 73,408 olarak açıklandı.
1- Lotus Intro : “I look at my reflection and embrace the woman I’ve become. The unbreakable lotus in me, I now set free,” Çok sert bir giriş yapmak istemiyorum ama tek kelime ile komik. Komik çünkü ne müzikal bir kalite var ne de Christina’ya yakışan bir başlangıç. Biz zamanında Stripped (Intro) diye bir şey gördük. Benim kendi adıma gelmiş geçmiş en iyi intro olarak nitelendirdiğim Stripped (Intro)’ dan sonra buna tabii ki gülerim. 3 dakika boyunca Auto-tuned Xtina sesinden başka bir şey içermiyor. Ayrıca bu şarkının demosu ile M83’ün Midnight City arasındaki benzerlik de gözlerden kaçmıyor.
Lotus (Intro)
2- Army of Me : Şarkıyı özetleyen kelime “Fighter 2.0”. Bunu söyleyen Xtina’nın kendisi, dinleyince büyük ihtimal ile siz de hak vereceksiniz. Sözler ve verilmek istenen mesaj albümün konseptine yakın anlamlar içeriyor. Zor dönemler geçirdiğini ve bunlardan beslenerek bu albümü yaptığını söyleyen Xtina, bu şarkıda da görmediğin yüzlerce yüzüm var diyor. Yakında single olması beklenen şarkının American Music Awards’ta performansını yapan Xtina’yı izlemediyseniz hiçbir şey kaçırmadınız demektir.
Army Of Me
3- Red Hot Kinda Love : Şimdi gelelim albümün en ilginç şarkılarından birisi olan RHKL’e. Şarkının pek bir şey anlattığı ya da insanı etkilediği yok ama eğlenceli bir pop şarkısı isteyenler için alternatif olabilecek düzeyde. Xtina’dan pek alışkın olmadığımız -daha sakin- bir vokal ile karşılaşıyoruz şarkıyı dinlerken. “Oh I got a crush/ Feeling like fifteen again/ No I won't lie/ Boy I'm on fire.” cümlelerindeki gibi genç bir kızın arkadaşları ile eğlenirken söyleyebileceği bir şarkı.
4- Make the World Move (featuring Cee Lo Green) : “Haters gonna hate” bu yüzden nefret yok sevgi var. “The Voice” yarışmasını kendi adına gayet güzel kullanan Xtina’ya şarkıda eşlik eden Cee Lo’nun müzik başarısını bilmeyen varsa hemen yazıyı okumayı bıraksın ve biraz araştırsın. Şarkıya gelecek olursak, eğlenceli ve Xtina’nın sesine tam oturmuş bir şarkı. Altyapı olarak 2002 yılındaki Back To Basics albümünü anımsatsa da bazı yenilemeler ile günümüz müziğine de güzel uyarlanmış. İnsanın diline çabuk dolanan ama bir o kadar da çabuk unutulan bir şarkı olma özelliğini de taşımakta.
Make The World Move
5- Your Body : Albümün çıkış şarkısı ve şimdiye kadar kliplenen tek şarkı. Şarkı hakkında ilk bilinmesi gereken şey, içinde İsveçli ünlü pop mastırı Max Martin’i barındırıyor olması. Orta tempoda devam eden şarkı “ I think you already know my name” kısmı ile birlikte daha da güçlenerek “bu şarkıda da bir şey eksik” cümlesini kafamızdan siliyor. Kısa bir şekilde klipten de bahsedecek olursak, ne iyi ne de kötü bir klip. Xtina’nın saçları, ayakkabıları ve kolyesi dışında çok da ilgi çekici değil.
6- Let There Be Love : Albümün kesinlikle en çok sevilen ve iyi şarkılarından birisi. Şarkının perde arakasında yine Max Martin var ki kesinlikle hissediliyor varlığı. Önümüzdeki günlerde hemen hemen her yerde duyacağız bu şarkıyı, hazırlığınızı yapın. Gayet hızlı bir tempoya sahip olan şarkıda sözler de bir o kadar eğlenceli şarkıyı söylerken. Zaten bu şarkıyı Christina’dan başkası zor söylerdi. Gerçi canlı performansta kendisinin de zorlandığı kısımlar oluyor ama gerçekten söylemesi çok zor bir şarkı, boğaz ağrımdan biliyorum ben de.
Let There Be Love
7- Sing for Me : “Fighter 2.0” benzetmesini yapan Christina’ya demek istiyorum ki bu şarkı da “Beautiful 2.0” . Şarkı, Christina’nın sesini o kadar iyi bir şekilde ortaya çıkarmış ki dinlerken hiçbir şey düşünemiyor insan. Bir önceki albümün başarısızlığında büyük rol oynayan bir faktördü böyle bir şarkının olmaması. Xtina akıllanmış olacak ki bu sefer çok doğru bir şarkı seçimi yapmış.
8- Blank Page : Sia. Evet son zamanlarda ne yapsa olay olan Sia, Xtina’ya tekrardan el attı ve Xtina’yı çekti kurtardı denebilir. Bionic albümünde “You Lost Me” ve “I Am” şarkılarında çalışan ikilinin en iyi çalışması sonunda ortaya çıktı. Arka fonda güzel bir piyano sesi üzerine Christina’nın sesini düşünün. Anlam olarak da çok ama çok güçlü bir şarkı. Şarkıyı bir arkadaşım ile ilk kez dinlerken yaptığı yorum “Sanki bir film sahnesindeyiz şu an.” benim için her şeyin üstünde. İşte şarkıdan ufak bir alıntı; If I could do undo that I hurt you / I would do anything for us to make it through.
9- Cease Fire : Albümde ilgimi hiç çekemeyen iki şarkıdan birisi. Albümü doldurmak için koyulmuş bir şarkı hissi uyandırıyor bende. Müzik, Xtina’nın sesini bastırıyor, kelimeler kötü bir şekilde bölünmüş, ne anlatılmak isteniyor anlamakta zorlanıyoruz dinlerken. Çok uzatmıyorum, kısaca gereksiz ve karışık bir şarkı.
10- Around the World : Albüm iyice yavaşlamaya başlamışken bu şarkı ilaç gibi geliyor fakat insanı tatmin etmeye yetmiyor. Aslında alttaki müzik oldukça hoş bir tempoda ilerlerken sözlerin ucuzluğu kafaları karıştırıyor. “Lady Marmalade” e göndermeler içeriyor şarkı ama bana daha çok Pitbull’u anımsatıyor nakaratından dolayı. Red Hot Kinda Love ile aynı kategoride olan ve vasatı aşamayan bir şarkı bana göre.
11- Circles : “90s riot-grrl” Christina’sına merhaba deyin. Farklı bir girişim olmasından dolayı hoşuma gidiyor ama şarkıdaki “spin around in circles on my middle middle finger” gibi cümlelerden dolayı itici de buluyorum. Kafamdaki Christina imajına ters düşen bir olay. Bionic albümündeki “Sex For Breakfast” ve “Vanity” şarkılarına rahatlıkla eşlik edebilir.
12- Best of Me : Albümün ilginç şarkılarından birisi olan Best Of Me yavaş bir tempoda başlayıp, çok hoşuma giden bir nakarat ile devam ediyor ve şarkının sonlarına doğru ortaya çıkan davul sesleri ile şarkı en üst seviyesine ulaşıyor. Vokal olarak Xtina yine çok güçlü. Şarkıda vermek istediği mesaj da yine albüm ile örtüşen “Hiçbir şeyin beni yıkmasına ve yenmesine izin vermeyeceğim, geçmişi arkamda bıraktım, işte karşınızda en iyi halim.”
13- Just A Fool (with Blake Shelton) : Albümün en iyi şarkılarından birisi olduğunu düşündüğümü hemen söyleyeyim. “The Voice” dan Blake Shelton ile yapılan bu düet, şarkı boyunca iki kişinin birbirine bağırmasını anlatıyor. Christina’nun süper güçlü sesinin yanında Blake Shelton’ın sesi de çok iyi parlamış. Şarkının sonuna doğru ikilinin ulaştığı tonlar ise ağız açık bir şekilde dinleniyor. Just A Fool
Sonuç olarak ise Lotus albümü beni az da olsa tatmin etmeyi başardı. Evet, bir Christina rüzgarı estirmedi belki ama "dinlenmez" veya "fiyasko" dedirtecek kadar da kötü bulmadım. Umarım siz de en kısa zamanda dinlersiniz.
Burada da albümdeki şarkıların kısa tanıtımlarını bulabilirsiniz.
Bir Sonraki Yazı : Rihanna - Unapologetic
Kaan Kızılırmak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder