M.B.O.
Art May Kill
Dostum E.’yle hayatımıza dair pek
çok plan yaptık. Gerçek planlar...
Mesela olası bir savaş halinde
izleyeceğimiz plan...
Mesela olası bir zombi saldırısı
halinde...
Mesela zamanda kaybolursak hangi
tarihte, hangi noktada buluşacağımıza dair...
Bunları ve daha nicelerini
yaptık, kenara koyduk. Yaşam bize çok garip bir yer olduğunu ve hazırlıksız
yakalanmamamız gerektiğini öğretmişti zira.
“SÜREKLİ TETİKTE OLUN!!”
Ama geçen gün apayrı bir diyalog geçti aramızda. Eşsiz,
benzersiz...
Valla E.
Kafam öyle karışık
ki...
Yapacak o kadar iş var
ki...
Hayata tutunmak öyle
zor ki...
Hayat süper hızlı bir
tren,
trenin içinde gelecek
kaygısı taşımasına gerek olmayan insanlar...
Ben trenin
tepesindeyim.
Etrafımda aksiyon filmi
kahramanı tipler...
Adamların işi trene
tutunmak zaten!! Kolayca yapıyorlar.
Bense sıfır esneklikli,
idmansız bir şüşkoyum.
Hızdan, basınçtan ağzım
bılıbılı oluyor, damaklarım görünüyor.
Anladım kardeşim.
Ben de düşünüyorum nicedir.
Hani içim daralıyor,
anlatamam sana.
Yani ne olacak hani, anladın mı?
Merak duygusuyla sormuyorum bunu.
Hani ne yani ne?
...
Yalnızlık hissi geldi.
Garip ya!
Geçiş dönemindeyiz.
Valla bak.
Hani nasıl 17-18 yaşları bi garip...
Doğru diyosun.
Geç ergenliğin bitişi
22-23.
Odur büyük ihtimalle.
Bu dönemeci dönüp,
tam yetişkin olucaz.
Şimdi bu konunun çıkış noktası
benim yazmakta olduğum tezde yaşadığım aksilikler. Devamında KPSS, ALES, YDS,
sevgili E. için TUS ve ismini anamadığımız (çünkü bilmiyoruz bir de o var!)
daha niceleri.
Kısaca bir gelecek kaygısı aldı bizi. Ve konuşma şöyle bir
yere bağlandı.
Bu hafta sonu güzelce
düşünelim.
Pazartesi buluşup
planı kesinleştirelim.
Ne yapıyoruz peki? Sizce?
5 yıllık kalkınma planı...
Hani olur ya rehber hocaların
testleri... Kendinizi 3 kelimeyle
tanımlayın... 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Hah işte, hayatın orasına geldik.
Ve olay 5 yıl sonrasının fotoğrafına bakıp, Waldo ‘yu arar misali, aha burada
diye çözülmüyor.
İşte bunun adı dostlarım, uzun
vadeli gelecek kaygısı. İçimi döküp rahatladığıma göre de, gelelim esas konumuza, kısa vadeli
gelecek kaygımıza. Bırakalım 5 yıl sonrasını. Bu ay neler yapacağız? Neler okuyacağız, neler izleyeceğiz,
nereleri gezeceğiz? Buyrun.
Başlarken başlığımızın özrünü de
dileyelim. Çok çok hasta olduğum için, Ocak etkinlik yazısını, istediğim
tarihte yazıp yetiştiremedim. Bu yüzden de işte, etkinliklerimiz Ocak’ın 2. yarısını
kapsıyor. Bence sizin de finalleriniz falan vardı zaten, çok şeyapmayalım.
Öncelikle konuyu sinemadan açmak istiyorum. Yakın zamanda
beni sinema salonlarına sürükleyen, tammm da benim tarzım olan güzel mi güzel
filmler vizyondaydı. Ateşi Yakalamak ve Smaug‘un Çorak Toprakları‘ndan
bahsediyorum. Hazır böyle iştahım kabarmışken de tutmayayım beni dedim.
Gözüme kestirdiğim filmlerin başında 47 Ronin geliyor. Ne
yönetmeninden, ne de oyuncularından, hatta ve hatta Keanu Reeves‘ten bile bahsetmeden,
bu filmi mutlaka izleyecek olmamın tek nedenini söylüyorum. Bence bu film tam
bir görsel şölen olacak a dostlar!
Diğer bir ilgi çekici film ise Walter Mitty ‘nin gizli
yaşamı.
Yönetmenliğini Ben Stiller ‘ın yaptığı filmde, kamera karşısına
da Ben Stiller geçmiş. Filmin James Thurber‘ın 1941 tarihli, aynı adlı
romanından uyarlandığını da sizlerle
paylaşayım. Tazeyken satayım yani bilgimi.
Bu ay “Ressamlar ve Filmler” konseptiyle boy gösteren
Yeniden Sinematek ise;
17 Ocak‘ta Rüya Gibi Geçti
24 Ocak‘ta Ölmeyen İnsanlar
31 Ocak‘ta ise Cennet Günleri filmleriyle İzmir Sanat‘ta,
saat 20’de, ücretsiz gösterimleriyle damağımıza bir parça toz çalmaya devam
ediyor.
Gelelim
taze aşkımız tiyatroya. Tabi ki de , Facebook hesabımdan bana ulaşıp beni
bizzat oyuna davet ederek çok da mutlu
eden sevgili Çağlar Turnalı ve Sahne Tozu Tiyatrosu‘na torpil geçerek
başlıyorum. İşte yeni oyun “Kaç Baba Kaç” ve ilginizi çekmezse dişimi kıracağım
bir copy-paste:
--------------------
"KAÇ BABA KAÇ" - Ray COONEY
(2 Perde Komedi)
- YÖNETMEN -
Haldun DORMEN & M. Çağlar İŞGÖREN
Bol kahkaha var...
Doktor David Morgan'ın (Çağrı TURNALI) yıllardır beklediği, üniversitede rektör olma şansı kapısını çaldığı anda, yıllar önce yaptığı küçük bir kaçamak 18 yaşında bir erkek çocuk olarak karşısına çıkar. Üstelik çocuk (Leslie- Arif Yıldırım) sarhoştur ve ehliyetsiz araba kullandığı için tutuklanıp polis nezaretinde Dr. Morgan'ı aramaya gelir. Doktor bunu herkesten özellikle de karısından (Rosemary - Gülder Pınar) saklamaya çalışır. Doktorları, hemşireleri ve hastaları işin içine sokmadan idare etmek yerine tam tersi onları da bu arapsaçına dönüşmüş durumun ortasına atar. Doktor arkadaşından (Ted - Hüseyin Çur) yardım isteyip onu da içinden çıkılmayacak durumlarla baş başa bırakır.
------------------
Kaç Baba Kaç‘ı 18 ve 25 Ocak akşamları 20’de izlemeniz mümkün.
Bir diğer oyunumuz da Devlet Tiyatroları‘ndan Son Çığlık. Sene başında bu oyunu kaçırdığıma çok üzülmüştüm. Kaçırmamın sebebiyse bir türlü bana eşlik edecek birini bulamayışımdı. Tek başıma da olsam bu kez kaçırmayacağım oyunun konusu şöyle özetlenmiş:
-------
“Son Çığlık” 13. yüzyıl
başında, Fransa’nın güneyinde bir bölge olan Oksitanya’da geçer. Kuzey
Fransa’nın baronları Papalığın çağrısıyla Oksitanya’ya karşı Haçlı seferine
çıkmıştır. Amaçları, “sapkın” olarak niteledikleri Katar mezhebinin üyelerini
yok etmek ve bu arada Oksitan topraklarını da ele geçirmektir. Oksitan kontları
ve şövalyeleri Katarlara sahip çıkarlar. Ancak Haçlılar bir silindir gibi geçer
Oksitan topraklarından. Geride yanıp yıkılmış kentler, katliamlar, odun
yığınlarında yakılan insanlar, baskı ve korku kalır.
-------
Son Çığlık oyununu 28 Ocak akşamı, saat 20:30‘da, Konak
Sahnesi ‘nde izleyebilirsiniz.
Ve son olarak da şöyle şıkır
şıkır giyinip süslenme özlemimi dindirecek mükemmel bir konser. Ben Ahmet Adnan
Saygun Sanat Merkezi‘ndeki İzmir Devlet Senfoni Orkestrası konserlerine (17-24-31
Ocak) göz atmanızı tavsiye ederim. Ve olur da bu esnada Fazıl Say ve
Serenad Bağcan’ın 18 Ocak tarihli konseri gözünüze ilişirse, aklınızdan
çıkarmayın. 15 Ocak ‘ta satışa sunulan biletler müthiş bir hızla tükendi.
Carpe diem’in sömürülüş şekli
beni ne kadar ürkütse de, bugünü güzel doldurun. Yarına her zaman istediğimiz
şekli veremeyebiliriz.
İyi eğlenceler, sevgilerimle...
Yazı biraz uzun olacak gibi hissediyorum şu an o yüzden teşekkür ettiğimi belirteyim unutmadan yazı için..
YanıtlaSilherşey yarın ne olacakla başlıyor zaten.. Sonra bi yerde dediğin gibi 5 yıllık kalkınma planları falan.. Abartınca bir hastalığa dönüşüyor ömrünün kalkınma planlarını hazırlamaya başlıyorsun.. ve sonra şu an yaptıklarına bakıyorsun, şu anki halinden daha aşağısını planlamazsın zaten hiçbir zaman orası ayrı da hep daha iyi bir hayat daha keyifli günler.. Gel gelelim şu an ne yapıyorum.. Ben ve kardeşim dediğim 3-4 dostumun hayatı da aynı . Neden okula gitmek zorundayız? Neden sevmediğimiz şeyler zorla yaptırılıyor bize .. Gidişat buraya geliyor .. Sonuç: daha çarşamba bugün , bu hafta 2 finale gitmedim.. Akıl verecek halim yok ama bir yerden sonra fight club'a dönüşüyor hayatın .. Bilmiyorum belkide bendedir sorun ..
SORUN SENDE DEĞİL BENCE,"BİZDE". MALESEF HAYAT ÇOĞU ZAMAN ÇOK "WORK BITCH". SONUCU SENİ MEMNUN EDECEK ŞEYLER İÇİN ÇALIŞTIĞINA İNANIYORSAK, BUGÜN DEĞİLSE YARIN, İŞLERİ YOLUNA KOYARIZ BENCE. ŞİMDİ BUNLARI ÇOK DÜŞÜNME. Bİ SİNEMAYA FALAN GİT, AÇILIRSIN:)
SilBilet fiyatları ve nereden ulaşabileceğimiz konusunda bir bilginiz var mı acaba?
YanıtlaSilBİRAZ VAR:) KAÇ BABA KAÇ BİKETLERİ BİLETİX`TE. 1. KATEGORİ 18,50 2. KATEGORİ İSE 13 TL DEN SATIŞTA. BİLETİX`İN BORNOVA SATIŞ NOKTASI METRO KARŞISINDAKİ PALME KİTABEVİ. SON ÇIĞLIK İÇİN KÖTÜ HABER, BİLETLER TÜKENMİŞ. AMA AKLINIZDA BULUNSUN DEVLET TİYATROSU BİLETLERİ HER ZAMAN MYBİLET İNTERNET SİTESİNDEN SATIŞA SUNULUYOR. AASSM KONSERLERİ İSE TAM 10, ÖĞRENCİ VE EMEKLİLER İÇİN 5 TL DEN SATIŞTA. AASSM VEYA İZDSO GİŞELERİNDEN YAHUT ALSANCAK D&R DAN TEMİN EDİLEBİLİYOR. TÜM BİLDİKLERİMİ DÖKTÜM. UMARIM YARDIMCI OLABİLMİŞİMDİR:)
Sil