31 Ocak 2014

Haute Couture'un Kendisi ve 2014 Bahar Sezonu

Bmigo
Fashion May Kill

Merhaba sevgili moda severler!


Bir kısmınızın heyecanla beklediği, bazılarınızın da beklemediği ama ''Hey, hadi bir göz atayım neler varmış acaba?'' diyeceği 2014 Bahar Haute Couture koleksiyonları geçtiğimiz hafta sergilendi ve bizi yine kendimizden geçirdi!

Hazır giyimden bir tık farklı olarak sanata daha yakın durduğunu düşündüğüm Haute Couture koleksiyonları içerisinde yine insanın hayal gücünün, yaratıcılığının, doğanın bize verdiklerini kullanabilirliğin ve en önemlisi yüzlerce saatlik el işçiliğinin güzide örnekleri mevcut. Evet hiçbirimiz etrafımızda göremeyeceğiz bu eserleri, ödül törenleri, galalar haricinde ama güzel şeyleri takdir etmekten de neden geri duralım ki?

Bugün bu yazıda, sezonun koleksiyonlarını takdim etmeden önce size bir güzellik yapacağım ve gerçekten meraklı ve biraz da zamanı olanlarınız için Haute Couture kavramının kendisinden bahsedeceğim.

Haute Couture tasarımların, yani aslında daha çok modanın, dikiş makineleri veya benzeri aletler kullanılmadan sadece elle oluşturulması, bunun da en maharetli terziler tarafından, en kaliteli, en pahalı ve çoğunlukla alışılmışın dışındaki kumaşlarla ortaya çıkarılması kavramını temsil ediyor. Haute sözcüğü Fransızca‘dan ''high'' olarak çevrilirken, Couture sözcüğü ''dressmaking'' anlamına geliyor. Bunun yanında yine couture sözcüğü moda ve dikim anlamlarında da kullanılabilmekte. (Yüksek moda demenin doğurabileceği komiklikten ötürü sözcüklerin İngilizce‘sini yazışımı lütfen mazur görünüz.)

Haute Couture parçalar temelde satılmak için değil, yukarıda da dediğim gibi daha çok podyumda sergilenebilir bir sanat yaratmak amacıyla oluşturuluyor. Kullanılabilen sonsuz bütçe, kumaş ve el işçiliği düşünüldüğünde durumu anlamak çok da zor değil.

Terim, başlangıcını uzun zamanlar önce, 1700'lerde Kraliçe Marie Antoinette döneminden almakla birlikte tam olarak netleşmesini İngiliz tasarımcı Charles Frederick Worth ile yaşıyor.

Tabii ki terimi alıp kullanmak da öyle kolay değil. Chambre Syndicale de la Haute Couture adlı kurum, hangi moda evlerinin gerçek bir Haute Couture moda evi olacağına karar veriyor. Hatta bunun için oluşturulmuş kriterler var.

Her ne kadar oldukça saygın ve göz alıcı bir iş olsa da, Couture yapmak maddi açıdan da kolay değil. Bu yüzden çoğu moda evi hazır giyim koleksiyonlarıyla sınırlı kalmakla birlikte, Couture moda evlerinin öncülerinden bazıları Vionnet, Chanel, Balenciaga, Dior, Patou gibi isimler.

Evet, sanırım çok uzatmadan, aynı zamanda can alıcı noktaları da atlamadan sizi az da olsa bilgilendirebildim. Şimdi gelelim 2014 Bahar koleksiyonlarına... Bu sene genel olarak sadelik ve nezihliğin hüküm sürdüğü koleksiyonlarda hiç üzülmeyin, şaşaa da yok değil!

Jean Paul Gaultier

Bu sezondaki kişisel favorim olan JPG ile başlamak oldukça heyecan verici! Kelebek figürünü koleksiyonun kalbine koyan  tasarımcı, figürü oldukça açmış ve alabildiğine kullanmış. Başlıklarda, taş işlemelerle uzun ince elbiselerde, kanatlardaki damarlara benzetilmiş eteklerde, hatta zaman zaman elbisenin kendi formu olarak kelebek karşımıza çıkmakta. Tek bir figürün bu kadar çok çeşitlendirilmesi koleksiyonda hem bütünlüğü sağlarken hem de sıkıcılıktan uzaklaşmak için çok güzel bir seçenek olmuş. Özelikle hacimli detayların kullanıldığı tasarımlar en beğendiklerim oldu. Bunun yanında bir önceki sezondaki uzun ve oldukça geniş cepler de koleksiyonda yerini almış.

Bazı tasarımlara eklenen uzun tüy şeklindeki başlıklar ve modellerin makyajları ve saçları ile de bir Folies Bergére havası yaratılmış. Üstüne bir de podyumda Dita von Teese'in görülmesiyle birlikte tamamlanan tema oldukça başarılı olmuş. 







Alexandre Vauthier

Leopar desenleri, kabartmalı deri parçalar, saçaklar, bedeni saran desenli transparan parçalar ve upuzun  kocaman kolyelerle birlikte koleksiyonu oldukça vahşi buldum. İddiası ve sertliğiyle kadın gücünü temsil eden koleksiyon, dikenli boyunluklar, kullanılan işlemeler ve cüretkar dekolteleri ile de seksiliğe ağır bir vurgu yaparak rakiplerinden ayrılıyor.






Armani Privé

Daracık bir renk spektrumuyla oluşturulan koleksiyonda küçük desenler ön planda tutulmuş. Modellerin kafalarındaki eşarplar ve omuzlarındaki büyük şallar ile yaratılan hafif bir çingene esintisi de bütüne ayrı bir tat katmış.

Başlardaki uzun plise pantolonlar ve küçük ipek ceketlerin naifliğinden, baştan sona swarovski işlemeli tasarıma geçişte artan beklenti, soluk renklerdeki kalından inceye çeşitli kumaşlarla hazırlanan gece elbiselerinde doruğa ve doyuma ulaşıyor.






Chanel

Chanel'de zamanlardır görmediğimiz korse formunu temel alan koleksiyon aynı zamanda sportifliğin sınırlarını zorluyor. Bir çeşit buzdan saray havası verilen mekan, tasarımların renkleriyle de oldukça bütünleşmiş.

Korse üzerine bolerolar, göbeği açık kesimler ile başlayan koleksiyon, pijama ya da eşofman formu da diyebileceğim tasarımlarla devam ediyor. Tabi pijama dediysem incecik transparan kumaşlar üzerine taş işlemeli, narin ötesi pijamalar, eşofmanlar. Sona doğru hacimlenen elbiselerle birlikte koleksiyon beni benden almasa da kendi içinde hoşluğunu korumuş.

Tasarımlara geçmeden önce değinmeden geçemeyeceğim nokta ise spor ayakkabılar! Evet çok pahalı taşlarla süslü, özel tasarım, dudak uçuklatacak fiyatlarda olabilirler ancak ben  bir türlü oturtamıyorum kafamda couture ve spor ayakkabı birlikteliğini. En derin üzüntülerimle birlikte umuyorum bir an önce kullanılmaktan vazgeçilirler.






Vionnet

Bu sezon Vionnet koleksiyonunun en önemli özelliği Hüseyin Çağlayan tarafından hazırlanması! Markanın köklerinden verev kesimleri ve plise elbiseleri alıp, endüstriyel desenler ve kablolar ekleyen Çağlayan tasarımların çoğunda mükemmeli yakalamış.

Açıkçası ilk baştaki organza, değişik transparanlıkta çemberlerden oluşan desenli uzun elbiseleri bu kadar çarpıcı ve harika bulmamı anlamakta güçlük çektim. Ama tekrar düşününce, bir kadını en elegan, zarif gösteren şeyin, vücudunu saran şeffaf kumaşlar olabileceği kanısına vardım! Modellerin soluk ten rengiyle bütünleşen kumaşın başka hiçbir şeye ihtiyacı yok.

Plise, halter elbiselerde askı kısmında kullanılan az miktarda turuncu bütün koleksiyona yeterli enerjiyi sağlıyor gibi. Kemer olarak kullanılan kablolar ise, kumaşların narinliği ile oldukça başarılı bir uyum sağlamış.




Maison Martin Margiela

İşte sanatın farklı dallarının birleştiği uçuk bir kolekisyon... Yüzlerce saatlik el işçiliğiyle hazırlanan parçalar...

Gaugain tablolarından, ünlü dövme sanatçılarının eserlerini içinde barındırdığı gibi, yüzlerce küçük soda kapağı, anahtar, biblodan oluşan parçaları da bulunduran koleksiyon bir nevi toplayıcılık örneği.

Dikkati tümüyle tasarımlara çekmek amacıyla modellerin kafasına geçirilen, göz kısımları işlemeli başlıklar ise görevini layığıyla yerine getirdiği gibi, asi hatta hafif çılgın temayla da bütünleşmiş.







Valentino

Verdi'nin La Traviata'sının notaları işlenen ilk elbiseden en sona kadar kraliyet için üretilmiş tasarımlarla dolu olan koleksiyonun tasarımcıları operadan esinlerini Carmen'den La Bohéme'e kadar götürmüş.

Hayvan desenleriyle dolu ve oldukça kalın kumaşlar kullanılan tasarımlar vahşilikten çok, köklü bir uygarlığın izlerini taşıyor gibi. Zaman zaman Osmanlı döneminde sultanların giydiği kaftanları anımsatan özellikle kalın ve işlemeli parçalar renkleri ve sanırım Osmanlı'nın aksine aşırı desen, süsten uzaklıklarıyla da ağırbaşlı asaletlerini göz önüne çıkarıyorlar.







Giambattista Valli

Mini eteklerle yakalanan enerjik ve tasarımcının deyimiyle ''spontan'' ruhun üzerine kurulan koleksiyon 3 boyutlu çiçek aplikeleri ve taşlarla süslenmiş.

Kalçalara eklenen hacimli satenlerle zenginleştirilen etekler gençliklerini korurken, sonlara doğru eklenen canlı sarı ve pembeler de temaya uygun bir şekilde eşlik etmiş.

Üç bölümü üç farklı renkte, üstte kurdele, ortada büyük bir peplum, aşağıda uzun bir etekle tamamlanan parça ise en çok dikkat çekenlerden.






Atelier Versace

Grace Jones'un başlıklı görünümünden ilham aldığını söyleyen Donatella Versace, hayalindeki güçlü kadın imajını hayata geçirmeyi başarmış.

Şeffaf tülün üzerine işlenmiş büyük dövme şekilleri en dikkat çeken özellik olurken, koleksiyonun genelinde kendini hissetiren sertliği, neredeyse tüm parçalarda görebileceğimiz vücudu saran geometrik formlarla dolu fragmanlar korumakta.

Şahsen ilgimi çok fazla çekmese de alabildiğine Donatella Versace'ye özgün bir koleksiyon olmuş.






Christian Dior

Hafiflik ve esinti sanırım bu koleksiyonu en iyi tanımlayabilecek sözcükler... Tasarımların bütününe yayılmış ufak delikler ya da pencereler sanki hava içinizden akıp gidecekmiş algısını yaratıyor.

Fisto ve tülün sık kullanılmasıyla kendini ayrı bir yere çeken tasarımlar eski zamanları hatırlatırken geometrik formlarda tümü pencereli tasarımlar gençlikleriyle koleksiyonu dengelemiş.

Tümünde soft olarak adlandırabileceğim koleksiyon beni heyecanlandırmaktan çok sakinleştirdi.

Sonuçta sakinlik de modaya bir bakış açısı sanırım...





Evet, ben yazının başındaki 4. saatime girerken siz de okuyucular olarak buraya kadar geldiyseniz ne mutlu bana. Fark ettim bayağı uzun bir yazı oldu ama içlerinden seçip elemekte çok zorlandım. Neyse uzun zamandır yazmıyordum zaten, bir şekilde telafi etmiş olayım. Umarım gününüze bir parça güzellik eklenmiştir.

Not: Yazıyı yazma sürem boyunca arkadan eşlik eden klasik müzik derlemesini bana hediye eden çok eski sevgilimi de anmadan geçmek istemedim. Kendisine tekrar teşekkürler.

4 yorum:

  1. Haute Couture hakkında verdiğin bilgiler çok güzel olmuş.

    JPG, Maison Martin Margiela ve Valentino'nun koleksiyonlarını oldukça beğendim fakat Versace ve Dior'un başarısızlıkları gözlerimi acıtıyor.

    YanıtlaSil
  2. NE KADAR İLGİ ÇEKİCİ VE GÖRKEMLİ! GÖZÜMÜN ÖNÜNDE YENİ BİR DÜNYANIN KAPISI ARALANDI.

    YanıtlaSil
  3. Her bir markadan sonra 'Aa en çok bunu beğendim.' dedim. Ama en son karar verdiğim Valentino ve Chanel oldu. (Dear God hear me)

    Çok güzel seçimlerle hazırlanmış bir yazı; NYFW için de yazın olursa çok sevinirim gerçekten.

    YanıtlaSil
  4. NE KADAR İLGİ ÇEKİCİ VE GÖRKEMLİ! GÖZÜMÜN ÖNÜNDE YENİ BİR DÜNYANIN KAPISI ARALANDI.

    YanıtlaSil

.