Ekose diz üstü etek, diz altında
çoraplar, beyaz belden oturtmalı gömlek, gevşek bağlanılmış bir kravat, harita
metod defter kollarıyla göğsünün arasında… Tanıdığımız nice erkek arkadaşımızın
ağzının suyu akarak hayallerini süsleyen oldukça bilinen bir fantezi. “Kısacık
etekli, dar elbiseli LİSELİ”… Erkeklerin bıcırık liselilerle ilgili bu zaafı,
hormonlarının şelale olduğu ergenlik döneminde yapmak isteyip, hayalini
kurdukları ama çoğunun bunu gerçekleştirmeye bir pınçık olsun yaklaşamadığı
içlerinde ukde kalmışları tatma arzusundan kaynaklanıyor. Bu yazı bu klişeyi
enine boyuna ele almak, zaten bildiğimiz şeyleri tekrarlamak için değil sevgili
dostlar. Son dönemde gözüme çarpan, kızlardaki kendinden yaşça küçük erkek tercihi…
Arkadaşlarımdan birinin üniversiteye
yeni başlamış bir freshman’le yaşadığı flörtten sonra gündemimize giren bu konu
etrafımdaki kız büyük - erkek küçük ilişkileri dürtüp “nasıl oluyor arkadaşım?”
sorusunu sordurttu bana. İlişkilerin geneli kızın daha korunmaya ihtiyaç
duyduğu baba aşkının tecellisi okulda üst dönem, okulun sonlarında iş güç
sahibi erkekleri çekici bulduğu bir platformda seyrederken, neden okulu bitmek
üzere olan olgun kızların bazıları daha genç erkeklerle ilişki yaşamak
istiyor?
Arkadaşımla buluştuğumuzda
okulların da açılmasıyla Küçükpark’a doluşan formalı gençleri göstererek
sordum:
-İki sene öncesine kadar
buralarda oturduğumuzda dövmeli küpeli Justin Timberlake havalı elemanları
konuşurken şimdi bunları sırıtarak izlememizi neye bağlıyorsun kuzum?
-Bilmem, çok tatlı değiller mi?
Çok da huzurlu. Hani farzı misal ilişkin var diyelim, manipüle etmeye oldukça
açıklar, kendini de çok rahat sevdirirsin. Severse de pislik yapamazmış gibi,
yapmazlar gibi. Daha masum ve naifler.
-Pıtışlıklarına benim de
diyeceğim yok, okuldan gelecekler eve mesela, kapıdan girerken sövmeye
başlayacaklar “ÖF YOA MÖDÖR YORDOMCOSO ÇOK SOLOK YOAA” diye, sen de “çantanı
fırlatma götür odana” diyeceksin ne diyesin. Yaşıtlarımız çok bozdu malum ne
istediklerini bilmeyen filmlerden dizilerden öğrendikleri “bağlanmıyorum ben,
bağlanacağım galiba sana iyisi mi buralardan gideyim de öl sen” modu yok en
azından özlerinde.
-Yani Senjar 19-20 yaşındaki bir
erkek çoluk çocuk gibi görünmediği gibi, -ki farkındasın hormonlu bir nesil
kendileri- bozulmamış çocuksu duygusal bir yanları var, bir erkekte
isteyebileceğin hemen her şey. Yaşayabileceğin yakınlaşmalar onun için nispeten
yeni ve özel. Magnum’dan alınan ilk ısırık gibi. Belki de artık seks ikonu
Timberlake değil de Bieber. İlk zamanlar dalga geçsek de kafamıza girmelerine
engel olamamış olmamız pekala mümkün.
Bu konuşmaların üzerine yaşıtım,
hızlı bir playboy olarak nam salmış, kendisinden yaşça büyük kızlarla ilişkiye
girdiğini bildiğim bir arkadaşımdan da erkek bakış açısını öğrenmek istedim.
-Tatlım büyük hatunlarla ilgili
ne düşünüyorsun?
-Çok da fark yok diğerlerinden,
aynı kompleksler, aynı beğeniler… Sadece etkilendikleri şeyler çocukça değil. Mesela
genç kız saçma kıskanmalardan hoşlanır, trafikte milletle atışmanı kahramanlık
olarak görür. Olgun kadın gereksiz kıskanılmaktan bunalır, trafikteki gereksiz
atarlanmayı geceyi mahvetme potansiyeli olan bir hareket gibi görür. Bu tarz
güzellikleri var. Bir de en önemlisi ilişki ego işi bence. Kolay etkilenmeyen
kadın tecrübeli kadındır, yanında tutmayı başarabildiysen kıymetlidir. Şimdi
tecrübesiz birini elde etmek benden hoşlanmasını sağlamak ne kadar zor olabilir
ki? İki üç hediye, tatlı güzel söz, arabanla da alır bırakırsın hop kız aşık
oldu. Ki bence kendine güvensiz erkekler yaşça küçük kızları tercih eder.
-Kadınlar için bu geçerli değil
mi? Kadının, küçüğe yöneleninde de böyle bir özgüvensizlik yok mudur aynı
mantıkla?
-Bence
kadınlar asi çapkın çocuklardan hoşlanır ama dinlenip huzur bulmak için daha
sakin, kendisine saygı duyan, genellikle istediğini yapan erkekler isterler,
özellikle yorucu ilişkilerden veya birkaç darbeden sonra. Düşünsene Senjar,
ilişkiden çıkmışsın, sevgilin seni aldatmış, ilişkilere tövbe etmişsin, bütün
erkeklerin aynı olduğunu düşünüyorsun. Sonra karşına düşünceli, masum, senden
beklentisi olmayan ya da olmadığını düşündüğün, gel diyince gelen biri geliyor.
Erkekler de böyle bence aynı şekilde uzun yıllar çapkınlık yaptıktan sonra
genelde genç masum kızlarla evlenmezler mi? Bkz. Teoman. İnsan bir yerden sonra
macera aramıyor, huzur istiyor.
Huzur
konusunda haklı. İlişkiler eskisi gibi değil artık, hızlı yaşanıyor çabuk
tükeniyor. Yenisi geliyor o da tükeniyor. Giderken her biri senden bir parça
götürüyor ve sonunda yorgun, battaniye altında kitap okumayı insanlarla
buluşmaya tercih eden bir insan halini alıyorsun. Book May Kill yardımına
yetişiyor ve küçük bir dünyada yalnızlaşıyorsun. Sakin bir ilişki isteği de
bizi daha güvenli, güvenilir olana yöneltiyor haliyle. Yine de siz de kendi
payınıza düşeni çıkarın diye olduğu gibi aktarayım dedim konuşmaları. Renkli
rüyalar otelinde her gece apayrı bir renge bürünen Teoman ne kadar bizim için
örnek emin olmasam da zamanında 8 yaş küçük Yağmur Atacan’ı parselleyip mutlu
bir yuva kuran Pınar‘ı aklımızın bir köşesinde tutalım bence. Sonuçta aradığımız şey mutluluk
hepimizin, denenmiş ve başarıya ulaşmış formülleri es geçmemeliyiz. Hem belki
de kim bilir, seneler sonra MILF sadece pornografik ögeler çağrıştırmayacak
zihnimizde…
İçinizdeki
çocukla, çocuksu ve masum kalmanız dileğiyle.
Xoxo
Senjar
Liseli çocuklar sevilmeyecek gibi değil özellikle fotoğraftakiler.
YanıtlaSilTürkiye'deki yakışıklı liseliler...
YanıtlaSilYa çok eğlenceli olmuş! Çok güzel olmuş! ''Bağlanacağım galiba sana, iyisi mi buradan gideyim de öl sen'' bir neslin dramının özeti resmen. En güzeli olmuş. Üst dönem çocuk klişesinin de bitişini görürüz umarım.
YanıtlaSilSağol yavruceylan. Üst dönem çocuklar artık çok banal. İlişkilerin modasını takiplemek lazım. Ayrıca çirkinler. Saygılarımı sunuyorum :*
SilYeni nesil liselilerin çağımız erişkinlerinden pek farkı olmadığını düşünüyorum aslında ; sigara içmek gibi adam gibi adam olamamanın da yaşı düşüyor. Bizden sonraki nesil kadınlarının üniversitedeyken liselilere değil de daha küçüklerde potansiyel görme riski de artıyor bana kalırsa. Yazının geleceğini burada gördüm okurken bir an. Ama Senjar'ım çok doğru noktaya parmak basmış. Tebriklerimi sunuyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler Günseli. Yarın bi gün kart karının biri kardeşimizi parsellerse bu yazının bedelini güzel bi şekilde ödemiş olurum. Tanrı biladerimizi kuzenlerimizi bizim gibilerden korusun. Öpüyorum.
SilMilf ödipali tekrar yaşamak gibi bence. Her erkek hayatta bir kez yaşıyor zaten ikincisi hele ergenliğinin sonlarında onu çok çeşitli etkileyecektir erkek açısından bakarsak. Bu sefer figür kadının yarattığı olacağı için de adam egoyu yenerse harikulade eş olur. Pınar yağmur örneği gibi (Söz konusu durum gözü açık kadınlarımız erkek yaşça büyük ilişkilerinde de geçerli elbet)
YanıtlaSilBu yazıyı her okuduğumda duygulanıyorum, bu sefer yorum da yapayım dedim.. Oldukça geçerli bir yazı olmuş eline sağlık..
YanıtlaSilteşekkürler, en duygu yüklü yazımı seçecek olsam bunu seçmezdim. ama seni duygulandırıyorsa ne ala. umarım iyi de hissettiriyordur. öptüm .*
Sil