6 Ekim 2013

Cher - Closer To The Truth

11 yıl aradan sonra Cher karşımızda.

Evet yanlış okumuyorsunuz. Müzik dünyasının gelmiş geçmiş en ikonik kadın şarkıcılarından Cher, 26. stüdyo albümü olan Closer To The Truth’u yayınladı.

Lafı fazla uzatmadan şarkılara geçmek istiyorum fakat sizden tek istediğim, Cher hakkında bildiğiniz her şeyi unutmanız ve şarkıları öyle dinlemeniz. Çünkü Cher, bize içinde hem pop/disco tarzına ait hem de insanın canını acıtacak kadar ağır şarkılar ile çok güzel bir albüm hazırlamış.

Şarkılardan geçmeden önce küçük bir not: Closer To The Truth albümü, Cher'in Amerika listelerinde ilk haftada en çok satan albümü olmayı da başardı. Closer To The Truth, Billboard 200 listesine 3 numaradan girerek 1998 yılındaki Believe ve 2003 yılındaki The Very Best of Cher albümlerinin 4 numaradan yaptıkları girişi tarihe gömdü.

Cher albümü şöyle özetliyor: Albümün ilk kısmı ile eğlenip dans ettikten sonra eve gelip tek başınıza ikinci kısmını dinleyeceksiniz.

Albümden yayınlanan ilk tekli Woman’s World, aynı zamanda albümün açılış şarkısı özelliği de taşıyor. Son derece enerjik ve güçlü bir dans şarkısı. Özellikle şarkının başlangıcında, dikkat çekici ritimlerle bezenmiş müziğin giderek zenginleşmesinin ardından sözlerin başlaması son derece güzel düşünülmüş ve uygulanmış. Şarkının sözleri basit, tek düze ve tahmin edilebilir olsa da, güçlü bir ritim ile duyduğumuz “tell the truth” cümlesi fazlasıyla yakalayıcı. Şarkı, tekli olması bakımından albüm hakkında süper olmasa da iyi bir özet niteliğinde. Şarkının klibine gelecek olursak, yorumu size bırakıyorum.


  
Albümün ikinci şarkısı, gözlemlerime göre albümün en çok sevilen şarkısı olan Take It Like A Man. Şarkıyı henüz dinlemediyseniz, hemen tıklayın derim.  Sizin de bildiğiniz üzere, Cher’in birkaç şarkısı dışında dünyayı kasıp kavuran hiti pek yok. İşte bu şarkı da “Cher hiti” diyebileceğimiz bir kategoride. “Peki, şarkıyı hit yapan unsurlar neler?“ diye soracak olursanız; Cher’in güçlü vokali, şarkı boyunca devam eden güçlü, dans ettiren müziğin, şarkının sonuna doğru daha da yükselmesi ve son olarak şarkının kendinizle bağdaştırabileceğiniz sözleri. Bu arada, hazır linke tıklamışken biraz da dans edin derim.

Not: Umarım dans ederken şarkıdaki Jake Shears vokalini kaçırmamışsınızdır.

Sırada benim albümden en çok sevdiğim 3 şarkıdan biri olan Dressed To Kill. Şarkıyı sevmemdeki temel etken, şarkının çok başarılı bir cover olması. The Ordinary Boys grubunun dağılması ile kariyerine tek başına devam eden Preston’ın 2009 yılında yayınladığı şarkısını mükemmel coverlayan Cher’e, güzel olan bir şarkıyı daha da güzelleştirdiği için teşekkür ediyorum. Cher’in bu şarkıyı seçme sebebinin de, hem şarkının adının son derece vurucu olması hem de Cher’in fazlasıyla hitap ettiği geylerin şarkıyı anında kapacağı düşüncesi olduğu kanısındayım. Albüm yayınlandıktan sonra Cher’in Dressed To Kill adını verdiği turnesini açıklamasından sonra bu tezim daha da güçlendi. Konserlerde Dressed To Kill şarkısını Half Breed ve Dark Lady ile birlikte görmek için sabırsızlanıyorum.



Albümde öne çıkan ve benim de listemde 1 numaraya oturan Lovers Forever şarkısının oldukça ilginç bir hikayesi var. Şarkı aslında, başrollerini Brad Pitt ve Tom Cruise’un oynadığı 1994 yapımı Interview With A Vampire filmi için yapılmış. 19 yıl aradan sonra şarkıyı su üstüne çıkaran Cher’i tebrik etmek lazım çünkü şarkı tek kelime ile mükemmel. İtalyan disko ritimleri eşliğinde durmaksızın çalan davullar, insanı dans etmeye zorunlu kılıyor. Şarkının nakaratındaki vokal ve müzik, benim son zamanlarda duyduğum en güzel birleşimlerin başında geliyor. Sözler ise; “Surrender to me now / And wel’ll be lovers for all time / Ageless and sublime / We’ll be lovers forever”   

Albüme adını veren “closer to the truth” sözlerine sahip, albümdeki iki numaralı favorim I Walk Alone.  Şarkı ile ilgili dikkat çekici ilk nokta, şarkının sözlerini yazan isimlerden birinin Pink olması. Aslında sözleri dinleyince insan şüphelenmiyor değil. Şarkının konusu; adından da anlaşıldığı üzere, dünyadaki her şeye rağmen, ayakta kalıp, özgürce, bağımsız yaşamaya devam etmek. Sözlerden ayrılıp müziğe baktığımızda ise, banjo ile karşılaşıyoruz. Şarkı, bir yandan banjo ile bambaşka bir havaya bürünürken, bir yandan da alkış sesleri ile bir anda dans pistinin en çok aranan şarkılarından birisi olup çıkıyor.

Not: Biliyorum yine dans etmeden duramadınız ve nakaratta Pink’in sesini duyamadınız. Hadi, bir daha dinleyin.



Sırada Cher’in tanımıyla albümün ikinci kısmı var. Yani, alkolün de etkisiyle dans pistinde gereğinde fazla terledikten sonra eve döndüğümüzde dinlediğimiz şarkılara. Albümde bu tarzda öne çıkan şarkılardan Sirens, New York’lu sanatçı Nell Byrden’a ait. Şarkı, “I will always be the one / To carry you home” gibi cümlelerle az önce bahsettiğim duyguyu tamamlayan sözleri ve Cher’in I’ll Never Stop Loving You şarkısındaki vokallerini aratmayacak yorumu ile insanı zayıf noktasından yakalıyor. Gözlerinizi kapatın ve dinleyin.

Sirens şarkısının etkisinden henüz çıkamamışken, I Hope You Find It şarkısı ile Cher tokadı basıveriyor. Daha önce Miley Cyrus’un The Last Song filminin soundtrack albümünde söylediği I Hope You Find It, bana kalırsa albümün en özel şarkısı olmuş. Hatta, Cher’in en başarılı ve en özel slow şarkıları arasında ilk 3’e giren bir şarkı. Sözler çok masum ve güçlüyken, müzik de bir o kadar çarpıcı. Özellikle son nakarattan önceki müziğin yükselişinin ardından ani düşüş ve sadece Cher’in sesini duyduğumuz bölüm, şarkının can alıcı noktası. Şarkı daha da güzelleşemez derken, araya giren yaylılar ile büyülenmemek elde değil. Fakat, tüm bu güzellikler bir yana, Cher’in vokali bir yana. Yıllardır neredeyse her konu ve her duygu hakkında şarkı söyleyen Cher, bu şarkıyı öyle bir duyguyla söylemiş ki, tüylerin diken diken olamaması söz konusu değil. Albümden çıkan ikinci tekli olan I Hope You Find It’i dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

 


Albümün kapanış şarkısı Lie To Me’de yine Pink sahneye çıkıyor. Şarkının sözleri arasında “I’m gonna hold my ears so I can’t hear us fall apart” cümlesini, şarkının sözlerini dinlerken kullanabilirsiniz. Sözler o kadar güzel yazılmış ki her kelime, sahne olarak gözünüzün önünde beliriveriyor. Tabii ki Cher’in büyülü sesini yine es geçmiyorum. Görüldüğü üzere şarkıyı anlatamadım bile. Kısacası, 3 dakika 19 saniyelik şarkıyı sanki 1 dakikaymış gibi hissediyorsunuz.

Albümde geriye kaldı üç şarkı: My Love, Red ve Favorite Scars. Bu şarkılar ile henüz buluşabilmiş değilim. My Love şarkısında vokaller son derece güçlü fakat ben henüz hızlı tempolu bir aşk şarkısına pek alışabilmiş değilim. Red şarkısı ise yine yüksek tempolu bir şarkı. Şarkıyı başka birisi söylese belki daha çok dikkat çekebilirdi. (Lady Gaga – The Fame albümünde olabilecek bir şarkı) Fakat şarkının nakaratı inanılmaz güçlü ve dans ettirici. Son olarak ise, benim albümde sevmediğim tek şarkı olan Favorite Scars şarkısı karşımızda. Orta tempoda başlayıp monoton devam eden şarkı, albümde yok olup gitmeye mahkum. Fakat “Her malın bir alıcısı lafı vardır.” cümlesi boşuna söylenmemiştir diyerek bir şans verebilirsiniz.

Albüm hakkında söyleyeceğim son sözler ise tahmin ettiğiniz üzere olacak. Cher 11 yıllık aradan sonra gerçekten çok güzel bir albüm ile adeta küllerinden yeniden doğdu. Peki, günümüz yıldızlarını elinin tersi ile silkeledi desem abartmış olur muyum? Söz sizde. 


Kaan Kızılırmak

6 yorum:

  1. Gerçekten çok güzel şarkılar ile döndü Cher.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir albüm, çok iyi tanıtan bir yazı...

    YanıtlaSil
  3. Sarışın Cher bi garip

    YanıtlaSil
  4. Yazını çok beğendim. Albüm bir harika! Göz yapımı Cher'in göz yapısına benzettiğinde hissettiği mutluluğu hatırlarsın sanırım. :)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş, albüm de en kısa zamanda dinlenmeli.

    YanıtlaSil
  6. Güzel bir inceleme olmuş. Albümü ben de çok sevdim. Son yıllarda çıkan en iyi albümlerden biri olduğunu düşünüyorum. 11 yıl çok uzun bir ara ama beklemeye değmiş gerçekten. Umarım bir sonraki albümü bu kadar geç gelmez. (Yaşı da aldı başını gidiyor, gecikmesin mümküse.)

    YanıtlaSil

.