Savunma
Bazen fikirleri savunmak çok
yorucu oluyor. Ben de şu aralar yorgun, genel olarak tembel bir kimseyim. Bu
yüzden; içinizde cadılar bayramının kutlanmasına karşı olanlar varsa diye
yapacağım peşin savunmamın, eski bir yazımdan alıntı olmasını mazur görmenizi
talep ediyorum.
...
Misal Yunus Günçe...
31 kasım tarihli bir tweetinde
şöyle diyor:
“Ne zaman 23 Nisan Amerika'da
coşkuyla kutlanır, ben de o zaman çekerim "sürtük hemşire" kostümünü,
kutlarım ‘cadılar bayramı’nı.”
Bre Yunus. Biliyor musun ben seni
nereden tanırım? Club müziklerine çektiğin sözde ayarlarla verdiğin
"party" lerden. Sebep? New York'ta bağlama çalınıyor, sokaklarında
horon mu tepiliyordu o yıllarda??
Fukara edebiyatına girmek benim
işim değil, dürüst olmak gerekirse haddim de değil. Ama şu da ek not: hayatım
boyunca yurt dışına çıkmadım. Belki de hiç çıkmam. Ama ben de tv
izleyebiliyorum. Evlerimize girdi çok şükür. e2 falan var içinde. Garip cihaz.
Martha Stewart var misal...
Merak ederim öyle ben sabah
kahvaltısında kahve nasıl olur. Denerim. Acı gelir yüzüm buruşursa içmem ama,
çaya dönerim. Sonra bir gün bir yerde duyar sütlü çayı denerim, ha bak o hoşuma
gider, arada içerim.
Yılbaşında arkadaşıma hediye almak
için, Mr. and Mrs. Simith'in kurban kesmesini de bekleyemem.
Size kalsa baklava yiyeyim misal,
waffle da yemeyeyim. Lahmacuna abanıp, hambugere el sürmeyeyim. Dünyanın ucuz
zevkleri bile parası, şöyle taşaklı bir babası olanın olsun.
Yok öyle ama. Sütüm de çayım da
varsa ben o sütü çaya katarım. Varsın siz "Ay ama o bilmem ne çayı, bilmem
ne sütü olacak. Kurutulmuş kedi götü de koymamış. haha ezik" deyin.
"Doğu karadeniz çayına UHT süt katmış!"
Bırakın hem yılbaşını da
kutlayayım özenip, cadılar bayramını da. Kimine her gün bayram, kimine
mandalina soymaya vesile...
...
Yazı zamanında bir başka yazıya
cevap niteliğinde yazıldığından belki bire bir yerini bulmadı. Ama sanıyorum ki
benim görüşlerim anlaşıldı.
Pek tabi muhalif kimseler
sorabilir bu konuda neden ısrarcı olduğumu. Ama benim için bu tutum cadılar
bayramına özel değil. Ben yakın arkadaşlarımın doğum günlerinden yılbaşına,
babalar gününden Dünya Süt Günü'ne, 10 Kasım'dan pazar kahvaltısına kadar geniş
bir etkinlik skalası içinde, günler, haftalar hatta bazen aylar öncesinden plan
yapmayı seven, tam bir konsept ve organizasyon aşığıyım. Kendi bayramlarımıza
da bayılıyorum. (Tamam, belki Kurban' a pek bayılmıyorum.) Yani bayramların
reisi ben olduğumda, kızlarımın beyaz, dantelli çorapları, kırmızı rugan
ayakkabıları; oğullarımın küçük adam kravatları giymeyeceğini, kocamın büyük aile
toplantılarını ekebileceğini, evime gelen misafirin tatlı yemeden
kaçabileceğini sanıyorsanız, beni tanımıyorsunuz demektir.
Bakın mesela bugün de Cumhuriyet
Bayramı. Kutlu olsun. Canım cumhuriyet.. En sevdiğim. Hadi kutlayalım derseniz
valla kutlayalım. Benim küçüklüğümde balolar olurdu. (M.B.O 1963 - ) Cumhuriyet baloları... Ailece giderdik,
babam bi defasında rakıyı fazla kaçırıp...... Ay neyse... Yerini söyleyin,
hemen geleyim işte.
Fikir
Ya tabi siz bilmiyorsunuz ama ben
okulu uzattım. O yüzden bütün kızlarım staja başlarken, ben evde yatıştayım.
Herkes çılgınlar gibi ödev, sunum hazırlarken; hava karanlıkken uyanıp hastane
yolu tutarken bu yatış keyifli olabiliyor. Ama sonra başlıyor aralar açılmaya.
Oturunca sürekli anlamadığım şeylere gülüyorlar, sürekli bi işleri var, artık
ortak derslerimizi kırarken bile bana haber vermediklerini fark edince
deeeee.... Eh, bir şey yapmam lazımdı. Kızlarımı elimde tutmak zorundayım.
Onlar benim bebeklerim.
Durum böyleyken ben de düşündüm,
taşındım. Bu tatlı cadıları bir araya toplamak için cadılar bayramı harika bir
vesile gibi geldi. Zaten 31 Ekim'de hiçbir partiye katılmayı düşünmüyordum (hem
ertesi sabah dersim var hem de İzmir partileri biraz sıkıcı.. Biraz, nasıl
desem.. ÖLÜ??). Ben de 1 Kasım Cuma gecesi doldurayım kızları evime diye planladım.
Şu hayatta en sevdiğim şey parti yapmak, en nefret ettiğim şeyse evimden dışarı
çıkmak... O zaman YAŞASIN EV PARTİSİ!!!
Parti
Cadılar bayramı deyince hiç
kuşkusuz akla düşen ilk şey kostüm. Ama mevzu kendi evinizde parti vermek
olunca bir haberim var: EVİNİZE DE KOSTÜM LAZIM... Ben de kendimi derhal
Google'a verdim. Başladım “halloween”, “halloween ideas” falan aratmaya. Ve
süslemeler konusunda güzel fikirler aldım. Tabi bu noktada güzel olmaları kadar
“ucuz” olmaları da önemliydi..
Evden çıkıp Ofis-Ser 'in yolunu
tuttum. Burası pek çok kırtasiye, resim ve baskı ihtiyacımı giderdiğim, iki
katlı, oldukça büyük ve bol çeşitli bir yer. Ama yolumun üzerinde bilin bakalım
ne vardı? Özkanlar Migros!! Yılbaşından önce birer liraya aldığım nefis
mumları, süslemeleri, bibloları düşünerek heyecanlandım. Ekstra puanlar toplama
ümidiyle, fazla ve ucuz mal göz çıkarmaz diyerek direksiyonu kırdım. Ama
anlaşılan hazırlıklara Migros'tan erken başlamıştım. Buraya kadar gelmişken bari
dergi alayım diye reyona girmemle, hayal kırıklığım yatıştı. O gün beni turuncu
papyonlu yeşil kanguruya çeken gücü buldum:
Yalvarırım gülmeyin çünkü buradaki önemli detay şu:
Tabi hiç kaçırmadan sepete
ekledim. Eve gelir gelmez de bir duvarımı müthiş duvar çıkartmalarımla
kapladım. İşte şöyle:
Duvarın dibine şarap şişelerine
sıkıştırılmış, uzun, beyaz mumlar dizmeyi planlıyorum. Mumlar biraz eridiğinde
çok hoş bir görüntü oluyor.
Cadılar bayramının benim için
yıldızı şu 1 liralık minik sim kutuları oldu. Prittleyebildiğim her şeyi pırıl
pırıl simlerle kaplamama vesile oldu. Diyebilirsiniz ki kendinden simli, sıvı
yapıştırıcılar var. Ama inanın onlar hem kurumak bilmeyip her yere bulaşarak
başınıza bela oluyor, hem de parlaklıkları bu kadar yoğun olmuyor. Tek
unutmamanız gereken bu uygulamayı gazete üzerinde yapmak. Böylece
prittlediğiniz yüzeye bol bol döktüğünüz simin fazlasını yeniden kutusuna, yani
ait olduğu yere gönderebileceksiniz.
İşte bunlar benim uzaylılarım.
Aslında üç tanelerdi fakat biri patladı
Bunları koltuklarımın arka tarafından fırlamış kafalar gibi bantlamak
istiyorum. Belki sayılarını da arttırırım, şimdilik emin değilim. Koltuk demişken
de.. Salonumdaki koltukları büyük, siyah çöp poşetlerini yer yer yırtarak
dekore etmeyi planlıyorum. Bazı fikirlerimin resimlerini hemen paylaşamam
maalesef mümkün olmuyor ama olmazsa bir
sonraki yazıya bir tekrar linki veririm, geceden fotoğraflar içerir.
Bunlar da davetiyelerim. Herkesin
saklayacağı küçük bir anı olsun istedim.
Eh tabi kendim için de bir anı
düşünüyorum. Şu sevimli kanatlı pisiciği arkadaşlarıma imzalattırdıktan sonra
çerçeveleteceğim.
Ahh, bu da Armando Dippet. Dumbledore'un selefi ve bendenizin ilk toz
pastel boya portre çalışması. (bu resim artmaykill isimli Instagram hesabımda
da mevcut. Sahi beni neden takip etmiyorsunuz? Üstelik de ben #artmaykill etiketiyle gönderdiğiniz
fotoğraflara hikayeler yazmaya çalışırken ve bazen de başarırken??) Şu yaldızlı bantlarla etrafına çerçeve çekip
bunu da salona asacağım. Bu arada toz pastel boya demişken. Cadılar bayramı
kostümünüzü tamamlayacak bir öneri... Saç tebeşiri denen şey aslında toz pastel
boya. Tek yapmanız gereken saçınızın boyamak istediğiniz kısmını ıslatmak ve
istediğiniz renk boyayla boyayıp kurutmak. Hem çok eğlenceli, hem hoş sonuç
veriyor hem de kurtulmak için tek yapmanız gereken yıkamak. Şahsen ben günlük
hayatta da kullanıyorum. Yine ofis-ser de tekli olarak satılıyorlar. (UYARI:
Güzelce kurutmazsanız inceden inceden sizi ve giysilerinizi boyayabilir.)
İşte bunlar da minik
balkabaklarım. Bunlar için tek ihtiyaç içlerine doldurmalık (ya da rulo olarak
koymak için) tuvalet kağıdı ve renkli krapon kağıtları. Bu şirin gözler de
kocaman bir paket olarak satılıyor ve yine 1 lira.
Veee en sevdiğim kısım. Bunlar
yarasalarım. Avizemden aşağı, tam da yemek servisi yapacağım sehpanın üzerine
süzülüyorlar. Bayılıyorum. (Fotoğrafta yoklar ama pembe yarasanın etrafına daha
küçük siyah yarasalar da astım.)
Gerisini biliyorsunuz işte. Ne
kadar çok mum, ne kadar çok sim, o kadar iyi.
Şimdi gelelim yemek servisine.
Açıkçası servis işinde olabildiğince kolaya kaçacağım. Ana yemek niyetine
dayayacağım makarnayı. Zaten Figlet kod adlı bir misafirim var başka bir şey
yemiyor. Bir de Nesquik yiyor ama öyle ikram = olmaz olsun. Neyse efendime
söyleyim haşlanmış makarnayı birkaç hazır sos çeşidiyle önlerine dayadım mıydı,
kola şişelerimi de şöyle süsledim miydi...
Fazla alkollü bir gece de
olmayacak, alkol misafirlerin kendi sorumluluğunda, ben basit, “alkolsüz bir
punch” hazırlamakla yetineceğim. Ananas
suyu (bir tek SEK'i biliyorum) ve yeşil renk için belki biraz şu toz kivi
çaylarından. Belki biraz vanilya falan... İnanın şimdi bilemiyorum ama amaç
şöyle bir görüntü yakalamak.
Ve tabi ki bulaşıktan nefret eden
ben plastik bardak, tabak ve çatalın ne büyük hayranı olduğumu gözler önüne
sereceğim.
Sıra geliyor cupcakelere. Ben tabi ki hazır olarak aldığım kekleri
süsleyeceğim. Aklımda eti brownie var... Biraz kremşanti, biraz da glazürün
çözemeyeceği sorun olduğuna inanmıyorum. Ve bence bunları yapmak partinin
kendisinden daha eğlenceli olacak
İnternette daha milyonlarcası
var. ister ilham alın, ister hayal gücünüzü zorlayın...
Biz tatlı sonrasında partinin
pijamalı ayağına geçeceğiz. Kendim de dahil tam yedi kızı salonumda yer
yataklarında yatıracağım. Patlamış mısırlarımızı alıp süper bi korku filmi
izleyeceğiz. Altımıza sıçacağız. Doğrusu bu konuda çok heyecanlı ve gerginim.
Çünkü gerçekten çok korkarım. (Fakat Life May Kill yazarımız Senjar söz verdi.
Çok korkarsam bi hafta bende kalacak ki bu da aynı odada yatmanın anlam
ve önemini arttıracak tabi. Ayrıca cadılar bayramının vazgeçilmezi olan
şekerleri de unutmuş değilim.
İşte böyle arkadaşlar. Benim
evimin ışıklandırması zaten mavi, mor ve kırmızı temalı. Biraz da buna
güveniyorum. Siz de basit bir ampul değişimiyle bu atmosferi
yakalayabilirsiniz. Hem belli mi olur, belki bu renkli ışıklar yatak odanıza da
lazım olur...
Hiçbir şeyin eğlenmenize engel
olmasına izin vermeyin. Güzel keşif ve önerilerinizi paylaşmanızdan mutluluk
duyarım, hoşçakalın.
Not: Blogumuz, Hürriyet Bumerang Ödüllerinde "En Tarz Blog" dalında aday. Eğer bize destek vermek istersen, buraya tıklayıp hiçbir ücret ödemeden oy verebilirsin. Şimdiden teşekkürler.
Not: Blogumuz, Hürriyet Bumerang Ödüllerinde "En Tarz Blog" dalında aday. Eğer bize destek vermek istersen, buraya tıklayıp hiçbir ücret ödemeden oy verebilirsin. Şimdiden teşekkürler.
M.B.O.
Ne kadar uğraşmışsın harikasın ya! Tek kelimeyle BAYILDIM! Halloween ev partisini kesinlikle yapılacaklar listeme ekliyorum ve en büyük ilham kaynağım da sen olacaksın :D Uzaylılar, yarasalar ve balkabaklarına aşık oldum işte yaratıcılığın sınırlarını zorlamak budur tekrar söylüyorum süpersin :D
YanıtlaSilÇOK TEŞEKKÜR EDERİM :) EV PARTİNİN FOTOĞRAFLARINI GÖNDERMEZSEN ÖLÜMÜ GÖR AMA. ÖLÜMÜ GÖR BAK, DUYDUN MU!
YanıtlaSilYa canım benim yaş 16 onu napçaz :D 2 yıl sonra değil cadılar bayramı her hafta ayrı parti çıkar benden dont worry :D belki bi partide karşılaşırız :D
SilNE KADAR HARİKA VE AYNI ZAMANDA BERBAT BİR YAŞ :) ÖYLEYSE EĞER HAYATTA KALMAYI BAŞARIRSAN DİYE (Kİ 16 KRİTİK BİR NOKTA :) ), BEKLEYECEĞİM...
YanıtlaSil