29 Ekim 2013

Cadılar Bayramı: Bir Savunma – Bir Fikir – Bir Parti


Savunma

Bazen fikirleri savunmak çok yorucu oluyor. Ben de şu aralar yorgun, genel olarak tembel bir kimseyim. Bu yüzden; içinizde cadılar bayramının kutlanmasına karşı olanlar varsa diye yapacağım peşin savunmamın, eski bir yazımdan alıntı olmasını mazur görmenizi talep ediyorum.

...
Misal Yunus Günçe...

31 kasım tarihli bir tweetinde şöyle diyor:

“Ne zaman 23 Nisan Amerika'da coşkuyla kutlanır, ben de o zaman çekerim "sürtük hemşire" kostümünü, kutlarım ‘cadılar bayramı’nı.”

Bre Yunus. Biliyor musun ben seni nereden tanırım? Club müziklerine çektiğin sözde ayarlarla verdiğin "party" lerden. Sebep? New York'ta bağlama çalınıyor, sokaklarında horon mu tepiliyordu o yıllarda??

Fukara edebiyatına girmek benim işim değil, dürüst olmak gerekirse haddim de değil. Ama şu da ek not: hayatım boyunca yurt dışına çıkmadım. Belki de hiç çıkmam. Ama ben de tv izleyebiliyorum. Evlerimize girdi çok şükür. e2 falan var içinde. Garip cihaz. Martha Stewart var misal...

Merak ederim öyle ben sabah kahvaltısında kahve nasıl olur. Denerim. Acı gelir yüzüm buruşursa içmem ama, çaya dönerim. Sonra bir gün bir yerde duyar sütlü çayı denerim, ha bak o hoşuma gider, arada içerim.
Yılbaşında arkadaşıma hediye almak için, Mr. and Mrs. Simith'in kurban kesmesini de bekleyemem.

Size kalsa baklava yiyeyim misal, waffle da yemeyeyim. Lahmacuna abanıp, hambugere el sürmeyeyim. Dünyanın ucuz zevkleri bile parası, şöyle taşaklı bir babası olanın olsun.

Yok öyle ama. Sütüm de çayım da varsa ben o sütü çaya katarım. Varsın siz "Ay ama o bilmem ne çayı, bilmem ne sütü olacak. Kurutulmuş kedi götü de koymamış. haha ezik" deyin. "Doğu karadeniz çayına UHT süt katmış!"

Bırakın hem yılbaşını da kutlayayım özenip, cadılar bayramını da. Kimine her gün bayram, kimine mandalina soymaya vesile... 
...

Yazı zamanında bir başka yazıya cevap niteliğinde yazıldığından belki bire bir yerini bulmadı. Ama sanıyorum ki benim görüşlerim anlaşıldı.

Pek tabi muhalif kimseler sorabilir bu konuda neden ısrarcı olduğumu. Ama benim için bu tutum cadılar bayramına özel değil. Ben yakın arkadaşlarımın doğum günlerinden yılbaşına, babalar gününden Dünya Süt Günü'ne, 10 Kasım'dan pazar kahvaltısına kadar geniş bir etkinlik skalası içinde, günler, haftalar hatta bazen aylar öncesinden plan yapmayı seven, tam bir konsept ve organizasyon aşığıyım. Kendi bayramlarımıza da bayılıyorum. (Tamam, belki Kurban' a pek bayılmıyorum.) Yani bayramların reisi ben olduğumda, kızlarımın beyaz, dantelli çorapları, kırmızı rugan ayakkabıları; oğullarımın küçük adam kravatları giymeyeceğini, kocamın büyük aile toplantılarını ekebileceğini, evime gelen misafirin tatlı yemeden kaçabileceğini sanıyorsanız, beni tanımıyorsunuz demektir.  

Bakın mesela bugün de Cumhuriyet Bayramı. Kutlu olsun. Canım cumhuriyet.. En sevdiğim. Hadi kutlayalım derseniz valla kutlayalım. Benim küçüklüğümde balolar olurdu. (M.B.O 1963 -      ) Cumhuriyet baloları... Ailece giderdik, babam bi defasında rakıyı fazla kaçırıp...... Ay neyse... Yerini söyleyin, hemen geleyim işte.

Fikir

Ya tabi siz bilmiyorsunuz ama ben okulu uzattım. O yüzden bütün kızlarım staja başlarken, ben evde yatıştayım. Herkes çılgınlar gibi ödev, sunum hazırlarken; hava karanlıkken uyanıp hastane yolu tutarken bu yatış keyifli olabiliyor. Ama sonra başlıyor aralar açılmaya. Oturunca sürekli anlamadığım şeylere gülüyorlar, sürekli bi işleri var, artık ortak derslerimizi kırarken bile bana haber vermediklerini fark edince deeeee.... Eh, bir şey yapmam lazımdı. Kızlarımı elimde tutmak zorundayım. Onlar benim bebeklerim.

Durum böyleyken ben de düşündüm, taşındım. Bu tatlı cadıları bir araya toplamak için cadılar bayramı harika bir vesile gibi geldi. Zaten 31 Ekim'de hiçbir partiye katılmayı düşünmüyordum (hem ertesi sabah dersim var hem de İzmir partileri biraz sıkıcı.. Biraz, nasıl desem.. ÖLÜ??). Ben de 1 Kasım Cuma gecesi doldurayım kızları evime diye planladım. Şu hayatta en sevdiğim şey parti yapmak, en nefret ettiğim şeyse evimden dışarı çıkmak... O zaman YAŞASIN EV PARTİSİ!!!

Parti

Cadılar bayramı deyince hiç kuşkusuz akla düşen ilk şey kostüm. Ama mevzu kendi evinizde parti vermek olunca bir haberim var: EVİNİZE DE KOSTÜM LAZIM... Ben de kendimi derhal Google'a verdim. Başladım “halloween”, “halloween ideas” falan aratmaya. Ve süslemeler konusunda güzel fikirler aldım. Tabi bu noktada güzel olmaları kadar “ucuz” olmaları da önemliydi..

Evden çıkıp Ofis-Ser 'in yolunu tuttum. Burası pek çok kırtasiye, resim ve baskı ihtiyacımı giderdiğim, iki katlı, oldukça büyük ve bol çeşitli bir yer. Ama yolumun üzerinde bilin bakalım ne vardı? Özkanlar Migros!! Yılbaşından önce birer liraya aldığım nefis mumları, süslemeleri, bibloları düşünerek heyecanlandım. Ekstra puanlar toplama ümidiyle, fazla ve ucuz mal göz çıkarmaz diyerek direksiyonu kırdım. Ama anlaşılan hazırlıklara Migros'tan erken başlamıştım. Buraya kadar gelmişken bari dergi alayım diye reyona girmemle, hayal kırıklığım yatıştı. O gün beni turuncu papyonlu yeşil kanguruya çeken gücü buldum:


Yalvarırım gülmeyin çünkü buradaki önemli detay şu:


Tabi hiç kaçırmadan sepete ekledim. Eve gelir gelmez de bir duvarımı müthiş duvar çıkartmalarımla kapladım. İşte şöyle:


Duvarın dibine şarap şişelerine sıkıştırılmış, uzun, beyaz mumlar dizmeyi planlıyorum. Mumlar biraz eridiğinde çok hoş bir görüntü oluyor.

Cadılar bayramının benim için yıldızı şu 1 liralık minik sim kutuları oldu. Prittleyebildiğim her şeyi pırıl pırıl simlerle kaplamama vesile oldu. Diyebilirsiniz ki kendinden simli, sıvı yapıştırıcılar var. Ama inanın onlar hem kurumak bilmeyip her yere bulaşarak başınıza bela oluyor, hem de parlaklıkları bu kadar yoğun olmuyor. Tek unutmamanız gereken bu uygulamayı gazete üzerinde yapmak. Böylece prittlediğiniz yüzeye bol bol döktüğünüz simin fazlasını yeniden kutusuna, yani ait olduğu yere gönderebileceksiniz.


İşte bunlar benim uzaylılarım. Aslında üç tanelerdi fakat biri patladı  Bunları koltuklarımın arka tarafından fırlamış kafalar gibi bantlamak istiyorum. Belki sayılarını da arttırırım, şimdilik emin değilim. Koltuk demişken de.. Salonumdaki koltukları büyük, siyah çöp poşetlerini yer yer yırtarak dekore etmeyi planlıyorum. Bazı fikirlerimin resimlerini hemen paylaşamam maalesef mümkün olmuyor ama olmazsa  bir sonraki yazıya bir tekrar linki veririm, geceden fotoğraflar içerir.


                                                                               
Bunlar da davetiyelerim. Herkesin saklayacağı küçük bir anı olsun istedim.


Eh tabi kendim için de bir anı düşünüyorum. Şu sevimli kanatlı pisiciği arkadaşlarıma imzalattırdıktan sonra çerçeveleteceğim.



Ahh, bu da Armando Dippet.  Dumbledore'un selefi ve bendenizin ilk toz pastel boya portre çalışması. (bu resim artmaykill isimli Instagram hesabımda da mevcut. Sahi beni neden takip etmiyorsunuz? Üstelik de ben #artmaykill etiketiyle gönderdiğiniz fotoğraflara hikayeler yazmaya çalışırken ve bazen de başarırken??)  Şu yaldızlı bantlarla etrafına çerçeve çekip bunu da salona asacağım. Bu arada toz pastel boya demişken. Cadılar bayramı kostümünüzü tamamlayacak bir öneri... Saç tebeşiri denen şey aslında toz pastel boya. Tek yapmanız gereken saçınızın boyamak istediğiniz kısmını ıslatmak ve istediğiniz renk boyayla boyayıp kurutmak. Hem çok eğlenceli, hem hoş sonuç veriyor hem de kurtulmak için tek yapmanız gereken yıkamak. Şahsen ben günlük hayatta da kullanıyorum. Yine ofis-ser de tekli olarak satılıyorlar. (UYARI: Güzelce kurutmazsanız inceden inceden sizi ve giysilerinizi boyayabilir.)



İşte bunlar da minik balkabaklarım. Bunlar için tek ihtiyaç içlerine doldurmalık (ya da rulo olarak koymak için) tuvalet kağıdı ve renkli krapon kağıtları. Bu şirin gözler de kocaman bir paket olarak satılıyor ve yine 1 lira.



Veee en sevdiğim kısım. Bunlar yarasalarım. Avizemden aşağı, tam da yemek servisi yapacağım sehpanın üzerine süzülüyorlar. Bayılıyorum. (Fotoğrafta yoklar ama pembe yarasanın etrafına daha küçük siyah yarasalar da astım.)



Gerisini biliyorsunuz işte. Ne kadar çok mum, ne kadar çok sim, o kadar iyi.

Şimdi gelelim yemek servisine. Açıkçası servis işinde olabildiğince kolaya kaçacağım. Ana yemek niyetine dayayacağım makarnayı. Zaten Figlet kod adlı bir misafirim var başka bir şey yemiyor. Bir de Nesquik yiyor ama öyle ikram = olmaz olsun. Neyse efendime söyleyim haşlanmış makarnayı birkaç hazır sos çeşidiyle önlerine dayadım mıydı, kola şişelerimi de şöyle süsledim miydi...


Fazla alkollü bir gece de olmayacak, alkol misafirlerin kendi sorumluluğunda, ben basit, “alkolsüz bir punch” hazırlamakla yetineceğim.  Ananas suyu (bir tek SEK'i biliyorum) ve yeşil renk için belki biraz şu toz kivi çaylarından. Belki biraz vanilya falan... İnanın şimdi bilemiyorum ama amaç şöyle bir görüntü yakalamak.


Ve tabi ki bulaşıktan nefret eden ben plastik bardak, tabak ve çatalın ne büyük hayranı olduğumu gözler önüne sereceğim.

Sıra geliyor cupcakelere.  Ben tabi ki hazır olarak aldığım kekleri süsleyeceğim. Aklımda eti brownie var... Biraz kremşanti, biraz da glazürün çözemeyeceği sorun olduğuna inanmıyorum. Ve bence bunları yapmak partinin kendisinden daha eğlenceli olacak









İnternette daha milyonlarcası var. ister ilham alın, ister hayal gücünüzü zorlayın...


Biz tatlı sonrasında partinin pijamalı ayağına geçeceğiz. Kendim de dahil tam yedi kızı salonumda yer yataklarında yatıracağım. Patlamış mısırlarımızı alıp süper bi korku filmi izleyeceğiz. Altımıza sıçacağız. Doğrusu bu konuda çok heyecanlı ve gerginim. Çünkü gerçekten çok korkarım. (Fakat Life May Kill yazarımız Senjar söz verdi. Çok korkarsam bi hafta bende kalacak ki bu da aynı odada yatmanın anlam ve önemini arttıracak tabi. Ayrıca cadılar bayramının vazgeçilmezi olan şekerleri de unutmuş değilim.

İşte böyle arkadaşlar. Benim evimin ışıklandırması zaten mavi, mor ve kırmızı temalı. Biraz da buna güveniyorum. Siz de basit bir ampul değişimiyle bu atmosferi yakalayabilirsiniz. Hem belli mi olur, belki bu renkli ışıklar yatak odanıza da lazım olur...

Hiçbir şeyin eğlenmenize engel olmasına izin vermeyin. Güzel keşif ve önerilerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarım, hoşçakalın.

Not: Blogumuz, Hürriyet Bumerang Ödüllerinde "En Tarz Blog" dalında aday. Eğer bize destek vermek istersen, buraya tıklayıp hiçbir ücret ödemeden oy verebilirsin. Şimdiden teşekkürler.

M.B.O.

4 yorum:

  1. Ne kadar uğraşmışsın harikasın ya! Tek kelimeyle BAYILDIM! Halloween ev partisini kesinlikle yapılacaklar listeme ekliyorum ve en büyük ilham kaynağım da sen olacaksın :D Uzaylılar, yarasalar ve balkabaklarına aşık oldum işte yaratıcılığın sınırlarını zorlamak budur tekrar söylüyorum süpersin :D

    YanıtlaSil
  2. ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM :) EV PARTİNİN FOTOĞRAFLARINI GÖNDERMEZSEN ÖLÜMÜ GÖR AMA. ÖLÜMÜ GÖR BAK, DUYDUN MU!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya canım benim yaş 16 onu napçaz :D 2 yıl sonra değil cadılar bayramı her hafta ayrı parti çıkar benden dont worry :D belki bi partide karşılaşırız :D

      Sil
  3. NE KADAR HARİKA VE AYNI ZAMANDA BERBAT BİR YAŞ :) ÖYLEYSE EĞER HAYATTA KALMAYI BAŞARIRSAN DİYE (Kİ 16 KRİTİK BİR NOKTA :) ), BEKLEYECEĞİM...

    YanıtlaSil

.