11 Şubat 2013

55. Grammy Ödülleri

       
En prestijli müzik ödülü olan Grammy ödülleri, dün gece sahiplerini buldu. Çok kısa bir özetle mükemmel bir ödül töreniydi.  Kaç kişi, kaç performans yaptı bilmiyorum diyecek kadar fazla performans vardı. Hepsi de birbirinden güzeldi. 

(Not: Performansları izlemek için mavi renkteki isimlerin üzerine basmanız yeterli.)

Geceyi,  “We Are Never Ever Getting Back Together” şarkısı ile Taylor Swift açtı. Taylor adına renkli bir performans olsa da benim için ortalama bir performanstan başka bir şey değildi. Performansın hemen ardından, gecenin sunucusu LL Cool J, güzel ve anlamlı bir açılış konuşması yaptı ve sahneyi Elton John & Ed Sheeran ikilisine bıraktı. Elton John, neredeyse her sene bir şarkıcının yanında eküri olarak çıkıyor ve iyi de yapıyor. Ayrıca küçük bir not; düet fikri Elton John tarafından gündeme getirilmiş.



Bir yıl daha da yavaş ve sıkıcı mı geçecek derken “best pop solo performance” ödülünü vermek üzere Jennifer Lopez ve ekürisi Pitbull sahneyi geldi ve JLo’nun kıyafeti sayesinde gözlerim biraz açıldı. Best Pop Solo Performance ödülünün sahibi ise Set Fire To The Rain ile Adele oldu. Laf buraya kadar gelmişken Adele hakkında birkaç söz söylemeden geçemeyeceğim. Geçen yıl 6 Grammy kazanan ve ardından bebeğini doğuran Adele, biraz kilo almış olmasına rağmen siyah olmayan kıyafeti ile çok güzeldi. Ödülün ardından gecenin en çok konuşulan isimlerinden “Fun” sahneyi aldı ve “Carry On” şarkıları ve yağdırdıkları yağmur ile adeta gecenin güzel geçeceğinin haberini verdiler.  Dur durak bilmeyen performanslar, ilgilenmediğim country tarzının başarılı iki ismi olan Miranda Lambert ve Dierks Bentley’nin performansları ile devam etti.




Burada hemen yeni bir paragraf açmak istiyorum çünkü bir sonraki performansın sahibi Miguel hakkında birkaç şey söylemem lazım. Miguel’in Wiz Khalifa ile yaptığı performans fazla seksiydi. Bunu sadece ben değil, Kelly Clarkson da hissetmiş olacak ki “Best Pop Vocal Album” ödülünü kazandıktan sonra gayet açık bir şekilde beğenisini dile getirdi. “Song of The Year” ödülünü We Are Young ile Fun kazanırken,  “Best Rock Performance”ödülünü ise Black Keys kazandı. Bu ödüllerin hemen ardından sahneyi Maroon 5 ve Alicia Keys ikilisi aldı ve Daylight & Girl on Fire’ı seslendirdiler ki bana göre gecenin en güzel performanslarından birisiydi. Ben iyice keyfe gelmişken performans sırasının Rihanna’ya geldiğini duyunca kendimi oturduğum yere sahipledim. Rihanna, Mikky Ekko ile Stay şarkısını söyledi. Alışılmış Rihanna şarkı seçimlerinin dışında olmasına rağmen, Stay’in performansı ve sahnesi gayet başarılı ve etkileyiciydi. Son albümü Unapolotegic’te sesini tekrardan ön plana çıkarmayı başaran Rihanna için kesinlikle doğru bir tercihti.





Rap/Sung Collabaration dalında ödülü kazanan Jay- Z yine suskun ve bir o kadar da havalıydı. (ben artık itici buluyorum bu hal ve hareketlerini.) Neyse ki konuşma faslı kısa sürdü ve böylece biz de bir an önce Kelly Clarkson’nın yaşam boyu başarı ödülüne layık görülen Patti Page ve Carole King için yaptığı tribute performansa kavuştuk. Kelly Clarkson ile yıldızımızın bir türlü barışmamasına rağmen çok başarılı bir performanstı. 

İşte geldik gecenin tartışılmaz en iyi ve en unutulmaz performansına. İlk olarak Bruno Mars gözüktü sahnede ve herkes tarafından eksiksiz ezbere bilinen Locked Out Of Heaven şarkısını seslendirirken, bir anda sahnede çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmeyen Sting gözüktü ve şarkıyı beraber söylediler. Ardından Bob Marley Tribute için bu ikiliye Rihanna ve Ziggy Marley de katılınca da ortalık karıştı ve çok eğlenceli bir performans ortaya çıktı. 



Bütün güzel performanslar bitti, bundan sonrası çok sıkıcı olacak” derken sahneye sevimlilikten ölmek üzere olan Ellen DeGeneres ve Beyonce geldi ve Justin Timberlake’i anons ettiler. Şarkıya cuk diye oturmuş koreografi ve siyaz-beyaz efektli çekimle Suit &Tie performansı bir içim suydu.


Ödül töreni, ödül vermeyi unutarak performanslar ile devam ederken sahneye Katy Perry çıktı ve biraz da laz sokarak, Fun’a Best New Artist ödülünü takdim etti. Sonrasında ise bana göre gecenin en gereksiz iki performansı- Hunter Hayes ve Carrie Underwood- sahnelendi. Carrie Underwood’un performansı gerçekten kötüydü. Elbiseye yanısıtılan ışıklan filan, hoş değil.

Gecenin sonlarına yaklaşırken, Record Of The Year ödülünü vermek üzere sahneye Prince geldi. Bence Jay Z’ye de nasıl havalı olunacağı çok güzel gösterdi. Ödülü, Somebody That I Used To Know ile Gotye & Kimbra ikilisi kazandı. Gecenin son ödülü olan Album of The Year’ı ise Babel albümleri ile Mumford & Sons kazandı. Geceyi ise gecenin sunuculuğunu da üstlenen LL Cool J kapattı.

Genel olarak bana göre çok başarılı ve eğlenceli bir Grammy’ydi. Ya ben müziği ve ödülü törenlerini özlemişim ya da yapımcılar kendilerine bir çeki düzen vermiş. Önemli olan ise tabii ki sonuç.
               

Kaan Kızılırmak

1 yorum:

  1. Bu yazını çok beğendiğimi söylemek istiyorum öncelikle. Bu Grammy'nin dolu dolu geçtiğini düşünüyorum ben de. Açıkçası tatmin edici bir törendi. Ayrıca şunu da unutmadan eklemek istiyorum; Jack White ve Ruby Amanfu'nun performanslarının da mükemmele yakın olduğunu düşünüyorum. Justin'in nihayet eski enerjikliğiyle dönmesi ve o mükemmel performansı sergilemesi de beni ayrıca mutlu etti. Umarım önümüzdeki günlerde eski formunu yakalar.

    YanıtlaSil

.