Beni
Bu Diyardan Alır Kaçarım
Bilinçaltım
seks satar kafası yaşıyor olsa gerek. Sizinle yatak odamdan bir kare
paylaşacağım. Kitaplarım:
İtiraf
etmek gerekirse kitapların hepsi başucumda sayılmazdı. Bir kısmı yerde, bir
tanesi yatağın altında, iki tanesi ise tam olarak benimle birlikte yataktaydı.
Sadece son günlerde ne yapmakta olduğumu izah edebilmek için onları bir araya
getirdim.
Anlayabileceğiniz
gibi bu dünyadan firar etmeye çalışıyorum. İçim sıkık, kalbim kırık ve düşünmek
istemediğim pek çok şey var. Ben de yılların bilgi ve birikimini
konuşturuyorum. Kendimi mutfaktan yatağa, yataktan mutfağa atacağıma; “canım
kendim” i duvardan duvara çalacağıma, uçan arabalarla kırmızı trenleri takip
ediyorum, Karanlık Lord'un ismini söyledikçe kendi adı anılmaması gerekenlerimi
unutuyorum, anlaşılmazlıkta bir dünya markası olan eski sevgilinin yaşadığı
gelgitlere kafa yoracağıma, Edward Cullen'ın beni “sonsuza kadar” sevmesine
izin veriyorum, Kalypso bile Oddisseus'u serbest bırakmak zorunda kaldıysa
kimsenin oyuncağıyla gönlünce oynayamayacağını kendime anımsatıyorum, yeni
tanıştığım bir grup cücenin peşine takılıp boyuma posuma bakmadan ejderha avına
çıkıyorum, gerçek hayatta güneş makyajımla birlikte tam suratımı da eritmeye
kalkışacakken pof... birkaç sayfa çeviriyorum ve “Winter is coming!”.
Doğrusu
ya, sadece kötü zamanımda değil, normalde de fantezi dünyasına sık sık
kaçmaktan büyük keyif alıyorum. Ne kadar kurduğumu unuttuğum bir cümlem var:
“Çünkü hayat bu haliyle çok sıkıcı.” “Doğum mucizesi”, “Fakat tabiat ana?”,
“Sırf karaciğerin bile laboratuvar gibi be!” falan diye hippilikle kötü
akademisyenlik arasında sıkışmış savlarla da hiç birbirimizi kırmayalım ayrıca.
Dünyanın bir şeyleri eksik. İhtişamı, sihri, macerası, görselliği,
değişkenliği...
Çok
büyük şeylerden de bahsetmiyorum ha öyle. Tanrı'nın da (yaratıcı, bir güç,
evren, toprak ana, zaman baba, ne demek istiyorsanız) bir sihri var elbet, bir
kurallar bütünü, neden-sonuç ilişkisi. Ben sadece bir gökkuşağının altından
geçebilirsem erkeğe dönüşeceğimi bilmenin, gece 12'den sonra evimin yakınındaki
köprünün altından geçersem tecavüze uğrayacağımı bilmekten daha eğlenceli
olacağı fikrini kafamdan atamayan tiplerdenim.
Tanrı'dan
Olası Cevap: “Önce Kendi Hayalgüçlerine Baksınlar”
Cami
Tanrı'nın
bizi ve dünyayı yaratırkenki hayalgücü “tasarrufu”ndan yakınırken siz
bilmeseniz de yapmakta olduğum bir şey var. (sizlerin de bunu yaptığını ummak
yanlış mı olur bilmiyorum gerçi) Gözümün önüne Tanrı'yı getirmeye çalışıyorum
da, asıl o zaman kimin hayalgücü yoksunu olduğu ortaya çıkıyor. Hikayeyi birkaç
tık geri sarıyorum ve özet geçiyorum. Küçüğüm, Tanrı kavramıyla bir Müslüman
olan babaannem tarafından, “Allah” ismi altında tanıştırılıyorum. Babaannemin
birbirinden ilginç öykülerini dinlerken sürekli camdan birkaç sokak ilerideki
“Allah'ın evi: cami”ye bakıyorum. Caminin yalnızca devasa kubbesinin tepesini
görebiliyorum, sanırım minareyi saklayan apartmanlar falan var. Ve bilin
bakalım ne oluyor? Aradan neredeyse yirmi yıl geçiyor ve ben hala cami
kubbesini Tanrı'nın takkesi olarak hayal ediyorum. İsimler, kavramlar,
değişiyor, bazen inancım azalıyor, gitgide hevesim kaçıyor belki. Ama takke hiç
değişmiyor. Beyaz takım elbise giyen Morgan Freeman olması bile, dev takkesiyle
bizim alt sokakta öylece durmasından daha havalı, daha yaratıcı.
Yaratıcılık
fakirliğime biraz bozuldum doğrusu bu aydınlanmayla. Sonra da kendimi daha
farklı ve bu sefer hiç değilse bir lokma ilham eşliğinde düşünmeye zorladım.
Fakat nafile. Benim dev takkeli taştan tanrımı yerinden kıpırdatmak imkansız.
Hal
buyken ben de başkaları Tanrıları nasıl düşlemiş ona bakayım dedim. Ve
akıllarındakini akıllarindakine en yakın olarak yansıtacaklara, canım
sanatçılara göz atmaya çalıştım.
Adem'in Yaratılışı - Michelangelo
İşte
en klasik Tanrı figürlerinden biri. Erkek bir tanrı. Güçlü, kuvvetli. Açık renk
giysiler içinde. Beyaz saçları ve sakalıyla tipik. Kubbe-takkeyi de ilave ederseniz,
çocuk zihnimde oluşan figüre epeyce yaklaşmış olacaksınız.
Nemrut Tanrı Heykelleri
Aslında
o koca takkenin altında toprağa kadar uzanabilecek yalnızca bir “baş” hayal
edebildiğim için sanırım resim iki ve üçün takkeli bir kırmasını hayal etmenizi
isteyeceğim. Yine de temkinli hayal edin derim. İnananlar için yasal uyarı: God
May Kill.
Anubis
Mısır Tanrısı Bast
Ganeşa
Şiva
(Anlaşılan Şiva bu heykelde yokoluş dansını yapıyormuş, bu sebepledir ki bir
grup; Şiva'ya ait bu heykelin CERN merkezinde bulunmasına tüyleri ürpererek
yaklaşıyor.)
Şimdi
son dört figürümüzü düşünelim. Anubis, Bast, Ganeşa ve Şiva. Hayalgücümüz ne
kadar da sınırlı, sıfırdan bir varlık yaratmak ne kadar da zor. Hayvan
başlarını alıp insan vücutlarına takmışız. Üstünlüğü sembolize etmek adına
belki, uzuvları çoğaltmışız.
Şimdi
de tamamen aynı Tanrıça'nın, Venüs'ün başka başka zamanlarda, başka başka
sanatçıların hayalgüçlerine yansımasına bakalım.
Aynadaki Venüs - Diego Velazquez
Colonno Venüs'ü
The Elder Venüs - Lucas Cranach
Milo Venüs'ü
Venüs'ün Doğuşu - Botticelli
Mavi Venüs - Yves Klein
Sanırım
herkes Venüs'ün dolgun hatlı ve çıplak olması gerektiği konusunda hemfikir.
Tasvir edildiği üzere genellikle de “kızıl” tanrıça. Benim açımdan keyifli olan
şeyse yüzlerin ve ifadelerin birbirinden farklılığını incelemek. Bu durumda
Mavi Venüs'ü ayrı bir kategoriye koymak gerekiyor tabi. Eğer favori Venüs'ümü
soracak olursanız da cevabım Colonna Venüs'ü olacak. Zira bir elinde tüm
vücudunu sarmaya yetecek malzemeyi tutarken, çıplaklığından utanırcasına boşta
kalan eliyle cinselliğini örtmeye çalışmak çok seksi, çok zekice, dolayısıyla
çok Venüsçe...
Belki
de koskoca Tanrı'nın insan bedenine sıkışıp kalması pek cazip değil. Şanslıyız
ki tutkuları uğruna kendini şekilden şekile sokmuş bir Tanrı da tanıyoruz:
Zeus..
Danae Altın Sağanağı - Corregio
(Zeus genç kızı kapatıldığı kulede “altın sağanağı” olarak hamile bırakıyor)
Leda ve Kuğu - Leonardo Da Vinci
(Ve işte Zeus bir kuğu olarak Leda'yı baştan çıkarırken.)
Sonuç
olarak baktığım bu figürlerin hepsi mükemmel de olsa, hiçbirinde umduğum o
Tanrı ışıltısını göremiyorum. Hiçbirine şaşırmıyorum. Mükemmel sanat eserleri
olmaları onları bizim, alt sokakta oturan takkeliden daha kudretli yapmaya
yetmemiş gibime geliyor. Belki birinin yüzüne bakarken sizin içiniz
titremiştir, bilemem. Kafanızda ilginç tanrı figürleri varsa, bizimle
paylaşmanızdan da mutlu olurum. Belki içimizi titretecek tasvir sizlerden
gelir?? Ben Yaratıcı'dan yaratıcılık konusunu hafife aldığım için af dileyerek
yazımı tamamlıyor ve sizleri tesadüfen karşıma çıkarak yazıma ilham kaynağı
olan Tanrı'yla başbaşa bırakıyorum. Bakalım sizi de benim kadar düşündürecek,
hayalgücünüzü sınayacak mı?
Yaratıcı olarak Tanrı Baba - Bible Moralisee
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder