16 Mayıs 2013

Nişan Al ve Ateş

Hola!

Sınav arifesi şifayı kapmış bir şekilde açtım bilgisayarı. Eşek yüküyle mikroorganizma dolmaya neden şifayı kapmak dendiğine bir anlam veremesem de, yükselen ateşimde emeği geçen başta altyapı konusunda örnek(!) Bornova Belediyesi ve İzmir AYKOME olmak üzere herkese teşekkürler. Perşembe günü yağan yağmurda Evka 3’ten Küçükpark’a yüzerek geldim. Deniz sezonunu açtım hehheh!

Nişanı atlattık sevgili arkadaşlar. Gerçekten gözüm fena halde korktu. “Evlenmekte ne var canım, zamanı geldiğinde olur nasılsa”, “Bunca insan yapmış biz mi yapamayacağız?” yok efendim “ben adamla evleniyorum ailesiyle değil” diyen büyük bir hayal kırıklığına hazırlasın kendini. Şimdi gözlemlediğim kadarıyla bir nişan için gerekli şeyleri size listeleyeyim, siz kendiniz karar verin böyle bir işin akıl kârı olup olmadığına…

Dünya evine girmek isteyenler için yol rehberi (Nişana kadar)

1. Oturmuş bir ilişki, sevdiğiniz bir eş adayı: Abi bence bu basamağa sahipseniz ilişkinin adı, çapı, edik güdük hiç önemli değil. Haftalardır bununla ilgili yazıyorum, alem göt olmuşken “bu ilişki nereye gidiyor Berkecan?” diye hayat ve kafa mikmeye hiç gerek yok. Yatın kalkın dua edin. Ha ama illa rahat batıyor, hayatım sıradan, işimi kurdum, askerliğimi yaptım, yasalar önünde çift olarak anılmak, hayati kararlarda söz sahibi olmak istiyorum diyorsanız diye devam ediyorum.

2. Aile: Opsiyonel değil bu. Sonuçta isteme, söz faslında orada büyüklerin olması gerekiyor. Ha ne gereği var böyle şeylere diyenler zaten yukarıda yazdığım gibi yaşasın demiştim ben. Tekrar tekrar açıklatmayın bana. İstendi ve söz kesildi diyelim. Artık bir uçaktasınız ve uçağı düşürmeden diğer insanlara ve kendinize hasar vermeden ondan kurtulmanız mümkün değil. Vay ben korktum vay ayıldım bayıldım fenalık bastı… Dinlemezler.

3. Nişan yapılacak mekan, tarih ve çağırılacak insan seçimi: Evde aile arasında sözle birlikte bu faslı geçirmek isteyebilirsiniz. Üç beş şarkı koyar iki de oynarsanız ne ala. Yoksa bir yerle anlaşıp kişi sayısı bildirmeniz gerekecek ki bu kısım büyük sıkıntılı. Hele de yemekli bir organizasyon düşünüyorsanız kişi sayısının önemi artacak. Bin kişi de olsa kontenjanınız yine de çağırmak istemediğiniz, ya da çağıramadığınız akrabalar tanıdıklar olacak ve taraflarından size ne gönüller konulacak… Eş adayınızla aynı sayıda insan çağırmaya çalışacaksınız çünkü senin umrunda değilse bile halan, küçük dayın, büyükannenin kuzeni falan için hayati mevzular bunlar. Laf çene çekecek halin yok senin de, ayıklayacaksın tek tek pirincin taşını. Kırılan tanıdıkların haberini alacaksın mesela nişan arifesi. Asaplar birkaç derece daha rotasından şaşacak…

4. Alışveriş: Mekanda oturacağınız masa, konsept falan hep ayarlandı varsayıyorum. Peki ne giyeceksin o gün? Erkekler biraz daha şanslı çünkü daha az aksesuarla geceyi kurtarıyorlar. İçine sinen ve üzerine tam olacak kıyafet (ki sözden sonra başlanan diyet ve her geçirilen sinir krizinde yediğin bir dünya şey yüzünden kilo alıp veriyor olacaksın) bulmak için günlerce çabalayacaksın. Ayakkabısı, çantası… Of yeminle içim daraldı… Geçiyorum bu faslı müsaadenizle.

5. Fotoğraf ve video kayıt işlemleri: “Hadi biz bir bok yiyoruz, yarın bir gün anmak lazım bu zamanları ne kaa güzel” diyerek fotoğrafçı ayarlayacaksınız. Ancak yeni öğrendiğim kadarıyla fotoğrafçılar randevuyla çalışıyorlar ve randevu saatini kaçırmanız birbirinize gülmeden bakmaya çalıştığınız o komik fotoğrafların çekimini sekteye uğratabiliyor. Zira ne kadar çok evlenmek, nişanlanmak isteyen var hala görseniz şaşarsınız… Bu işleri bence kuaför provası zamanı halletmek lazım zira nişan günü pek sıkışık oluyor program. Mutlaka sarkmalar oluyor. Bizim başımıza geldiği gibi “protez tırnak” ile bir miktar geciktiğiniz kuaförde “takma kirpik” yüzünden planladığınız saatten iki saat kadar geç ulaşabiliyorsunuz fotoğrafçınıza. Plan yaparken böyle ufak tefek şeylerin krize dönüşmesini engellemek için esneme payı bırakın mutlaka. Bizi araya kaynattılar ve bir nişanlık bir düğünlük iki çift çok sövdü bize.

6. Şarkı türkü meselesi: Bunun üzerine gerçekten zaman harcamak gerekiyor yoksa mekanın çalacağı “Ankara’nın Bağları” şarkısı ve dolup taşan pist yüzünden hayattan soğuyabilirsiniz. Amcalar enişteler dayılar çok bayılıyor böyle şeylere. Şaşırtıcı. İki kere düşünün repertuvar hazırlarken.

Evet sevgili dostlarım. Aklıma gelenler ve gözüme değenler bunlar. Sakın iki kadeh bir şey içmeden çıkmayın insan içine zira ayık çekilecek şey değil tüm bunlar. Gecenin sonunda halk tarafından kabul edilebilir bir çift olacaksınız, eğer çok kıymetliyse gözünüzde. Videosu falan da çekiliyor sonradan izleyip gülünecek çok şey bulacağınıza eminim. Gerçi arkadaşımın nişanlısı –artık enişte diyeceğim kendisine ne kadar garip mk- geçenlerde Yalan Dünya dizisinin çektiği bölüm bir şekilde silinince tüm oyuncuları toplayıp apar topar aynı bölümü tekrar çekme çabalarını haberlerde okuduğunda nişan görüntüleri kaybolursa her şeyi baştan yapmamız gerekecek dedi ve tarafımızdan büyük gazaba uğradı. Hehheh…

Hayatın yoran yanlarını yazacağım diye başladığım blog, sonunda kadınlar kulübüne döndü gördüğünüz gibi. Haftaya da çeyiz nereden alınır en iyi overlok –böyle mi yazılıyor ya?!?- nerede yaptırılır gibi konularda yazacağım. Tez vakitte kısmetimi bulup çoluk çocuğa karışırım bu gidişle. Yeey!

Şaka lan şaka, korkmayın. Nişan yazacağım dedim diye yazdım yoksa bu hafta bir araba dolusu olay oldu, onu yazarım belki haftaya. Ayrıca yaza doğru taşınmayı düşünüyorum, eğer sağda solda güzel ev varsa haber ediverin sevabına…

Ps: Artık nişanlanmış olan çiftimize mutluluklar diliyorum. Sağlam eğlendik. Olum çok garip ya, nişan günü otelde hazırlanmaları için verilmiş odanın anahtarı bizdeydi mesela. Eskiden o odaya alınmayan ufaklıklardık, ne ara o kadar yetkin olduk mk… Neyse, hepinizi öpücüklere boğuyorum. 

Haftaya görüşmek üzere!!  Xoxo!!!


Senjar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

.